Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/299 E. 2023/462 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/299 Esas
KARAR NO: 2023/462
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/11/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili ile —– şirketi arasında gerçekleşen —— adlı ilaçların alımı ve ilaçların miadının dolması sebebiyle müvekkilinin zararının doğduğunu, —– şirketinin 30/09/2019 tarihinde davalı ile birleşerek infisah olduğunu, davalı ile birleşen —— şirketi tarafından —— adlı ilaçlar için tek seferde toplu alım yapılması durumunda hastalara dair olası ölüm ya da tedavi terki, ürünün ruhsatlanması veya regülasyon değişiklikleri nedeniyle ürün tedarikinin müvekkili tarafından mümkün olamaması halinde kalan ürünler için geri alım garantisi verildiği hususunun 18/07/2014 tarihli yazı ile müvekkiline taahhüt edildiğini, davalı ile birleşen—– şirketi aracılığıyla, —— ilaçların alındığını, söz konusu ilaçların —– kapsamında tedarik yetkisinin 08/05/2017 tarihinde —– geçtiğini, bu süreçte müvekkilinin hastalara sadece ücretli olarak söz konusu ilaçları tedarik ettiğini ve elinde kalan —— ilaçların miadı dolarak 19/11/2019 tarihli tutanaklar ile imha edildiğini, anılı faturalarda belirtilen adet/kutu fiyatları/bedelleri üzerinden yapılan hesaplama gereği müvekkilinin zararının toplam 176.427,91-Euro olduğunu, müvekkiline geri alım garantisi veren —– şirketi firmasının davalı tarafından devralınması sebebiyle husumetin davalıya yöneltilmesi zaruretinin doğduğunu, müvekkili tarafından davalıya gönderilen 21/01/2020 tarihli mail ekinde imha tutanakları gönderilerek ilaç bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, sonrasında —— Noterliği’nin 12/03/2020 tarih —— yevmiye numaralı ihtarlarına karşı keşide edildiğini, davalı tarafından keşide edilen —— Noterliği’nin 21/04/2020 tarih —– yevmiye numaralı ihtarı ile taahhütnamenin paylaşılmasının talep edildiğini, —— Noterliği’nin 23.07.2020 tarih —— yevmiye numaralı ihtarname ekinde taahhütname suretinin tebliğ edildiğini, davalı vekili ile yapılan mail yazışmalarında talep edilen belgelerin gönderilerek 16.10.2020 tarihli mail cevaplarında da ihtarname içeriğinde bedel açısından hataya düşüldüğünün ve toplam zararın 176.427,91 Euro olduğu belirtilerek ödenmesinin talep edildiğini, aradan geçen sürede uzlaşmanın sağlanmadığını, müvekkili zararının tahsili için —— yapılan —– arabuluculuk dosyası ile yapılan dava şartı arabuluculuk başvurusunda anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 176.427,91-Avro alacağın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkilinin muamele merkezi itibari ile davada —— Mahkemelerinin yetkili olduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacıya ilaç satışında bulunmadığını, taahhütnamenin müvekkili yetkili temsilcilerince imzalanmadığını, müvekkilinin sorumluluğunu doğuracak yasal ve akdi bir dayanak olmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeni ile reddinin gerektiğini, yine mübrez taahhütname doğrultusunda açılan davanın haksız olup, davacının tazminat talep edemeyeceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.—— sayılı yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiş ve iş bu dosya numarasını almıştır.Mahkememizce; —— davalı —– Şirketi’nin ve dava dışı —– şirketine ait tüm ticaret sicil kayıtları, —— dava konusu —— adlı ilaçların tedarik yetkisinin belirlenmesine dair 05/02/2017 tarihli ve 08/05/2017 tarihli yazılar ile varsa bu hususa ilişkin tüm bilgi ve belgeler ile bu yazıların davacı —— tebliğ edilip edilmediği hususu ve tebliğe ilişkin evrakları ayrı ayrı celp edilerek incelenmiş ve bir nitelikli hesap uzmanı ile bir sektör bilirkişisin den oluşan bilirkişi heyetinden kök rapor alınmış, taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda da ek rapor alınarak tebliğ edilmiştir.Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Davacı —— tacir olmayıp, 6643 sayılı Türk Eczacılar Birliği Kanunu’nun 1. maddesine göre; tüzelkişiliğe sahip kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşudur. Davalı tarafın tacir sıfatına haiz ticaret şirketi olması davaya ticari nitelik kazandırmaz. Zira, yukarıda da ifade edildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, kanunda sayılan ticari davalar dışında, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Eldeki dava, TTK’nın 4’üncü maddesi kapsamında kalan ticari davalardan olmayıp, davacı —— TTK’nın 12 vd maddelerinde sayılan tacir kişilerden değildir. Her ne kadar davalı taraf tacir ise de, uyuşmazlık her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklanmadığı gibi uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu halde uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir.Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından ve işbu davaya bakma görevinin mahkememizde bulunmadığı kanaatine varıldığından, 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c , 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-) Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili —— NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) 6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz görevsizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023