Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/774 E. 2023/428 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/774 Esas
KARAR NO: 2023/428
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/12/2021
KARAR TARİHİ: 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı —— de talebi üzerine 25 Nisan 2018 tarihinde abonelik başlatılarak internet hizmeti sağlandığını, bunun dışında, davalı tarafın internet aboneliği devam ederken davalı tarafından 13.12.2018 işlem tarihli —— hizmet numaralı —– Kampanyası Taahhütnamesi imzalandığını, ilgili internet aboneliği ve taahhütname doğrultusunda —— numaralı hizmet aboneliği nedeniyle verilen hizmet neticesinde müvekkili şirketin davalıdan 5.163,41-TL alacağı olduğu, ancak davalı tarafından borcuna karşılık ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin davalıdan alacağının tahsili amacıyla Merkezi Takip Sistemi —– Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğ edildiği, ancak davalı tarafın takibe ilişkin olarak borca ve ferilerine haksız olarak itiraz ettiği ve takibin davalı tarafın itirazı ile durdurulduğu, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibinin devamı amacıyla müvekilli şirket tarafından ilk olarak, 6102 Sayılı TTK 5/A. maddesi gereğince arabuluculuk başvurusu yapıldığı, ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamadığı, 05.11.2021 tarihli tutanak ile de kayıt altına alınan anlaşamama hali neticesinde icra takibinin devamı amacıyla işbu itirazın iptali davasını ikame etme zaruretinin oluştuğu, davalı —– müvekkilinin kurumsal abonelerinden olduğu, bu hususun dava dilekçesi ekinde sunulan vergi levhası, —– kampanya taahhütnamesi ile sabit olduğu, ticari dava söz konusu olduğu için uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle, Merkezi Takip Sistemi —– Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu Merkezi Takip Sistemi —– Esas , sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile dosya kapsamında sunulan faturalardan davalının ödenmemiş faturaları olduğunun görüldüğü, ödediğini ya da borcu olmadığını gösteren herhangi bir belgenin dosya
kapsamında bulunmadığı, davalı tarafın icra konusu faturalarla ilgili savunmasının olmadığı, ödemelerle ve taahhütnameler kapsamında sağlanan indirim ve cep telefonu ücretlendirmeleriyle ilgili icraya itiraz dışında herhangi bir açıklamasının olmadığı, herhangi bir belge sunmadığı, Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumunun Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin ‘Taahhütlü Abonelikler’ başlığı altında madde 12/(5)’de ‘Taahhüt bitiminden önce taahhüde aykırılığın oluşması halinde, işletmecinin talep edeceği bedel, taahhüde aykırılığın oluştuğu döneme kadar; aboneye sağlanan indirimler ile cihaz veya diğer faydaların bedellerinin tahsil edilmemiş kısmının toplamı ile sınırlı kalmak
zorundadır. Ancak, aboneden taahhüt kapsamında, taahhüde son verilmesinden taahhüt bitimine kadar olan dönem aralığında tahsil edileceği belirlenen bedellerin henüz tahakkuk
etmemiş kısmının toplamının daha düşük olması halinde, düşük olan tutar esas alınır.’ denilmekte olup, hesaplama detayları sunulmak suretiyle 31.10.2019 tarihli son faturadaki
cayma bedellerinin uygulanabileceği, taraflar arasında imzalanan 13.12.2018 tarihli taahhütname gereği aynı tarihte aboneye teslimi yapılan cep telefonu taksitlerini içeren icra konusu faturaların ödenmesi gerektiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı tarafından hizmet kullanımının bulunduğu tahahhuk ettirilen faturaların ödenmediği, bilirkişi raporu ile de görülmüştür. Bilirkişi tarafından yapılan teknik inceleme ve hesaplama dosya içeriğine ve hadiseye uygun bulunduğundan mahkememizce de hükme esas kabul edilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının Merkezi Takip Sistemi —— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 352,71 TL’den dava açılırken yatırılan 88,18 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 264,54 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 88,18 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı olmak üzere toplam 147,48 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 89,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.389,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 5.163,41 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023