Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/788 E. 2023/797 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/788
KARAR NO : 2023/797

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/12/2021
KARAR TARİHİ : 13/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVADavacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının almış olduğu hizmete ilişkin olarak gönderilen, 22/02/2016 son ödeme tarihli 1.252,75 TL tutarlı, 21/03/2016 son ödeme tarihli 1.257,50 TL tutarlı, 20/04/2016 son ödeme tarihli, 1.273,75 TL tutarlı, 20/05/2016 son ödeme tarihli 1.304,50 TL tutarlı, 20/06/2016 son ödeme tarihli 1.587,25 TL tutarlı, 20/07/2016 son ödeme tarihli 1.661,50 TL tutarlı, 22/08/2016 son ödeme tarihli 1.671,50 TL tutarlı, 20/09/2016 son ödeme tarihli 1.826,25 TL tutarlı, 20/10/2016 son ödeme tarihli, 1.754,25 TL tutarlı, 21/11/2016 son ödeme tarihli 1.749,00 TL tutarlı, 20/12/2016 son ödeme tarihli 1.738,25 TL tutarlı, 20/01/2017 son ödeme tarihli 1.819,00 TL tutarlı, 20/02/2017 son ödeme tarihli 1.825,00 TL tutarlı, 20/03/2017 son ödeme tarihli 1.837,50 TL tutarlı, 20/04/2017 son ödeme tarihli, 99,42 TL tutarlı faturaların ödenmemesi üzerine—-.İcra Müdür üğü’nün—–sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, taraflar aralarında imzaladıkları sözleşme ile ödeme şekli ve faiz oran ve miktarını belirlendiğini, taraflarca imzalanmış abonelik sözleşmesinde faiz oranının düzenlenecek faturalarda yazılacağı açıkça ifade edildiğini, bu durumda faiz oranını belirleme yetkisinin sözleşmenin taraflarından davacı şirkete verildiğini, taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmesi halinde gecikme faizi oranının açıkça gösterilmeyip, bu hususu belirleme yetkisi davacı şirkete bırakılmış olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMADavalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunu’nun 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali dava açma süresi bir yıl olup davacı tarafından ilgili bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında15.09.2014 tarihli —-Abonelik Sözleşmesi uyarınca—– içerisinde ve —–adresinde yer alan Müvekkil şirketin—- Şubesine internet hizmeti sağlanmaya başlandığını, Müvekkil tarafından, —-içerisinde kurulan —–ar-ge çalışması yapılması amaçlanmış ve ar-ge projesinin ihtiyacı doğrultusunda muhatap şirketten “—-” hizmeti almaya karar verildiğini, taraflarca Abonelik Sözleşmesinin imzalanması üzerine —- içerisinde yer alan —- Şubesi kiraya veren —– hukuka aykırı talepleri nedeniyle aynı tesis içerisinde daha ufak bir ofise taşınmak durumunda kalındığını, , üçüncü kişi —–. Müvekkil şirketin —–Şubesi tarafından geliştirilen projeyi sebepsiz yere kabul etmemiş ve bunun sonucunda da —- kuralları uyarınca müvekkil —– şubesinin —– tahliye edilmesi zorunluluğu doğduğunu, anılan durum üzerine de sadece —– bünyesinde ar-ge çalışmaları yapmak amacıyla kurulan —– Şubesi müvekkil şirket yönetiminin 11.03.2016 tarihli kararıyla kapatılmış ve 18.03.2016 tarihinde sicilden terkin edildiğini, taraflar arasında 15.09.2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin 4.9. Maddesi uyarınca davacı şirkete faks yoluyla sözleşme fesih talebi iletildiğini, ancak bu fesih talebine karşın davacı sözleşme feshedilmemiş gibi 31.03.2016 tarihli ve 01.03.2016 – 31.03.2016 dönemine ilişkin fatura müvekkil şirkete gönderildiğini, müvekkil şirket tarafından davacı şirkete —–. Noterliği’nin 25.04.2016 ve—–yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek, davacı şirkete yaşanan süreç hakkında bilgi verilmiş, sözleşmenin 4.9 maddesine göre sözleşmenin feshedildiği hatırlatılmış, sözleşmenin feshedildiği ve sonradan gelecek faturaların ödenmeyeceği tekrardan ihtar edilmiş ilgili faturaya itiraz edildiğini anılan ihtarname davacı şirkete 27.04.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkil şirketin kanunun ön gördüğü usulle yapmış olduğu sözleşme feshine karşın, davacı şirket müvekkil şirkete iki adet fatura gönderdiğini, , yasal bir fesih olmasının yanı sıra davacıdan zamanında hizmeti alan şube kapandığını, herhangi bir kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu dava ve dayanak icra takibiyle borç olduğu iddia edilen toplam 7.319,17-TL’lik alacak iddiası her koşulda haksız olduğunu, çünkü davacı taraf kendi beyanıyla borç olduğun iddia ettiği zaman dilimini “— dönemleri” olarak ifade ettiğini müvekkil şirket gerek taraflar arasındaki sözleşmeye gerekse yasaya uygun bir şekilde taraflar arasındaki sözleşmeyi fesh ettiğini, —-. İcra Dairesi’nin —- sayılı haksız icra takibine karşı müvekkil şirketçe haklı bir itiraz yapıldığını, müvekkil şirketin davacıya iddia edilenin aksine herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—– İcra Müdürlüğünün —–. sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– İcra Müdürlüğünün —–sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan 16/05/2022 tarihli raporda özetle; Davalı tarafın işyeri —–şubesinin kapanması nedeniyle adına kayıtlı —–internet hizmetine ait abonelik sözleşmesini fesh etmek için 14, tarihinde —– Müşteri Hizmetlerine imzalı dilekçe ile faks yoluyla bulunduğu; faturaların gelmeye devam etmesi nedeniyle de 25.04.2016 tarihinde taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşmenin feshi ve fesih işlemlerinin yapılması gerektiğini bildirir ihtarnamemizdir.” konulu ihtarname ile gönderimine devam edilen faturanın tarafa tebliğ edildiği, davacı tarafın gerek faks gerek ihtarnameler yoluyla kendisine bildirilen abonelik sözleşmesinin feshi yönündeki talebin ve ihtarların değerlendirilmesiyle ilgili olarak dosya kapsamında herhangi bir delilin olmadığı, bu durumda fesih işlemli gerçekleştirme Mart 2017’e kadar her ay fatura düzenlemeye devam ettiği, davacı tarafın talep faksıyla olmasa bile özellikle 25.04.2016 tarihinde *Taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşmenin feshi ve fesih işlemlerinin yapılması gerektiğini bildirir ihtarnamemizdir.” konulu ilk ihtarnamesi nedeniyle Davalı Abonenin sözleşme iptali isteminden haberinin olması ve gerekli fesih işlemleri yapması gerektiği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin Bölüm:6 “Abonelik Sözleşmesinin Feshi ve İşletmeci Değişikliği / Fesihte takip edilecek usul ve feshin sonuçları” başlığı altında Madde:23’de açıklandığı üzere denilmekte olup; Davalı tarafın fesih talebinde 14.03.2016 – tarihinin değerlendirmeye alınması durumunda mevcut Yönetmelik maddesi doğrultusunda 24 saat içinde yani 15.03.2016 tarihine kadar hizmetin ve ücretlendirmenin durdurulması ve 7 gün içerisinde yani 21.03.2016 tarihine kadar abonelik sözleşmesinin feshinin gerçekleştirilmesi gerektiği ve bu durumda Davalı tarafın 15.03.2016 tarihine kadar olan internet kullanımlarına ait borcun rücu edilebileceği, bu tarihten sonraki paket ve kullanım bedellerini içeren diğer faturalardan sorumlu tutulamayacağı, sözleşme iptal talebinin 14.03.2016 tarihli faks yazısı olarak kabul edilmeme olasılığında dahi 25.04.2016 tarihli *Taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşmenin feshi ve fesih işlemlerinin yapılması gerektiğini bildirir ihtarnamemizdir. konulu ilk ihtarname ile fesih işlemlerinin başlatılması , Müşteri Hizmetleri kapsamında Davalı Aboneyle irtibat sağlanması, Nisan 2016 tarihi itibariyle hizmetin ve ücretlendirmenin durdurulması gerektiği ve Davalı Abonenin bundan sonraki aylara ait paket ve kullanım bedellerinden sorumlu tutulamayacağı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi tarafından alınan 22/09/2022 tarihli raporda özetle; Mahkememizin 09.09.2022 tarihli duruşma tutanağı ile Davalı tarafından fesih talebinin iletildiği faksın ulaşma çıktısının bulunması istenmiş olup, Davalı tarafın 12.09.2022 tarihli beyan yazısı ekinde faks makinesinin gönderim yaptıktan sonra gönderilen belgenin üzerine otomatik olarak hangi tarih ve saatte hangi numaraya belgenin faks yoluyla ilettiği bilgisini içeren belgenin sunulduğu ve bu belgede fesih talebinin 16.03.2016 tarihinde——faks numarasına gönderildiği, davalı tarafın fesih talebinde bulunduğu 16.03.2016 tarihi olduğu, düzenlenen faturalardan bu borcunu ödemediği, belgenin olmadığı ve bu nedenle Davacı tarafın alacaklı olduğu, davalı tarafın fesih talebini ilettiği 16.03.2016 faks tarihi tarihiyle Davacı tarafa borcu olmakla birlikte Mart/2016 dan sonra kesilen bu tarihten sonraki paket ve kullanım bedellerini içeren diğer faturaları ödemekle yükümlü olmadığı, mahkememiz tarafından sözleşme fesih talebinin gerek 16.03.2016 tarihli faks gerek 27.04.2016 tebliğ edilen 25.04.2016 ve —– yevmiye nolu ilk ihtarnamesi olarak kabul edilmesi durumundaki Davalının ödemek durumunda olduğu toplam fatura bedellerinin 14.03.2016 tarihli faks olarak kabul edilmesi durumunda 01-31.03.2016 dönemine kadar olan 5.015,00 TL’lik Ara Toplam 1 bedelinin, davalı tarafından 27.04.2016 tebliğ edilen 25.04.2016 ve —– yevmiye nolu ilk ihtarnamesi olarak kabul edilmesi durumunda 01-30.04.2016 dönemine kadar olan 6.319,50 TL’lik Ara toplam 2 bedelinin Davalı tarafından Davacıya ödenmesi durumu sözkonusu olacağı 16.05.2022 Tarihli Bilirkişi raporunda belirtilen hususların halen geçerli olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir Bilirkişi tarafından alınan 30/01/2023 tarihi raporda özetle;15.06.2017 takip tarihi itibariyle fatura üzerinde kararlaştırılan aylık (%1,4), yıllık (%16,80) gecikme faizi talebine ilişkin 2.782,56 TL tutarında gecikme faizi hesaplandığı, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında yıllık %9,75 reeskont avans faizi talep edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi tarafından alınan 12/07/2023 tarihi raporda özetle; 15.06.2017 takip tarihine kadar toplam 1.822,64 ‘TL tutarında değişen oranlarda reeskont avans faizi talep edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın davacı tarafça tahahhuk ettirilen faturalardan kaynaklı olarak davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı hususlarında toplandığı celp edilen bilgi ve belgeler teknik bilirkişiler ile incelenmekle taraflar arasında imzalanan 15.09.2014 tarihli sözleşmenin feshi ve fesih işlemlerinin yapılması gerektiğini bildirir ihtarname konulu ilk ihtarnamesi nedeniyle davacının davalı abonenin sözleşme iptali isteminden haberinin olması ve gerekli fesih işlemleri yapması gerektiği, davalı tarafın fesih talebinde 14.03.2016 – tarihinin değerlendirmeye alınması durumunda mevcut Yönetmelik maddesi doğrultusunda 24 saat içinde yani 15.03.2016 tarihine kadar hizmetin ve ücretlendirmenin durdurulması ve 7 gün içerisinde yani 21.03.2016 tarihine kadar abonelik sözleşmesinin feshinin gerçekleştirilmesi gerektiği ve bu durumda Davalı tarafın 15.03.2016 tarihine kadar olan internet kullanımlarına ait borcun rücu edilebileceği, bu tarihten sonraki paket ve kullanım bedellerini içeren diğer faturalardan sorumlu tutulamayacağı, her ne kadar davalı tarafça ihtarname öncesi sözleşme iptali için faks gönderildiği belirtilmiş ise de faks iletim belgesinin dosyaya ibraz edilemediği anlaşılmakla mahkememizce ihtarname tarihi dikkate alınmıştır. Tüm bu husular bir bütün halinde değerlendirildiğinde da nisan 2016 tarihi itibariyle hizmetin ve ücretlendirmenin durdurulması gerektiği hususu bilirkişi raporu ile tespit edilmekle teknik bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın 3.784,00 TL asıl alacak ve 309,34 TL işlemiş faiz talebinin kabulüne fazlaya yönelik talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —–. İcra Müdürlüğünün —– Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 3.784,00 TL asıl alacak ve 309,34 TL işlemiş faiz üzerinden üzerinden aynen devamına , kabulüne karar verilen asıl alacağa reeskont avans faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Karar harcı 279,62 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 296,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,02‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 296,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 351,04‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.070,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 511,64 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.093,34 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 219,99 TL’nin davalıdan, 1.100,01 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekiline ( e duruşma sistemi üzerinden) kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.