Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/191 E. 2023/273 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/191 Esas
KARAR NO:2023/273
DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/03/2022
KARAR TARİHİ:02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı iş ortaklığı arasında yapılan hizmet işinden kaynaklı olarak iş ortalığına ——- bedelli fatura tanzim ettiğini ve davalı iş ortaklığa tebliğ ettiğini, davalı iş ortaklığının söz konusu faturaya süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığını ve faturanın 7.000,00 TL’lik kısmını ödediğini, kalan bakiyenin ödenmesi konusunda davalı iş ortaklığı ile yapılan görüşmelerde ekonomik sıkıntılar sebebiyle ödemenin daha geç bir tarihte yapılacağı belirtildiğini ancak fatura tarihinden yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen halen ödemenin yapılmadığını, yapılmış olan arabuluculuk görüşmelerin de anlaşma sağlanamadığını, faturada belirtilen hizmet işinin yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığını bu nedenle söz konusu alacağın müvekkile ödenmesinin zaruri olduğunu, davalı iş ortaklık tarafından süresi içerisinde faturaya itiraz edilmediğinden dava konusu faturanın kesinleşmiş olduğunu, fatura bedelinin bir kısmının müvekkil şirkete ödendiğini, bu hususun da söz konusu alacağın varlığının karşı tarafça kabul edildiğini ispat ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla, Davamızın Kabulüne karar verilmesini, uygun tebliğ edilmiş olan ——— tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan Müşterek ve müteselsilsen tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraflara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalılar kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ticari ilişkiden kaynaklı alacak davasına ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı şirket —— faaliyet gösterdiğinde davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere—— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinden talimat yolu ile bilirkişi incelemesinin yapılması istenilmiştir.
Talimat Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda özetle; ” Taraflar arasında imza edilmiş herhangi bir sözleşme örneğine dosya kapsamında rastlanılmadığı, davacı şirket tarafından, davalı iş ortaklığına ——— bedelli fatura tanzim edildiği, bahse konu faturanın —–nolu yevmiye maddesi ile davacı şirket yasal defterlerinde kayıtlı olduğunun görüldüğü, —-hesap dönemi içerisinde davacı şirket tarafından, davalı iş ortaklığına yapılan— tutarındaki mal ve hizmet satışının —– beyan edildiği, aynı faturanın, ilgili dönemde davalı iş ortaklığı tarafından da —–beyanlarının yapıldığı tespit edilmiş olup faturanın her iki tarafın kabulünde olduğunun tespit edildiği, Bahse konu faturaya ilişkin ——— tarihinde davacı şirketin banka hesaplarına —- ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin davacı şirket yasal defterlerinde — tarihi ile kayıtlı olduğu anlaşılmış olup, ödemenin mahsubu sonrasında; dava tarihi ile, davacı şirketin davalı iş ortaklığından—– alacaklı olduğunun tespit edildiği şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalılar yönünden Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda özetle; “Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulmuş birbirlerini doğrulayan Yasal nitelikli Ticari Defterlerindeki kayıtları ve Müstenidatları üzerinde talimat yoluyla yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin 8.222,00 TL alacak talebi üzerinden harçlandırarak ile davalı şirketler aleyhine müştereken ikame etmiş olduğu işbu alacak davasında; davacı şirketin davalı şirketlerin müşterek ortağı olduğu adi iş ortaklığından talebi gibi —- asıl alacaklı durumda bulunduğu tespit edilmiş olup, davacı şirketin, adi iş ortaklığının müşterek ortağı olan davalı şirketlerden, tahsilinde mükerrerlik etmemek kaydıyla —– alacağını talep edebileceği şeklinde rapor sunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —–yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.——–. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir. Her iki tarafın ticari defterlerini inceleme günü sundukları, davacı tarafın kendi ticari defterlerine davalıdan 8.222,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Taraf ehliyeti, bir davada taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek yada tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereği bütün ortaklar tarafından birlikte açılması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davaların da davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı) gerekir.
Somut olaya emsal olan ———– ilamında da açıklandığı üzere davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık tarafından davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle faturaya konu hizmeti almış sayılacağı değerlendirilmelidir.Buna göre davalıların hizmeti aldığı, aldığı hizmeti bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir. Hal böyle olunca davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Her ne kadar dava konusu fatura davalı——–adına kesilmiş ise de vergi dairesine adi ortaklık adına bildirimde bulunulduğu bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden ve davalıların adi ortaklığın ortağı bulunduğundan adi ortaklığın borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar vermek gerekmiştir.
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur——-
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir—–
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır—–.
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Eldeki davada davacı taraf davalıları dava öncesinde temerrüde düşürdüğüne ilişkin bir delili dosyaya sunmadığından kabulüne karar verilen alacağa dava tarihinden itibaren avans verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 8.222,00 TL’nin dava tarihi olan 21/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 561,64-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 140,42-TL harcın mahsubu ile bakiye 421,22-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 140,42 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 221,12 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 303,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.303,00 -TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.222,00-TL nispi vekalet ücretinindavalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/05/2023