Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/742 E. 2023/427 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/742 Esas
KARAR NO: 2023/427
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/11/2021
KARAR TARİHİ: 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalı şirkete —– ambalajlama ve —– işçilik hizmetini sağladığını, hizmet karşılığında faturalar düzenlediğini, toplam 115.110,31 TL tutarlı faturaları davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafın fatura bedellerini ödememesi üzerine alacaklarının tahsili amacıyla —— Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalı borçlunun başlatılan takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—- Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu —– Esas , sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan 03/08/2022 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafın 2018 , 2019 , 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapıldığı, davalı tarafa ait ticari defterlerinin raporumuzun C bölümünde açıklandığı üzere incelenmediği, taleple bağlı kalınarak davacı tarafın davalıdan icra takibinde talep ettiği asıl alacak tutarı olan 114.618,21 TL. alacaklı olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Davacı vekilinin itirazları üzerine dosyanın ek rapor aldırılmak üzere önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.Bilirkişi tarafından sunulan ek rapor ile davacı itirazları tek tek değerlendirilmiş, davacı tarafından 2018 , 2019 , 2020 yıllarında davalı adına düzenlenen faturalardan dönemsel olarak beyan sınırını aşan faturaların tamamının davacı tarafından BS formlarında, davalı tarafından da BA formlarında beyan edildiğinin tespit edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Somut olayda davalı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan 114.618,20 TL alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.—– sayılı 4.11.2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacaktır. Vergi dairesinden celp edilen BA/BS formlarının tetkikinde davalının davacı tarafından BA/BS bildirimlerinin birbiriyle uyumlu olduğunun bilirkişi raporuyla tespit edilmiştir.. Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerektiğinden takibe konu fatura bedelleri olan asıl alacak üzerinden takibine devamına karar vermek gerekmiştir.Dosya kapsamında davalıyı temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmamaktadır. Takip öncesi temerrüt faizi talep edilebilmesi için davalının TBK. 117 maddesi uyarınca temerrüt ihtarnamesi ile temerrüde düşürülmesi ya da borcun ödeneceği günün tarafların anlaşmasıyla kesin olarak belirlenmesi şarttır.Takibe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının haklı olduğu değerlendirilerek takibe kadar işlemiş faiz tutarı bakımından davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜNE,
1-Davalının —— Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 144.618,21 asıl alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 7.829,57 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.390,25 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.439,32 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.390,25 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.449,55 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 53,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.853,60 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %99,57 oranında olmak üzere 1.845,63 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 18.192,73 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %99,57 oranında olmak üzere 5,68 TL sinin davacıdan, davada haklı çıktığı %0,43 oranında olmak üzere 1.314,32 TL sinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023