Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/126
KARAR NO : 2023/890
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 13/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin davalı şirkette 1/2 pay sahibi olduğunu, müvekkili ile diğer 1/2 pay sahibi olan — uyruklu —– arasında gerek şirketin idaresinde anlaşmazlıklar, gerekse de kişisel husumetler ortaya çıktığını, —–, şirket pay devrine ilişkin bedelleri müvekkiline ödemediği gibi, aradaki anlaşma gereğince yapacağı yatırımları ve iş ilişkilerini de geliştirmediğini, dış ticaret ve kargo taşımacılığı yapmak için kurulan şirketin gün itibariyle ticareten pasif duruma düştüğünü ve ne ortaklığın sürdürülmesinde ne de şirketin amacına ulaşmasında bir menfaat kalmadığını, bu nedenle TTK m. 531’de düzenlenmiş olan haklı nedenle fesih davası açma zarureti hasıl olduğunu tüm bu nedenlerle davalı şirketin feshine karar verilmesini, mahkemece aksi kanaatte olunursa duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesini, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosya kapsamı ve celp edilen Ticaret Sicil Müd. Kayıtları incelendiğinde davacının davalı şirket yönetim kurulu başkanı ve davalı şirketin münferiden temsile yetkili olduğu, davalı şirkete gönderilen dava dilekçesinin de davacıya tebliğ edildiği, dolayısıyla davacı ile davalı şirket arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşılmakla davacı vekiline iş bu dava bakımından TMK’Nın 426. Maddesi doğrultusunda davalı şirkete temsil kayyımı atanması hususunda dava açmak üzere yetki verilmiş olup, davacılar vekilince davalı şirkete kayyım atanma talebi ile —–Asliye Ticaret Mahkemesine dava açılmış ve iş bu mahkemenin —- esas, —–Karar sayılı kararı ile davalı şirkete …kayyım olarak atandığı görülmüştür.
Davalı şirket kayyımı cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay kararları çerçevesinde, anonim şirketin haklı nedenle feshi için ileri sürülen sebepler birkaç başlık altında toplanabildiğini, mahkemece davacı tarafın fesih sebeplerinin ayrı ayrı araştırılmak suretiyle fesih şartlarının oluşup oluşmadığının, bu şartların oluşmasında davacı ortağın kusurlu olmadığının belirlenmesi gerekmektiğini, şirketin bağlı bulunduğu —–Vergi Dairesi Müdürlüğü … VKN dosyasından celp edilen 28.02.2022 tarihli müzekkerede şirketin 19.06.2020 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiğini, belirtilerek 2020 yılının Kurumlar Vergisi Beyannamesi ekinde şirketin özet bilanço verileri gönderildiğini, dosyanın gelmiş olduğu aşama ve geçen süre de dikkate alınarak, fesih talebine gerekçe gösterilen diğer hususlar dışında şirketin faaliyetinin ve mal varlığının tespit edilmesi bakımından bilirkişi marifetiyle en son mali verilerinin incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizce;—– Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden davalı şirketin kuruluşundan bu yana tüm ticari sicil kayıtları istenilmiş, —– Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan davalı şirketin kuruluşundan 22/02/2022 tarihine kadar tüm vergi beyannamelerinin varsa eklerinde yer alan bilanço ve gelir tabloları, —— Noterler Birliği Başkanlığı’ndan davalı şirket adına kayıtlı araçların kayıtları celp edilerek incelenmiş,—– Cumhuriyet Başsavcılığı’na ait—– Soruşturma sayılı dosya UYAP üzerinden celp edilerek incelenmiş ve davalı şirketin tüm yasal ticari defterler ve kayıtları üzerinde mahkememizce resen seçilen bir mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılarak hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.Dava, anonim şirketin haklı nedene dayalı olarak fesih ve tasfiyesi olmadığı takdirde duruma uygun düşen bir çözüme karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, davalı şirkette %50 oranında pay sahibi olup, diğer şirket ortağı ile aralarında güven ilişkisinin yok olduğu, gerek kişisel gerek şirkte idaresi konusunda anlaşmazlıklar olduğu, dava dışı ortağın pay devrine ilişkin bedelleri ve sermaye borcunu ödemediği, bu ortakça şirketin işlevsiz bırakıldığı ve davacının piyasadaki ticari itibarının sarsıldığı iddialarıyla davalı anonim şirketin fesih ve tasfiyesine, olmadığı takdirde uygun bir çözüme karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır.6102 sayılı TTK’nun 531. maddesine göre; haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.Kanunda anonim şirketin feshine neden olacak haklı sebeplerin neler olduğu sayılmamıştır. İleri sürülen sebeplerin haklı sebep oluşturup oluşturmayacağı yargısal uygulamaya bırakılmıştır. Bu bağlamda anonim şirketin kötü yönetilmesi; genel kurul toplantılarının yapılmaması, toplantıya katılım olmamasına rağmen imzaların şüpheli şekilde tamamlanması, şirket fiilen iflas etmiş ve borca batık bir durumda olmasına rağmen, Kanunun ilgili maddeleri ısrarla tatbik edilmeyerek bu konuda genel kurulun olağanüstü toplantıya çağırılmaması şeklinde gerçekleşen genel kurul toplantılarındaki usulsüzlükler; şirketin bireysel çıkarlara yönelmesi suretiyle ortaklık amacından uzaklaşması, şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketin amacını gerçekleştirme doğrultusunda faaliyetlerde bulunmaması, şirketin amacını gerçekleştirmede kullanılan tüm tesis ve teçhizatların satılması nedenleriyle artık amacın gerçekleştirilmesinin mümkün olmaması; paydaşlara ihtara rağmen şirketin mali durumu hakkında bilgi verilmemesi, şirketin gelir ve giderlerinin incelenmesine izin verilmemesi, ortakların şirketin yönetimi, malvarlığı ve kâr-zarar durumu hakkında bilgilendirilmemesi, ortakların denetim ve bilgi edinme haklarının engellenmesi suretiyle bilgi alma ve inceleme haklarının kısıtlanması; uzun süre pay sahiplerine kâr payının dağıtılmaması, paydaşların kâr payı alma hakkının engellenmesi, şirketin yüksek kârlılığa rağmen paydaşlara kâr payı dağıtılmaması; ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmaması, ortağın bakiye borcunu ödemede temerrüdü, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıkların olması ve bunların yargıya intikal etmesi, davacı ile şirketin diğer ortakları olan kardeşleri arasındaki ilişkilerin tamamen bozulmasının aile şirketi niteliğindeki şirketin işleyişine de yansıması suretiyle ortaklar arasında giderilemeyecek ölçüde güvensizlik ve anlaşmazlığın ortaya çıkması gibi sebepler yargısal uygulamalarda şirketin feshi için haklı sebep olarak kabul edilebilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller, incelenen soruşturma dosyası, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı tarafça, dava dışı ortakla kişisel husumetleri bulunduğu ve dava dışı ortağın davacı hakkında asılsız paylaşımlarda bulunduğu ileri sürülmüş ise de incelenen soruşturma dosyasında müştekinin dava dışı üçüncü bir şahıs olduğu, davacının müşteki olarak yer aldığı bir soruşturma dosyasının bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunda hem davacının hem de dava dışı ortağın şirkete sermaye borcu bulunduğu, şirketin faaliyet kaynaklı karı bulunmasa da sermayesinin 2/3’ünü kaybetmediği, her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre karara bağlanacağı, davacı tarafça şirketin feshini gerektiren haklı bir nedenin ispatlanamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan sosyal medya paylaşımlarının mahkememizce ispata yeterli ve elverişli görülmediği, anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma mümkün olmayıp ancak şirketin feshi istendiğinde ve haklı sebeplerin varlığı halinde şirketin feshi yerine ortaklıktan çıkmaya karar verilebileceği, dolayısıyla anonim şirketin feshi davasında ortaklıktan çıkmaya karar verilebilmesi için dahi şirketin haklı nedenle feshi nedeninin bulunması gerekli olup eldeki davada haklı bir sebep ispatlanamadığına göre davacının şirket ortaklığından çıkmasına da karar verilmesinin mümkün olmamasına göre sübut bulmayan ve ispatlanamayan davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin yatırılan hacın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne, davalı şirket kayyımın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.