Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/203 E. 2022/229 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/203
KARAR NO: 2022/229
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 29/12/2021
KARAR TARİHİ: 25/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin iradesi olmaksızın—— birinde olay zamanında kiracı olarak yer alan —– vasıtası ile olduğunu, müvekkilinin kiracısının ——- kendisini dindar, başarılı ve ahlaklı bir iş adamı olarak müvekkiline tanıttığını, uzun süre bu tanışıklarının devamı sırasında sık sık müvekkiline——- günah olduğundan, faizin haram olduğundan bir kimsenin helal para kazanabilmesi için ticari bir faaliyette bulunması gerektiğinden bahsettiğini, bu sırada da bu söylediklerini hem dini görüş ve öğretilerle desteklediğini hem de kendi yaptığı işlerden örnekler vererek müvekkilinin varlıklı olduğuna, helal para kazandığına, başarılı ve ahlaklı bir kimse olduğuna ikna ettiğini, tüm bu sürecin akabinde —- müvekkiline —- diyerek manipüle etmeye başladığını, ipotek veren müvekkilini okuma yazma bilmediğini ve —- olduğunu, tapuya gittiğini hatırlamadığını, ipotek verme talebi olmadığı gibi, ehliyeti ve iradesi bulunmadığını ve kandırıldığını, konuya ilişkin olarak suç duyurusunda bulunulduğunu, ipotek veren müvekkili —- ipotek yapma iradesi bulunmadığını, ipotek tesisinin hiçbir akrabalık bağı olmayan— bir kişi lehine yapılacağını, aynı gün içerisinde aynı banka ve —- kişi lehine —-farklı taşınmazda çok büyük meblağlarda ipotek tesisinin yapılacağını başvuru ve resmi senetlerin hazırlanması aşamasında gören tapu memurlarının—- istememesinin kabul edilemez bir durum olduğunu, somut olayda bankaların yapmış olduğu sözleşmelerde birçok noktada detaylı araştırma ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülükleri ve örfi alışkanlıkları hiç vuku bulmadığını, yetmiş yaşın üzerinde, okuma yazması olmayan bir bayanın dava dışı hiçbir ortaklığı ve ilişkisi olmayan bir şirket lehine neredeyse tüm mal varlığını kapsayacak şekilde ipotek tesisi banka tarafından irdelenmediğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile, müvekkilinin iradesi olmaksızın————-ipotek sözleşmelerinin geçersizliğinin tespiti ile buna bağlı olarak kurulan ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; göreve ilişkin itirazda bulunduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduğunu,—- ihtarnamesi keşide edildiğini ve ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine —- dosyasından takibe geçildiğini, işbu kredilerin teminatında — ipoteği mevcut olduğunu, bu ipoteklerden —- ipoteği olduğunu, herhangi bir borç ilişkisi içerisinde borçluya ya da üçüncü bir kişiye ait bir taşınmaz üzerinde alacaklı lehine ipotek kurulmasının alacağın güvence altına alınmasını sağladığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
——-dosya mahkememize gönderilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davanın tarafları arasında ticari ilişki bulunmaksızın dava dışı borçlu şirket ile davalı banka arasında düzenlenen —- teminatı olarak davacı taşınmazları üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteklerin fekki talebinden kaynaklanmaktadır.
Davacı, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığından ve talebi de mülkiyet hakkına dayalı olarak taşınmazın sınırlı ayni hakkına ilişkin olduğundan, bu davalar Ticaret Mahkemelerinde değil Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmektedir. Nitekim ——- Sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.
Somut olayda taraflar arasında ipotek borcunun dayanağı olan kredi borcunun varlığı – yokluğu varsa miktarına veya ödenip-ödenmediğine ilişkin ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf, ipotek işleminin geçersiz olup olmadığı noktasındadır.
Davadaki uyuşmazlık davacı ile davalı arasındaki arasındaki hukuki ilişkiye göre belirlenir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık —— ayni hakların tesciline ilişkin —– hükümleri uygulanarak çözülecektir.
—–sayılı kararı ile, dava konusu ipotekler malik — tarafından dava dışı —- ortak ve yetkilisi —– doğmuş ve doğacak kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere tesis edildiği, ipotek lehtarı ve teminat altına alınan borçlu arasında imzalanan sözleşmenin ticari nitelikteki olup, ticari nitelikteki bu davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ise de; davacının dava dışı —— arasında düzenlenen ticari nitelikli —– tarafı olmadığı, bu nedenle, uyuşmazlığın ——- doğduğunun söylenemeyeceği, buna göre, uyuşmazlığın bankacılık mevzuatı ya da —— ilgisi bulunmadığı gibi davalı ile dava dışı şirket arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin geçerliliği yada borcun miktarı, faizin oranı vs. tartışılmayacağı, davacının ipoteğin fekki isteminin münhasıran sınırlı ayni hakka ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin —– bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlenmesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacı da tacir olmadığı gibi, ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlem ya da fiil de söz konusu olmadığına göre, ticari niteliği bulunmayan uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. ——
Görev Kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda görev hususu dava şartı olduğundan, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, Mahkememiz ile —-arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkememizce verilen karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği taktirde HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın —-gönderilmesine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) DAVANIN GÖREVSİZLİK NEDENİYLE DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-) Mahkememiz ile —– Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığından mahkememizce verilen karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği taktirde HMK’nın 22/2 maddesi gereğince görevli mahkemenin belirlenmesi için DOSYANIN——— GÖNDERİLMESİNE,
3-)6100 sayılı HMK md. 331/2 uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yoğluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde—— Adliye mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tensiben oybirliği ile karar verildi. 25/03/2022