Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/274 Esas
KARAR NO:2022/625
DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/04/2022
KARAR TARİHİ:29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin — bağlı olarak çalışan yetkili servis olduğunu, davaya konu — olduğunu, araç sahibi tarafından —tarihinde —–çekilmesi ve silecek değişimi talebi ile müvekkili servise gittiğini, müşterinin lisanslı — olmadığı için kullanamadığını ve servisten kontak elektriğe bağlanmak sureti ile — bir tesisat çekilmesini kendisi özellikle istediğini, müşteri talebi üzerine sol ön ayak bölmesi alanında bulunan sigorta tablasından—– kullanılarak müşteri isteğinin yerine getirildiğini ve aracın sorunsuz bir şekilde teslim edildiğini— tarihinde —yolunda aracın yanmaya başladığını, çıkan yangının — tarafından kontrol altına alındığını—raporunda aracın tamamen yanmış olması sebebi ile çıkış sebebinin tespit edilemediğinin bildirildiğini, araç sahibinin aracı müvekkili şirkete getirdiğinde işlemlerin yapılamaması üzerine — değiştirdiği ve yazılım eklettiğini beyanla kabul ettiğini, meydana gelen zarar sebebiyle oluşan hasar bedelinin tazmini amacıyla davalı sigorta şirketinin müvekkili aleyhine —Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, ödeme emrinin müvekkili şirket çalışanının tebligatı sehven yetkiliye vermemesi sonucunda itiraz süresinin kaçırıldığını, bankalar nezdinde kredibilitesinin düşmesinden çekinen müvekkilinin dosya borcunu davalı sigorta şirketine ödediğini, müvekkili şirketin meydana gelen yangın olayında sorumluluğunun bulunmadığını bildirdiğinden bahisle haksız olarak yapılan — tutarındaki ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen tazminatın davacıdan rücuen tahsiline ilişkin olduğu, müvekkili sigorta şirketinin hasar bedelini ödemek suretiyle sigortalısının haklarına halef olduğunu, müvekkilinin sigortalısı ile davalı arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olduğunu, görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu beyanla mahkememiz görevine itiraz etmiş, davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, Tüm dosya kapsamı incelendiğinde davaya konu temel uyuşmazlığın meydana gelen yangın nedeni ile sigorta şirketinin hasara uğrayan araç sahibine yapmış oduğu ödemeye ilişkin hasarın icra takibi sonucunda davacıdan tazmin edilen ödemenin tazminine ilişkin açılan istirdat davasıdırTTK m. 1472’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak —gün ve —-sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan,— Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın davacıya rücuan tahsili sonucunda davacı tarafından ödenen bedelin istirdadı isteminden ibarettir. Davalı sigorta şirketi takibi sigortalısına halefen açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukukî mahiyeti nazara alınır. Sigorta şirketi halefi olduğu sigortalının yangında zıyaanın ayıptan kaynaklandığını iddia ederek rücuen istemde bulunmuştur. Genel olarak sigortalı ile davacı arasındaki uyuşmazlıkların ifade edildiği ticari dava olduğu kabul edilemeyeceğinden eldeki uyuşmazlığın halefiyete sebep kişinin şahıs ve aracın hususi olması nedeniyle tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davada mahkememiz görevli olmayıp, davada görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren —hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli — Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren — hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.