Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/112 Esas
KARAR NO : 2023/98
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı borçlu şirkete sattığı mallara istinaden 07/07/2021 tarihinden 05/10/2021 tarihine dek toplamda 11 adet fatura keşide ettiğini, müvekkili tarafından kesilen faturaların tüm talep ve uyarılara rağmen ödenmemesi üzerine ——Esas sayılı dosyası üzerinden davalı şirket aleyhine faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın icra takibine konu faturaları kabul ettiğini, takip tarihinde takibe konu alacağın muaccel olduğunun sabit olduğunu, davaya konu alacaklarının bir rehinle teminat altında olmadığını, davalı borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, bildirdiğinden bahisle davalı borçlunun tüm menkul, gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi ile——Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Dava hukuki niteliği itibariyle,—— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,——- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Mahkememizce davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla——Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 13/07/2022 tarihli rapor ile özetle; —–Asliye Ticaret Mahkemesi —– esas sayılı dosyanın, ve davacı şirkete ait 2021 yılı ait e defter defterinin incelenmesi ile davacı şirket 2021 yılında ticari defterini e-defter olarak tuttuğu, defterlerinin e-defter beratlarının ilk ay ve son ayı kanuni sürelerde oluşturulduğu, (Elektronik defter tutma sürecinde hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçer.) davacı şirketin yevmiye defterinin usulüne uygun tutulduğu—– (devrolunan),—— (devralan) devir edildiği——Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 22.03.2021 tarihinde tescil edilmiş olduğu, davacı şirketin defterlerine göre, davacı şirketin, davalı şirketten 39.165,61 TL alacaklı gözüktüğü sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut olayda davalı tarafın, usulüne uygun tebligata rağmen mahkememize ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere talimat mahkemesine sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan 39.165,61 TL alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak takibin devamına karar vermek gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının ——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline takibin devamına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 2.675,40 TL’den dava açılırken yatırılan 668,86 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.006,54 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 668,86 TL peşin harç, 80,70 başvurma harcı olmak üzere toplam 749,56 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 279,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.179,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.