Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/185 E. 2023/455 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/185 Esas
KARAR NO: 2023/455
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/03/2022
KARAR TARİHİ: 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —– ile davalı … arasında düzenlenen; —– düzenleme, —— ödeme tarihli, 2.500,00-USD değerli, —– düzenleme, —– ödeme tarihli, 2.500,00-USD değerli, —— düzenleme, —— ödeme tarihli, 2.500,00-USD değerli, —— düzenleme, —– ödeme tarihli, 2.500,00-USD değerli, —– düzenleme, —– ödeme tarihli, 2.500,00-USD değerli, —– adet senedin tamamının müvekkili tarafından davalıya ödendiğini, ilk üç senedin davalı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, müvekkili tarafından ödenen diğer iki senedin davalı tarafından bankadan alınmadığı gerekçesi ile müvekkiline, teslim edilmediğini, ancak, davalı senedi bankadan alamadığı için senedin fotokopisi üzerine kendi ıslak imzası ile ödendiğini belirttiğini, akabinde müvekkilinin senetleri tekrar istediğinde davalı kendince başkaca bir borç yarattığını ve senetleri geri vermeyeceğini, avukata vererek icra takibi başlatacağını müvekkiline bildirdiğini, halihazırda müvekkili hakkında herhangi bir işlem başlatılmamasına rağmen müvekkilinin ödediği senetler ile ilgili icra korkusu yaşamakta olup, işbu senetler ile ilgili borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini beyanla; davanın kabulü ile müvekkilinin —– düzenleme ve —— ödeme tarihli 2.500,00-USD değerli, —— düzenleme ve —– ödeme tarihli 2.500,00-USD değerli iki adet senet açısından borçlu olmadığının tespitine, davalı taraf kötü niyetli olarak hareket ettiğinden % 20 den aşağı olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesine, Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada İspat külfetinin davacıda olduğunu, davada asıl araştırılması gereken davacının neden senetteki imzaları kabul ettiği ve davacının neden açtığı iş bu menfi tespit davasında bile salt “borcum yoktur” iddiasında bulunmakta olduğu, —— sayılı ilamında “…imzası borçlu tarafından ikrar edilmiş kambiyo senedi niteliğindeki bir belge alacağın varlığına kesin kanıt oluşturur. Böyle bir yazılı belgenin aksi yazılı delille kanıtlanabilir…” denildiğini, dolayısıyla salt borcum yoktur iddiasında olan kötü niyetli davacının, neden davaya konu senetleri imzaladığını ve sonrasında sonlandığı iddiasında ise bu senetlerdeki borcun nasıl sonlandığını ispat külfetinin davacı tarafta bulunduğunu, davacının dilekçesinde sunduğu üzere kendisi ile davacı arasında —– adet senet düzenlendiği, ancak ilgili dilekçede bahsedildiği gibi davacının kendisine bu senetlerde (son iki senet) yazan meblağları içeren ödemeleri gerçekleştirmediğini, davacının dilekçesinde belirttiği üzere ne banka aracılığıyla ne de başka bir surette kendisine senedin içeriği olan ödemeleri almadığını, davacı tarafından ödemenin yapıldığı ancak davacının kendisinin bankadan bu parayı alamaması neticesinde senetleri teslim etmediğinin dile getirildiğini, ancak ilgili ödemenin bankaya yapıldığına ilişkin bir kayıt bulunmadığını, davacıya ödemeyi ne zaman yapacağını her soruşunda sürekli surette ileri bir tarihe attığını ve —– sözleşmesi yapmak suretiyle “mal karşılığı ödedim sayalım” ifadesinde bulunulduğunu ancak sözleşme yapmaya ve ürünü teslimininde yapılmadığını, Davacı ile kendisi arasında doğrudan doğruya bir ticari ilişkinin bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında düzenlenen senetler nedeni ile borcun bulunmadığına ilişkin olarak menfi tespit davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.Davacı tarafın uyuşmazlık konusu olan —– düzenleme ve —– ödeme tarihli 2.500,00-USD değerli, —- düzenleme ve —– ödeme tarihli 2.500,00-USD değerli iki adet senet bedelinin davalı tarafa ödendiğini, davalının senedin ödendiğine ilişkin olarak senet fotokopisi üzerine “ödendi” ibaresini yazarak kendisine verdiğini bu sebeple de dava konusu senetler sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği; davalı taraf ise senet bedellerinin ödenmemesi sebebiyle davanın reddinin gerektiğini beyan ettiği görülmüştür.Dosya kapsamına davacı tarafından aslı sunulan senet fotokopisinin incelenmesinde her iki senedin fotokopisinin yanına “ödendi” ibaresi yazılarak altının imzalandığı anlaşılmıştır. Yazı ve imza için davalı asil isticvap edilmiş olup davalı taraf “ödendi” yazısının ve imzanın kendisine ait olduğunu ancak “ödendi” yazısının senet bedelinin ödendiğine ilişkin olmadığını, senedin temelini oluşturan borcun alacaklısı olan —— ödeme yapıldığına ilişkin olarak yazıldığını beyan ettiği görülmüştür. —– Sayılı ilamında da görüleceği üzere davalının senet fotokopisi üzerine “ödendi” ibaresini yazıp imzalaması ve imzasını da kabul etmesi halinde ödemenin senet borcuna mahsuben yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, aksi durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu, farklı bir borç veyahut da senede temel borcun ödenmesi sebebiyle imzalanıp ödendi yazılması halinde bunun duraksamaya yer vermeyecek açık bir şekilde fotokopi üzerine veya ayrı bir belge üzerine yazılması gerektiği ve bu durumu davalı tarafın ispat etmesi gerektiği, “ödendi” yazısının senet borcunun ödendiğine karine olarak yazıldığı yönünde mahkamemizce kanaat oluştuğundan ispat yükü üzerinde olan davalı tarafa “ödendi” ibaresinin dosya borcu ile ilgili olup olmadığı hususunda yemin delili hatırlatılmıştır.Hukuk yargılamasında ispat araçlarından olan “Yemin” HMK’nın 225 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.Yasanın 225. maddesine göre, yeminin konusunu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar teşkil eder. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar, bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller ve yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak konular yemin konusu olamaz (HMK. 226).Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf da yemin teklif edebilir. Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez. Yemin teklif edilen kimse, duruşmada bizzat hazır bulunmadığı takdirde, kendisine yemin için bir davetiye çıkarılır. Yemin davetiyesine, yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorular ile geçerli bir özrü olmaksızın yemin için tayin olunan gün ve saatte mahkemeye bizzat gelmediği veya gelip de yemini iade etmediği yahut yemini eda etmekten kaçındığı takdirde, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı yazılır (HMK. Md. 227-228).Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır. Kendisine yemin iade olunan kimse, yemin etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıa ispat edilememiş sayılır.Yeminin konusunu oluşturan vakıa, her iki tarafın değil, yalnızca kendisine yemin teklif edilen tarafın şahsından kaynaklanıyorsa yemin iade edilemezYemin edecek taraf gerçek kişi olup, yeminden evvel ölür veya fiil ehliyetini kaybederse yemin teklif edilmemiş sayılır. Yemin, bizzat tarafa teklif olunur ve tarafça eda yahut iade olunur.Taraflardan biri tüzel kişi yahut ergin olmayan veya kısıtlı bir kimse ise onlar adına yapılmış bir işleme ilişkin vakıanın ispatı için yemin, tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessil tarafından eda ya da iade olunabilir (HMK. Md. 229 ilâ 232).Yasanın 233. maddesi uyarınca, yemin mahkeme huzurunda eda olunur. Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.Somut uyuşmazlıkta; davalı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davalı tarafca yemin metni sunulmuş ve davacı taraf yemin metnine itiraz etmiştir. İtiraz üzerine davanın temelini oluşturan “ödendi” ibaresi hususunda mahkememizce davacı tarafa yemin ettirilmiş, davacı taraf “ödendi” ibaresinin senet borcunun ödendiğine dair davalı tarafından yazıldığı hususunda yemin etmiştir. Hal böyle olunca davalı taraf “ödendi” ibaresinin senet borcuna ilişkin olmadığı iddiasını ispat edemediğinden davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve —— uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir. Açıklanan bu yasal durum ve ilke çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde davacı, davalının icra takibinde kötüniyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. Bu sebeple de davacının kötüniyet tazminatı talebi reddedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; —— düzenleme ve —– ödeme tarihli 2.500,00-USD bedelli ve ——- düzenleme ve —— ödeme tarihli 2.500,00-USD bedelli bonolar sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 5.019,45-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.254,87-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.764,58-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.254,87 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 1.335,57 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 191,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 11.756,88-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023