Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2023/53 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/120 Esas
KARAR NO: 2023/53
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ: 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince—– Tüketici Mahkemelerine hitaben sunulan dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kredi kartı sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen kredi kartı sözleşmesine istinaden davalıya ait borcun ödenmemesi nedeniyle hesabının kat edilerek ihtarname gönderildiği ve —-sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından borca, faize ve tüm ferilere süresinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu, arabuluculuk müracatı ile —- tarihinde anlaşmama tutanağının düzenlendiğini bildirdiğinden bahisle davalı borçlu tarafından—– Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Eldeki dava, mahkememize —- Karar sayılı görevsizlik ilamı ile tevzi edilmiştir.

HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, —— Esas sayılı dosyası icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– sayılı dosyası takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlular aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulara tebliğ edildiği; davalı borçlular tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi incelemesinde özetle ;— aldırılan bilirkişi raporu ile davacı —–arasında —- tarihinde akdedilen —- numaralı —- ayrılmaz parçası niteliğindeki ——–gereğince, davalı adına —-referans numarası altında—–taksit ödemeli,—-geri ödeme tutarlı——- tahsis edildiği, dava dışı—–numaralı kredinin yapılandırılması amacıyla —-yoluyla kullandırıldığı belirtilen dava konusu —- ——ticari niteliğe — haiz olduğu, vadesinde ödenmeyen—– gecikmeye girmesi nedeniyle —- tarihinde kat edilen kredi hesabı için ihtarname tanzim edilerek, —— tutarındaki borç bakiyesi üzerinden — tarihinde takip işlemlerinin başlatıldığı, asıl alacak —– takip tarihi itibariyle talep edilebilir tutarın ——- olması gerekeceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İİK’nın 68/b maddesinde, “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari kredi sözleşmesine dayalı kredi ilişkisinin mevcut olduğu, ancak davalı tarafından davacı bankaya hüküm altına alınan miktarlar kadar ödemede bulunulmadığı, bunun üzerine —— sayılı dosyası ile takip yapıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davacının yokluğunda ön inceleme duruşması yapılmasına muvafakat ettiği, davalının ön inceleme duruşması tebliğine rağmen duruşmaya katılmadığı, yargılamanın uzamasına mahal vermemek ve davacının muvafakatı da nazara alınarak ön inceleme duruşmasının yapıldığı, görevsiz mahkeme de alınan raporun taraflara tebliğ edildiği, tarafların rapora itiraz etmediği, davalının yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği, bilirkişi raporunun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği takibin belirlenen miktarlar üzerinden devamı ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup, icra inkar tazminatının yasal koşulları bulunmaktar. ———–

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile —— sayılı dosyasına yapılan itirazın 22.325,24 TL asıl alacak, 1.946,36 TL işlemiş faiz, 9,59 TL ——olmak üzere toplam 24.281,19 TL yönünden İPTALİNE, takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.658,65 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 294,43 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.364,22 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 294,43 TL peşin harcı olmak üzere toplam 348,83 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 600,00 TL bilirkişi ücreti, 202,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 802,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99,60 oranında olmak üzere 798,79 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %99,60 oranında olmak üzere 5,28 TL tutarlı kısmının davacıdan, davada haklı çıktığı %0,40 oranında olmak üzere 1.314,72 TL tutarlı kısmının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/01/2023