Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/254 E. 2023/137 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/254 Esas
KARAR NO : 2023/137

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/ borçlunun, davacı şirkete 1 adet 18 mm—- köşesi için 18.750 TL, —–dolabı için 25000 TL’ye anlaşma yapıldığı, 2 malın da kendilerine teslim edildiği, ancak 25.000 TL’ye anlaşılan —-dolabının ödemesi davalı tarafından yapılmadığı, bu nedenle davalı borçlu hakkında 28.09.2021 tarihinde—— Esas sayılı dosyasında İcra takibi başlatılmış, davalı/borçlu tarafından yapmış olduğu itiraz haksız ve kötü niyetli olduğu, 05.04.2021 tarihinde mevcut işe dair fatura kesilmiş ve —–telefon numaralı şirket yetkilisi —–mevcut faturanın gönderildiği, ayrıca—- konuşmalarında görüleceği üzere —– telefon numaralı —– telefon numaralı —–adlı şirket yetkililerinin bilgisi doğrultusunda 17.04.2021 tarihinde mevcut işin tam ve eksiksiz olarak teslim edildiği, fatura içeriğine davalı tarafından itiraz edilmediği, taraflar arasında hizmetin verilmediğine dair çekişmenin söz konusu olmadığı, davacının gerekli işi yapmasına karşılık ücretini alamadığı, ödeme emrine yapılan itiraz haksız olduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafından, eldeki davaya herhangi bir cevap verilmemiş HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle —– İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, —–İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buluduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mahkememizce aldırılan 10/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; davacı ve davalı şirketin tacir oldukları, davacı ile davalı şirket arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış tasdiklerinin yapıldığı, ancak T.T.K. 64/3 md. göre kapanış tasdikinin yasal süresi içinde yapılmadığı ve HMK 222. md. göre ticari defterlerinin lehine delil teşkil etmediği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 165.660,91 TL cari hesap alacağının bulunduğu, ancak davacının icra takibinde 25.000,00 TL alacak talebinde bulunduğu, davacı ve davalı tarafların bir birlerine yapmış oldukları mal ve hizmet satışları/alışlarına ait faturaları bağlı bulundukları vergi dairesi müdürlüklerine Mal ve Hizmet Satışlarına/Alışlarına ilişkin BS/BA Formları ile beyan ettikleri, yapılan beyanlar nedeniyle davacı tarafından icra takibine dayanak oluşturulan fatura muhteviyatı mal veya hizmetin davalı tarafından teslim aldığına karine oluşturduğu, davacı icra takibindeki alacağına dayanak olarak 05.04.2021 tarih ve —– seri no.lu 51.625,00 TL. faturaya yönelik 25.000,00 TL. asıl alacak talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince alacak tutarının 25.000,00 TL. olduğu, ayrıca davacının 6102 sayılı T.T.K.’nun 1530 md. hükümlerine göre; 1.812,50 TL. işlemiş faiz hesaplanmış olup, davacı icra takibinde 1.525.68 TL talepte bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.525,68 TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davalı vekilinin 22.09.2022 tarihli duruşmada hazır bulunduğu, inceleme gün ve saatini bildiği, davalı veya vekilinin 03.10.2022 inceleme gününde hazır bulunmadığı, ticari defter ve kayıtlarının incelenmek üzere sunulmadığı ve yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşıldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Somut olayda davalı tarafın davayı takip etmediği, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.—— Esas,——Karar sayılı 4.11.2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır. Vergi dairesinden celp edilen BA/BS formlarının tetkikinde davalının davacı tarafından kesilen dava konusu faturayı da vergi dairesine bildirmiştir. Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerektiğinden takibe konu fatura bedelleri olan asıl alacak üzerinden takibine devamına karar vermek gerekmiştir.Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 (eski TBK. 101) maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi (TBK. m. 117/2) şarttır.Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-Davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun —-. İcra Müdürlüğü’nün—— esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptali ile takibin 25.000,00 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiz ile birlikte devamına,
2-Davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine,
3-Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.707,75 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 453,00 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.254,75 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 453,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 533,70 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 62,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.562,75 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %.94,25 oranında olmak üzere 1.472,89 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.525,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %.94,25 oranında olmak üzere 1.244,10 TL sinin davalıdan, 75,90 TL’ sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.