Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2023/580 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/161 Esas
KARAR NO: 2023/580
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/03/2022
KARAR TARİHİ: 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki mevcut olup bu ilişkiye istinaden müvekkili şirketin, taraflarca kararlaştırıldığı şekilde tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu ve kararlaştırılan tarihlerde kararlaştırıldığı miktarda 1000 adet ——– Kalite Toplama Kasasını 12.07.2021 tarihinde davalı şirkete teslim etmiş, davalı şirket çalışanlarından ——– imzası ile ürünler teslim alınmış olduğunu, müvekkili şirketçe davalıya satışı ve teslimi yapılan ürünlere ilişkin düzenlenen——- No’lu fatura tanzim edilmiş ve ürünler davalı şirketçe sevk irsaliyesi imzalanmak suretiyle teslim alınmış olmasına karşın ödeme yapılmamış olduğunu, taraflar arasında süregelen ilişki kapsamında daha evvel de müvekkili şirketçe, kararlaştırılan tarihlerde ve miktarda ürünün teslimatı yapılmış olup aynı şekilde sevk irsaliyesinin davalı şirketin farklı çalışanları tarafından imzalanmak suretiyle teslim alınmış, söz konusu ürünlere ilişkin ödemelerin yapılmış olduklarını, davalı borçlu şirket, takibe konu borcu ödemeyerek yükümlendiği edimi yerine getirmemiş ve yükümlülüklerine aykırı davranmış olduğundan, taraflarınca önce ——– E Sayılı dosya kapsamında takip başlatıldığını, davalı şirketçe yetkiye itiraz edilmesi üzerine dosya yetkili yer ——– E. sayılı dosya kapsamında davalıya ödeme emri gönderilmişse de anılı takibin borçlunun itirazı üzerine durduğunu, taraflarınca dava şartı olan Arabuluculuk başvurusu yapılmış, ancak davalı şirketin görüşmelere katılmaması nedeniyle anlaşma sağlanamayarak anlaşamama tutanağının düzenlenmiş olduğunu, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ———Şirketi’nin alacaklı olduğunu iddia eden davacı yana herhangi bir borcu bulunmamakta olup işbu sebeple hem ——– sayılı dosyası hem de yetkili ——— E. sayılı dosyası kapsamında borca ve tüm ferilerine itiraz edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir borcu bulunmamakta olup, şirket kayıtları incelendiğinde geçmişte ticari ilişkileri olmuş ancak bu ticariilişkilere karşılık borçların ödenmiş olduğunu, işbu takip haksız olup davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğunu ve iddialarını her zaman düzenlenmesi mümkün olan faturaya dayandırmış bulunduklarını, işbu belgelerin alacağını ortaya koymak için yeterli olmadığını, müvekkili tarafından davacıyla daha önce gerçekleşen ticari ilişkiye ait tüm fatura bedelleri ödenmiş olduğunu, davacı taraf icra takibi safhasında, ödeme emrinde ve takip talebinde, takip dayanağı olarak sunmuş olduğu faturaların bedelinin ödenmiş bulunduğunu, işbu durumun tarafların ticari defter kayıtlarının ve davacı tarafın hesap hareketleri incelendiğinde ortaya çıkacağını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ———- E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı tarafın ticari defterleri incelenerek hazırlanan bilirkişi raporunda ,” Davacı ile davalı arasında (2021 yılı kayıtlı resmi defter kayıtları ) yapılan ve defter kayıtları bulunan bilgiler ile ticari bir iş ilişkisi olduğu, davacı şirketinin e-defter mükellefi olduğu, ticari defter beratlarını dosyaya ibraz ettiği, davalı taraf ticari defterlerini HMK M.222/1-4 ve 6102 sayılı TTK’nun 64.Maddesinin fıkrası hükümlerine göre açılış / kapanış beratlarının zamanında yapılmış olduğu olduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, Davacının yasal defterlerine göre , davalının fatura alacağından kaynaklı cari hesabının 31.12.2021 tarih ——– kapanış yevmiye fişi ile 22.420,00.-TL tutarında borç bakiyesi verdiği, icra takibi hesap bakiyesinin oluşturduğu beyan edilen faturadan kaynaklı cari hesap alacağın tamamının ——–Şti.’nin adına düzenlendiği, davacı resmi defterlerinde yine aynı firmanın unvanı görüldüğü, faturaların usulüne uygun düzenlendiği, faturaların açık yani bedeli ödenmemiş fatura olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket unvanına düzenlenmiş olduğu, faturaya davalı yanın 8 gün içinde itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge yada bilgi olmadığı, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’nda faturanın tanımı yapılmış olup, TTK 21/2 maddesinde ise “ Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde , faturanın içeri hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmüne yer verildiği, Mahkemenin; davacı ve davalının dosva kapsamında ——– Başkanlığı’ndan Ba ve Bs forumlarının istendiği davaya konu cari hesap bakiyesinin oluşturan faturanın, davacının Bs davalının Ba sına konu edildiği, davacı ———Şti.’nin ———- Esas sayılı dosyasına istinaden icra takibi tarihi itibari ile davalı ——-Şti. den 22.420,00.-TL tutarında asıl alacağı bulunduğu, ” tespit edilmiştir.Davalı tarafın ticari defterleri incelenerek hazırlanan bilirkişi raporunda ,” dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, tarafların ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan incelemeler çerçevesinde, 6100 sayılı HMK” nın 266/c. 2 hükmü uyarınca bilcümle hukuki takdir, tavsif, icra tazminatı talepleri ve taleple bağlılığın takdiri mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin 22.420,00 TL asıl alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacı şirketin, davalı şirketten takip tarihinde ticari defter kayıtları itibarıyla, faturalara dayalı açık C/H’ tan kaynaklanan 22.420,00 TL asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, davacı şirketin işbu davanın dayandığı takipte, takibine devam edebileceği asıl alacağının talebi gibi 22.420,00 TL asıl alacak olabileceği, “olduğu tespit edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.Davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıdan 22.400,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerine göre de davacıya 15.694,00 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, vergi dairesi yazı cevaplarının incelenmesinde tarafların BA/BS formlarının uyumlu olduğu görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafın ticari defterlerine göre mutabakatsızlık var ise de mutakabatsızlığın davalı tarafından ödemesi yapılan 22/06/2021 tarihli, 6726,00TL bedelli faturanın davalı defterlerine işlenmemesinden kaynaklandığı, ilgili faturaya ilişkin ödemenin davalı defterine kaydedildiği, faturanın kaydedilmediği, aynı fatura ve ödemenin davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu dikkate alındığında davalının ticari defterlerindeki bu kayıt ve mutakabaksızlık dikkate alınmamıştır. Dava konusu olan 22.420,00 TL bedelli faturanın her iki tarafın defterinde kayıklı olduğu görülmüştür.Taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davacının satıma ve faturalara konu malları davalıya teslim ettiğinin, bizzat davalı tarafından vergi dairesine sunulan Ba formları ile sabit olduğu, bu hususun davalı tarafın ticari defterlerinden de anlaşıldığı, davalının satın aldığı mallara ilişkin olarak davacı tarafından düzenlenen faturaları kayıtlarına işleyerek ilgili vergi dairesine bildirdiği, malın fatura ile teslim edildiğinin kural olarak kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla davalının malların teslim edilmediğine yönelik savunmaların kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmıştır.. ———- Sayılı Kararı, ——— Sayılı Kararları da aynı doğrultudadır. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak ve alacağın varlığına kanaat getirerek davanın kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının ——– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.531,51-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 270,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.260,73‬ -TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 270,78 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 351,48 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 150,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 950,00 -TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023