Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/830 E. 2022/577 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/830 Esas
KARAR NO: 2022/577
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki fatura kaynaklı— kalan borç nedeniyle—- icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun—- tarihinde tebellüğ ettiği ödeme emrine —- tarihinde haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, yapılacak keşif ve ticari defterler üzerindeki bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin davalı yandan alacaklı olduğunun sabit olacağını, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20.den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, süresi içinde itiraz ettiğini ve itiraz ile takibin durdurulduğunu, davacı tarafa icra takibindeki kadar borcu bulunmayıp, sadece—– borcunun bulunduğunu, onun da vadesi gelmediğinden aleyhine icra takibi yapılmış olduğunu, tarafına dosya borcuna ilişkin usulüne uygun fatura tebliği yapılmadığını, —– alacağının da bulunmadığını, talep edilen faiz miktar ve oranının, cinsi ve tarihi itibarıyla yasaya aykırı talep edilmiş olduğunu savunarak, davanın deddine, kötü niyetli alacaklı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,”Davacı ve davalı yanın —- yıllarına ait ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, tarafların incelenen —- davacı şirketçe davalı yan adına düzenlenerek ticari defterlerinde davalı adına borç kaydedilen, — faturası hariç, diğerlerinin tam bir karşılıklılık içinde oldukları ve taraflar arasında söz konusu faturanın davalı yan kayıtlarında yer almaması nedeniyle; —— tutarlı satış faturasından kaynaklanan—- mutabakatsızlık bulunduğunun tespit edildiğini, tarafların —-celp edilen —- tetkikinde; davacı şirketçe davalı yan adına, tamamı —- adet faturanın düzenlenmiş olduğu, davacı şirketçe davalı yan adına düzenlenmiş bu faturaların tamamının; —- İşlemi olarak herhangi bir çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde ilgili dönem —-konu edildiği, bir diğer ifadeyle, davacı şirketçe davalı adına düzenlenen faturaların tamamının davalı şirketin —-beyanlarında davacı şirketten —- olarak yer aldıkları, tarafların —- formu beyanlarının mutabık olduklarının tespit edildiğini, sonuç olarak; dava ve icra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı şirketin —- asıl alacak talebi üzerinden harçlandırarak itirazın iptali istemi ile davalı aleyhine ikame etmiş olduğu işbu itirazın iptali davasında; davacı şirketin davalı yandan takip talebinde olduğu gibi—— asıl alacağı bulunduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafa —- borcu bulunduğunu, bu borcun da vadesinin gelmediğini beyan ettiği, ön inceleme duruşmasında da davacıya —– borcu kabul ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın kendi defterlerine göre davacıya —- borçlu olduğu, davacı kayıtlarına göre de davacının davalıdan —- alacaklı olduğunun tespit edildiği, mutabakatsızlığın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan —– tarihli faturadan kaynaklandığı görülmüştür. Her ne kadar davalı taraf —— bedelli faturayı kendi ticari defterlerine kaydetmemiş ise de söz konusu faturayı —- bildirmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davacı tarafından davalı adına kesilen — düzenleme tarihli—– bedelli faturanın bizzat davalı tarafından vergi dairesine sunulan Ba formları ile sabit olduğu, davalının söz konusu faturayı vergi dairesine bildirmekle fatura içeriğinde yer malları teslim aldığının ve bedelinin ödenmesi gerektiğinin kural olarak kabul edilmesi gerektiği, başka ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturaların vergi dairesine bildirdiğini, faturaya itiraz ettiğini, iade faturası kestiğini, —-düzeltme beyannamesi düzenlediğini kanıtlayamadığı dolayısıyla faturaya konu malların davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir . —-da aynı doğrultudadır. Davalıya teslim edilen malların bedelinden davalı sorumlu olduğundan usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak —- davalı tarafından kabul edilen —-yönünden davanın kabulü yolunda hüküm tesis etmek gerekmiştir.
—- göre davanın ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar kabul edilmesi halinde tarifeye göre belirlenecek vekalet ücretinin yarısına hükmedileceğinden kabul beyanı ile kabul edilen — vekalet ücretine, mahkememizce kabulüne karar verilen — vekalet ücreti olmak üzere davacı lehine toplam—— vekalet ücretine hükmedilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 718,95-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 539,21-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 179,74 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 239,04 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 86,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000.00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.086,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.212,50 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı asilin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022