Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/746 E. 2022/190 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/746 Esas
KARAR NO : 2022/190

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde —– imzalanan——— sözleşme uyarınca müvekkili davacının, davalı şirketin —–, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak fatura tanzim ettiğini ve bu faturaları ödemesi için müvekkilinden bono aldığını, —— devam ediyor olmasından kaynaklı iş yapamaması sebebi ile bonoları ödeyemediğini, davalının bu sırada — kapattığını ve — ile müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını bildirdiğinden bahisle sözleşmeye aykırı düzenlenen ve takibe konulan — davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili —–olduğunu, mahkememizin yetkili olmadığını, eldeki davanın yetkili —- gönderilmesi gerektiğini beyanla davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava —– senedine bağlı menfi tespit davasıdır
—- yapıldığı, takibe itiraz üzerine ——— ilamı ile iptal edildiği ,—— davalı lehine keşide edilen bono sebebiyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Dava dilekçesi icra dosyası toplanan deliller ve —– sayılı içtihatlarında ” İİK’nun 50. maddesi göndermesiyle, —- dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, ancak, takip tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ———kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “—-aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiştir. Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları aranmaktadır.. Somut olayda, bono yetkili mahkemenin belirlendiği alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı görülmektedir. Bu durumda, HMK’nun 448. maddesi gereğince, bu kanun —– tamamlanmış —- kaydıyla —– bulunmadığından) derhal uygulanacağı ilkesi de dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nun 17. maddesi muvacehesinde itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
Takibe konu bonodaki yetkili mahkemenin —olarak belirtildiği yetkili mahkemenin— Ticaret Mahkemelerinin yetkili olması nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE ,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili — Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 20/1 maddesi gereğince taraflardan birinin işbu karar süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurmamaları halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede hüküm altına alınmasına ancak Mahkememiz yetkisizlik kararı sonrasında görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmemesi ve bu durum belirtilerek Mahkememizden talepte bulunulması durumunda harç ve yargılama giderleri konusunda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin ve davacı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.