Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/146 E. 2023/874 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/146
KARAR NO : 2023/874

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 07/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten 20/09/2021 tarihinde —– isimli ilan ve e-ticaret sitesinden —- model —- marka —– plaka sayılı kamyoneti 159.000,00 TL bedel karşılığında satın aldığını, müvekkili tarafından satın almasının üzerinden henüz üç gün geçtikten sonra araçta bir takım sıkıntıların başgösterdiğini, müvekkili şirket çalışanları tarafından aracın özel bakım servisine götürüldüğünü, bu serviste aracın yağlarının turbosunun ömrünü tamamladığının tespit edildiğini ve araç üzerinde yapılan bakım onarım için o dönem toplam 9.758,60 TL ödendiğini, araçta meydana gelen başkaca problemler sebebi ile—–Sulh Hukuk Mahkemesinin ——sayılı dosyası üzerinden delil tespiti yaptırıldığını, alınan rapor ile müvekkili tarafından 60.368,80 TL harcama yapıldığını, yapılan ödemelerin davalıdan tahsili amacıyla —–İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yokluğunda davacının beyanları ile aldırılan delil tespiti dosyasında mevcut bilirkişi raporuna süresi içinde itiraz ettiklerini, rapor içeriğini kabul etmediklerini, uzman bilirkişiler tarafından yeniden rapor alınması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —–İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
Dosyamız arasına celp edilen —–. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde takipte ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğ edildiği davalı tarafça takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile davacı …nin gizli ayıplı olarak satın aldığı araçtaki ilk tamir bedeli olan (faturası dosyaya ibraz edilmemiş) 9.758,60 TL yi gizli ayıplı olarak aracı satan davalı …nden talep edebileceği, ilk onarımı yapan —– ayıplı servis hizmetinin neden olduğu mevcut motor hasarından
tamamen sorumlu olduğu, davalı …nin tekrarlanan turbo ve motor hasarının oluşumunda bir sorumluluğu bulunmadığı kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan ek bilirkişi raporu ile davacı …nin gizli ayıplı olarak satın aldığı araçtaki ilk
tamir bedeli olan 7.953,50 TL yi gizli ayıplı olarak aracı satan davalı—–Şirketinden talep edebileceği kanaatine varıldığı, ilk onarımı yapan —— ayıplı servis hizmetinin neden olduğu mevcut motor hasarından tamamen sorumlu olduğu, davalı …nin
tekrarlanan turbo ve motor hasarının oluşumunda bir sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Mahkememizce tarafların talepleri üzerine tanık dinlenilmesine karar verilmiş, tanık … beyanında “Araç bana çekici ile tamir için geldi, motor tamamen bitmiş durumdaydı, motorun içerisindeki bir parçanın hasar görmesi durumunda zaten motor tamamen değişmek durumundadır, aracın tamirini yaptık buna ilişkin fatura da düzenledik, motorun içerisindeki değişen parçalar zaten faturamda gözükmektedir, faturadaki bedel tarafımıza ödendi.” ifadelerine yer vermiştir.Tanık —–beyanında “Davalı şirkette çalışmaktayım, dava konusu kamyonetin davacıya incelemesi için ben götürdüm, davacı taraf kamyoneti inceledi, kamyoneti çalıştırdık, bir tur atmak istediğini söyledi, sonuç olarak kamyoneti beğendiğini, almak istediğini söyledi, ekspere götürebilirsiniz dedik ancak gerek olmadığını söyledi, zaten motorunda bir sıkıntı olsa uyarı işaretinin yanması gerekirdi ancak biz sattığımızda arabada herhangi bir sıkıntı yoktu, arabanın 1 ay evvel muayenesi de yaptırılmıştı.” ifadelerine yer verilmiştir.İcra takibinin dayanağı ayıplı 2.el araç satışı nedeniyle, onarım gideri ve maddi(masraf) tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmasıdır. Satıcı lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumludur. TBK’da tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır.TBK. 222 Maddesinde;” Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur,” hükmü düzenlenlenmiştir.Somut olaya döndüğümüzde, bilirkişi tarafından düzenlenen raporlarda ilk onarımı yapan —–ayıplı servis hizmetinin neden olduğu mevcut motor hasarından tamamen sorumlu olduğu, davalının tekrarlanan turbo ve motor hasarının oluşumunda bir sorumluluğu bulunmadığı, davacı —–şirketi’nin gizli ayıplı olarak satın aldığı araçtaki tamir bedeli olan 7.953,50 TL yi gizli ayıplı olarak aracı satan davalıdan talep edebileceği tespit edilmekle bilirkişi ek raporundaki hesaplama hükme esas alınarak aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekmekle alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —–İcra Müdürlüğünün——Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 7.953,50 TL asıl alacak ve 19,61 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya yönelik talebinin reddine,
2-Alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 544,64 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 728,27 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 183,63 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 728,27 TL peşin harç olmak üzere toplam 808,97 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 112,25 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.912,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 252,56 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 7.973,11‬ TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.