Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/270 E. 2022/564 K. 09.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/270 Esas
KARAR NO:2022/564

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2022
KARAR TARİHİ:09/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu/ davalı yan ile vekil eden arasında—- tarihli sözleşme ile “— İşleri’nin Sözleşme ekinde verilen proje, birim fiyat tarif, teknik şartname doğrultusunda, (birim fiyat cetvellerinde ve analizlerde belirtilen) malzeme/genel giderler ve işçilik: dahil olarak. İlgili kanun. mevzuat ve yönetmeliklere göre, çevreye. kişilere herhangi bir zarar vermeyecek şekilde planlanması ve yürütülmesini ve tüm bu isler süresince gerekli —–tedbirlerinin vs. her türlü tedbirin alınmasını işi ” konusunda sözleşme tanzim edildiğini, İş bu sözleşme kapsamında vekil eden şirket tarafından davalı şirket adına yapılan ödemeler yapılmak zorunda kalındığını, davalı yan bu ödemeleri bilmekle yansıtma faturaları da ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı yanca tarafınıza ödenmeyen —-bedelin ödenmesi amacıyla şirketlerince —-Sayılı dosyasında ilamsız takibe geçildiğini ve borçlu yan bu ödeme emrine vekil vasıtası ile itiraz ettiğini, —-görüşmelerinde anlaşma sağlanmadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, —- Esas sayılı takip dosyasına yapılan itrazın iptali ile takibin devamına, borçlunun—aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davacıyla akdetmiş olduğu alt yüklenici sözleşmesinin 46. Maddesinin (i) bendine göre iş bu sözleşmeden ve eklerinden doğan uyuşmazlıklar için —-yetkili olduğunu, davacı tarafça başlatılan — Sayılı icra takibi yetkisiz — açıldığını, Müvekkil şirket ile davacı arasında —– tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca — tarihinde çalışmalarına başlayan müvekkil şirket, davacı tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiği tarihe kadar söz konusu iş yerinde bi fiil çalışmalarını yürüttüğünü, müvekkilinin iş süresi boyunca basiretli bir tacir olarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, iş yerinde yeterli sayıda personel ve teknik personel bulundurduğunu, sözleşme hükümlerine harfiyen riayet ettiğini, davacı taraf ise ilk aylardan itibaren sözleşmeye riayet etmediğini, davacının bu davranışları müvekkili zarara uğrattığını, müvekkil şirket çalışma süresi boyunca personelini şantiye alanında bulundurduğunu, müvekkil şirketin tüm bu süre zarfında personelinin maaşlarını ve sigortalarını yatırmasına karşılık davacı tarafın kendilerine iş vermemesi nedeniyle hak ediş sağlayamamış ve zarara uğratıldığını, müvekkil şirket tarafından davacıya —– tarihinde malzeme ve işçilik bedeli olarak —-fatura kesildiğini,Her ne kadar faturaya davacı tarafça itiraz edilmiş olsa da iş bu fatura müvekkil şirketçe defterlere işlenmiş ve —ödenmiş olup davacı tarafından bu tutar hala müvekkil şirkete ödenmediğini tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının — az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasında — tarihli sözleşme ile “—-” konusunda sözleşme tanzim edilmiştir.HMK’nun 17. maddesinde ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”düzenlemesi yer almaktadır.Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Taraflar, sözleşmeyle yetkili kıldıkları mahkeme yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, bunu ayrıca sözleşmede belirtmelidirler. Aksi halde, davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekir. (HMK. madde 17). Bu yeni düzenleme— tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanır.HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrası ç) bendinde “yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması” dava şartı olarak öngörülmüştür. 116. maddede ilk itirazlara yer verilmiş olup 1. fıkra a) bendinde “kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı” ilk itiraz olarak belirtilmiştir. 117/1 maddesinde “İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez. ” hükmü düzenlenmiştir. Yine HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmüne yer verilmiştir.Taraflar arasında imzalanan—tarihli sözleşme ile “—–kapsamındaki sözleşmenin 46. maddesinde uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin —– mahkemeleri ve— yetkili olduğu belirtilmiştir.Davalı tarafından süresi içinde verilen cevap dilekçesi ve —itiraz dilekçesinde yetki itirazı ileri sürülmüş ve taraflar arasında imzalanan sözleşmede yetkili —- ve mahkemenin—— ve mahkemeleri olarak belirlendiği anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalı vekilinin süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin incelenmesinde sözleşmenin 46. maddesinde— yetkili olduğuna ilişkin hüküm bulunduğu, yapılan sözleşmenin bir yetki sözleşmesi olduğu, taraflar tacir olup yapmış oldukları yetki sözleşmesi HMK. m. 17’ye göre geçerli olduğu anlaşılmıştır.— yetkisine yapılan itirazın geçerli ve yerinde olması halinde takip yetkisiz —-yapılmış sayılacağından ve takibin yetkili — yapılmış olması itirazın iptali davalarında özel dava niteliğinde bulunduğundan, yetkisiz— yapılan icra takibine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının da sırf bu nedenle reddi gerekeceğinden davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Yetkili — yapılmayan takibe dayanılarak açılan davanın özel dava şartı eksikliği nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken harç başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Suçüstü ödeneğinden karşılanan —- arabuluculuk ücretinin HMK 331. Maddesi uyarınca davacıdan alınarak —-
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren— haftalık süre içinde —istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.