Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/727 E. 2023/559 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/727 Esas
KARAR NO: 2023/559
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2021
KARAR TARİHİ: 15/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Esas ——— Şirketi ile davalı (borçlu) arasında ekte bulunan sözleşmede görüldüğü üzere ticari ilişki mevcut olduğunu, işbu ticari ilişkinin davalı tarafından 20.10.2020 tarihinde haksız olarak fesih edilmiş olduğunu, öncesinde de müvekkilinin geçmişten gelip 31.08.2020 tarihine kadar olan cari alacakları için ayrı bir icra takibi yaptığından 31.08.2020-20.10.2020 tarihleri arasındaki alacaklarının da bu fesih nedeniyle ödenmesinin borçlu davalıdan talep edildiğini, borçlu tarafından müvekkili şirkete 31.08.2020-20.10.2020 tarihleri arasındaki C/H Ekstresinde belirtilen alacak bedeli ödenmemiş olup, İşbu duruma ilişkin ———- E. Dosyasında borçlu davalının söz konusu ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olduğunu, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığına, her ne kadar icra takibinde 154.061,50 TL alacak bakiyesi talep edilmiş ise de arabuluculuk görüşmeleri esnasında yani icra takibi açıldıktan sonra, karşı taraf icra takibine haksız itirazını yaptıktan sonra davalı tarafından müvekkilin işçilerine, müvekkil tarafından ödenmesi lazım gelen toplamda 137.448,00 TL ödeme yapıldığı tespit edildiğinden bu rakam alacak miktarından düşülerek kalan miktar olan 16.613,50 TL’nin davalı taraftan talep edilmesi yoluna gidilmiş olup, bu rakamlardan davalı tarafın da haberdar olduğunu, İtiraz edilen icra takibi, borçluya kesilen faturalar ve cari hesaba dayanmakta olup ödenmeyen C/W’ ba ait faturaların müvekkili şirket ticari defter ve kayıtlarında sabit olduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı Şirketi ile Müvekkili Şirket arasında; 10/01/2020 imza tarihli “Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi” ile 10/01/2020 imza tarihli “Maç Güvenliği Hizmet Alım Sözleşmesi” Sözleşmelerinin akdedilmiş olduğunu, Sözleşmelerin konusu, Davacının ———- ——— ———– ——— Kompleksi’nde, Sözleşmelerde yer alan Hizmet Mekanlarında ve Müvekkili tarafından gösterilecek diğer mekânlar ve onların eklentilerinde güvenlik hizmeti verilmesinden ibaret olup, davacının sözleşmeler kapsamında hizmetleri zamanında, eksiksiz, kusursuz, niteliklerine uygun ve herhangi bir aksaklık olmaksızın yerine getirmeyi taahhüt etmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca taraflar asıl işveren- alt işveren olarak değerlendirilecek olup, bu halde asıl işveren sıfatı ile ve taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak müvekkili şirket yönünden herhangi bir hak kaybına sebebiyet verilmemesi adına sözleşmeler” de alt işveren olarak yer alan davacı’ ya çeşitli sorumluluk ve yükümlülükler yüklenmiş olduğunu, davacı hem sözleşme kapsamındaki hem de mevzuatın kendisine yüklemiş olduğu yükümlülüklerine aykırı davranarak personellerinin ———- prim borçlarını ödemediğini, davacı’ nın çalışanlarının primlerini ——– yatırmadığı tespit edildiğinde ise müvekkili şirket, taraflar arasında akdedilen sözleşme’nin anılan maddesine dayalı olarak bu eksikliğin derhal giderilmesini ve ———- dan borcu yoktur yazısı alınarak kendisine iletilmesini talep etmiş olup, personellerin ———– primlerinin ödenmediğinin ortaya çıkmasını takiben ——— yetkilileri ile detaylı olarak görüşülmesi amacıyla müvekkili şirketler yöneticileri ve vekilleri ile ———- yetkilileri ve vekilleri arasında toplantı organize edilmiş, bir çözüme ulaşılamamış olmaması nedeniyle müvekkili şirketler tarafından sözleşmeler ihtarname keşide edilmek suretiyle feshedilmiş olduğunu, davacı tarafından keşide olunan ve taraflar arasında sürmekte olan ticari davalarda delil olarak sunulan cevabi ihtarnamelerin ekinde ———– başkanlığı’ndan alındığı iddia edilen bir “———- borcu yoktur” yazısı iletilmiş; fakat yapılan incelemeler neticesinde davacı tarafından sunulan bu eklerin gerçeği yansıtmadığı, ilgili yazılar üzerinde kasten ve müvekkili şirket’i yanıltmak amacıyla değişiklik yapılarak düzenlenen bu sahte evrakın mahkemeye delil olarak sunulduğunun görülmüş olduğunu, gelinen aşamada davacı hakkında özel/resmi evrakta sahtecilik suçundan ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan suç duyurusunda bulunma zorunluluğu hasıl olduğunu, yapılan şikâyet———— Sor. No’lu dosyası üzerinden sürmekte olduğunu, bu süreçte her ne kadar Davacı yetkilileri ile Davacı’ nın ———- prim borçlarının gerekirse yapılandırılarak ödenmesi için toplantılar düzenlenmiş ve görüşmeler yapılmış ise de bir sonuca ulaşılamamış olup, müvekkili şirket, sözleşme’nin 5.11. maddesi uyarınca ödemelerin yapıldığına ilişkin bilgi ve belgelerin müvekkil şirket’e iletilmemiş olması ve eksik tutarın da her türlü uyarıya rağmen ödenmemiş olması nedeniyle yine ilgili hüküm uyarınca davacı tarafın müvekkil şirket’e hizmet verdiğini iddia ederek tahakkuk ettirdiği istihkakından (hak edişinden) ilgili tutarın mahsup edilmiş olduğunu, müvekkili ile davacı arasında bir c/h ilişkisi bulunmakta ve sözleşme’nin 5.11 maddesi uyarınca yapılacak kesinti sonucunda müvekkili şirket değil borçlu, davacıdan alacaklı konuma gelmekte olduğunu, kaldı ki personellerin uğrayacağı zararların önüne geçilebilmesi adına müvekkili şirket tarafından iyi niyetli olarak personellerin ücretleri ödenmiş olup bu hususun davacı tarafın kabulünde olduğunu, Davacı tarafça icra takibi başlatılırken 154.061,50-TL üzerinden talepte bulunulurken huzurda görülmekte olan dava ikame edilirken 16.613,50-TL tutarındaki ödeme mahsup edilerek talepte bulunulmuş olduğunu, Sözleşmeler’ in 5.11. maddesinde ilişkin yapmış oldukları açıklamalar saklı kalmak kaydıyla, Müvekkili Şirket tarafından personellere yapılan ödemeler davacının iddialarının aksine 137.448-TL değil, cari hesap ekstresinden ve ödeme dekontlarından açıkça görüleceği üzere 304.804,92-TL olduğunu, davacı nezdinde ki cari hesap tablosunu kabul etmelerinin açıklanan tüm nedenlerle söz konusu dahi olmadığını, Sözleşme kapsamında hizmetin gereği gibi yerine getirilmemiş olması ve Sözleşme hükümlerine açıkça aykırılık teşkil eden durumun mevcut olması hasebiyle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin mahiyeti gereği Müvekkili Şirket’in Davacı’ nın personellerinin ödenmemiş ——– primlerini müteselsil borçlu sıfatıyla ödeme durumu söz konusu olup, zaten salt bu riske karşı taraflar Sözleşmenin 5.11 maddesinde mutabık kalarak böyle bir durumun mevcudiyeti halinde; Müvekkili Şirket’in Davacı” nın istihkakından ilgili kesintiyi yapacağını ve bunun Müvekkili Şirket’in davacı’ ya karşı mütemerrüt duruma düşmesine yol açmayacağını, davacı yüklenicinin böyle bir kesinti halinde müvekkili şirket’e herhangi bir ödeme talebinde de bulunmayacağını kararlaştırmış olduklarını, davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranmış olmasından dolayı davacının ortaya çıktığını iddia ettiği zararın muhatabı müvekkili şirket olmadığını, müvekkil şirket, sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini yerine getirmiş ise de davacının kendi kusurlu hareketleri neticesinde işin bu noktaya vardığını, davacı’ nın meydana geldiğini iddia ettiği zararların müvekkil şirket tarafından tazmin edilmesinin beklenmesi söz konusu dahi olmayıp, hakkaniyete de aykırı olduğunu, Davacı, uyuşmazlığa konu Sözleşmeleri kendi istek ve rızası doğrultusunda imzalamış ve basiretli bir tacir olarak yerine getirmediği yükümlülükleri dolayısıyla ortaya çıkan sonuçlara katlanmak durumunda olduğunu, taraflar arasındaki cari hesaplar incelendiğinde, taraflar arasındaki Sözleşme’nin 5.11 md. uyarınca kendi işçilerinin ——— primlerini vb. kamu alacaklarını ödemeyerek ve Sözleşme ile ifasını yüklendiği hizmetleri yerine getirmeyerek Sözleşme’ yi ihlal eden davacının bu ihlalleri karşısında, Müvekkil Şirket’in söz konusu ——— borcu kadar davacının hak edişinden kesinti yapma hakkı bulunmakta olup, bu doğrultuda gerekli inceleme yapıldığında, müvekkili şirket’in esasen borçlu değil, alacaklı konumda olduğun tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,———- E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ————esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi tarafından alınan 28/06/2022 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2020 yılı ticari defterleri ile davalı şirkete ait 2019-2020 ve 2021 yılına ait elektronik ortamda tutulan ticari defterleri(e-defter) incelendiği, ticari defterlerin noter açılış ve kapanış onamalarının yasal sürelerinde yaptırıldığı, elektronik defterlerin e- beratlarının yasal sürelerinde alınmış ve netice itibarıyla taraf ticari defterlerin usul/yasaya uygun tutulmuş oldukları, davacı şirket ticari defter kayıtlarında, davacı şirketin davalı şirketten 11.12.2020 takip tarihinde, 607.658,17 tl alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirket ticari defter kayıtlarında, davalı şirketin davacı şirkete 11.12.2020 takip tarihinde, 415.812,95 tl borçlu durumda bulunduğu, taraflar arasında (607.658,17 tl — 415.812,95 tl-) 191.845,22 tl mutabakatsızlık bulunduğu, 191.845,22 TL mutabakatsızlığın; davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş, ancak kendi aleyhine olacak şekilde Ticari Defterlere kaydedilmemiş ve davalı şirket ticari defterlerinde davacı şirket alacağı olarak kayıtlı “15.03.2020 T. ———- Nolu, 2.453,38 TL tutarlı Hizmet Faturası”, davalı Şirketçe Davacı Şirkete 30.04.2020 Tarihinde Ciro yoluyla Temlik edilen, ancak davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan “——— Şb. ——— Çek Nolu, 15.09.2020 İleri Vadeli, 35.000.-TL Bedelli Çek,” 30.06.2020 T. ——— Nolu Fatura Kayıt Farkı 5.588,88 TL, Takip Tarihi öncesi Tarihler olan 22.10.2020 — 30.11.2020 Tarihleri arasında, ilgili sözleşme kapsamındaki “Davacı Şirket çalışanlarına Davalı Şirket tarafından yapılan Ücret, Yemek Ücreti, İhbar ve kıdem tazminatı, arabuluculuk ve avukatlık vekalet ücret ödemeleri toplamı 148.802,14 TL” kalemlerinden müteşekkil olup, tespit edilen mutabakatsızlık kalemlerine ilişkin olarak taraflardan temin edilen ve örnekleri dosyaya sunulan dayanak belgeler muvacehesinde, davalı Şirket Ticari Defterlerinde yer alan kayıtlara itibar edileceği, dolayısıyla Takip tarihi itibarıyla Davalı Şirketin Davacı Şirkete mevcut Borç Bakiyesinin Davalı Şirket Ticari Defterlerinde mevcut olan 415.812,95 TL olacağı tespit ve hesap edildiği, davalı Şirketin 11.12.2020 Takip Tarihi sonrası Dava Tarihi öncesi tarih olan 26.02.2021 Tarihine kadar olan süreçte Davacı Şirket adına Toplam tutarı 151.096,02 TL olan ödemeleri yaparak Davacı Şirketle olan Borç Bakiyesini; 264.716,93 TL’ ye indirdiği tespit edildiği, ———- dosyaya celp edilmiş bulunan dönem borç görüntüleme listelerinin tetkiki sonucunda, davacı şirketin davalı Şirkete vermiş olduğu Güvenlik Hizmetleri – nedeniyle ——— İşyeri Sicil Numarasıyla kayıtlı olduğu ———- Müdürlüğüne, anılan İşyeri Sicil Numarası kapsamında, 13.06.2022 Tarihi itibariyle; 2020 yılının, 02-03-04-05-09 ve 10.Aylarına ilişkin tahakkuk etmiş ancak Davacı Şirketçe henüz ödenmemiş ——— Primleri, İdari Para Cezası, İşsizlik Sigorta Primleri ve Damga Vergisi olmak üzere toplam 101.986,00 TL Anapara ve İşbu anapara borçların 13.06.2022 Tarihine oluşmuş 40.831,32 TL Gecikme Zammı olmak üzere Toplamda 142.817,32 TL Borç bulunduğu, davacı Şirketin ——— Kurumuna olan bu borçlarından, 2020/03-04-05 Dönemlerine ait olan ve 63.579,46 TL Anaparaya tekabül eden Borçlarının, ——– tarafından Gecikme Faizleriyle birlikte İcra Takibine konu edilmiş oldukları tespit edildiği, Tarafların Tacir olduğu ve aralarında akdedilen Sözleşme kapsamında Davacı Şirkete Davalı Şirkete Güvenlik Hizmeti verildiği, verilen Güvenlik Hizmetleri kapsamında düzenlenen ve Davalı yanca herhangi bir itiraza konu edilmeyerek ve benimsenerek Ticari Defterlere kaydedilmiş Hizmet Fatura Bedellerine Davacı Şirketçe hak kazanıldığı, Tarafların incelenen Ticari Defter Kayıtları itibarıyla, tespit edilen Mutabakatsızlık nedeniyle dayanak belgeleriyle uyum içinde olduğu tespit edilen Davalı Şirket Ticari Defter kayıtlarına itibar edilebileceği ve itibar edilen işbu davacı şirket ticari defter kayıtları muvacehesinde, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 415.812,95 TL Alacaklı durumda bulunduğu ve davalı şirketçe takip tarihi sonrası dava tarihi öncesi davacı şirket çalışanlarına sürdürülen ödemeler sonucunda davacı şirketin dava tarihindeki alacak bakiyesinin 264.716,93 TL olarak tespit edildiği, ——–” dan dosyaya celp edilen Davacı Şirket ilgili ———Borç Görüntülemelerinden tespit edildiği üzere, davacı Şirketin ——–na 2020 yılının, 02-03-04-05-09 ve 10.Aylarına ilişkin tahakkuk etmiş ancak Davacı Şirketçe henüz ödenmemiş ———- Primleri, İdari Para Cezası, İşsizlik Sigorta Primleri ve Damga Vergisi olmak üzere toplam 101.986,00 TL Anapara ile İşbu anapara borçların 13.06.2022 Tarihine kadar oluşmuş 40.831,32 TL Gecikme Zammı olmak üzere Toplamda 142.817,32 TL Borcu bulunduğu ve bu borcun 63.579,46 TL Anaparaya isabet eden kısmının gecikme zamlarıyla birlikte Yasal Takip konusu yapılmış olduğu, Taraflar arasında imzalanan Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi” nin 5.11. Maddesi uyarınca, Davacı Şirket Alacağının; Muaccel hale gelip, gelmediği, temerrüt oluşup, oluşmadığı, Davalı Şirket aleyhine Takip konusu yapılarak Davalı Şirketten Talep edilip, edilemeyeceği hususları Hukuki Değerlendirmeye Muhtaç olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından alınan 11/03/2023 tarihli raporda özetle; Davacı ———- Şirketi ile davalı ———- Şirketi arasında 10/01/2020 imza tarihli “Özel Güvenlik Hizmet Alım Sözleşmesi” ve 10/01/2020 imza tarihli “Maç Güvenliği Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmelerin konusu, davacının ———- Kompleksi’nde, sözleşmelerde yer alan hizmet mekanlarında ve davalı tarafından gösterilecek diğer mekânlar ve onların eklentilerinde güvenlik hizmeti vermesi olduğunu, taraflar arasında iş hukuku bakımından işveren-alt işveren ilişkisi olması nedeni ile davalı davacının çalıştırdığı personeline ilişkin ——– prim, vergi, muhtasar vb. borçlarının ilgili mercilere zamanında ve tam olarak yatırıldığına dair belgelerin bir örneğinin her ay kendisine verilmesini talep ettiği, TBK m. 97 gereği, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceği, aslında davacının ——— borcunun olmadığına dair bildirimde bulunması ifaya ilişkin hazırlık fiilinin yerine getirilmesi niteliğinde olduğu, dolayısı ile somut olayda her ne kadar davacı şirket ticari defterlere göre alacaklı olarak gözüküyorsa da sözleşme gereği ücret talep edebilmek için ———- borcunun olmadığına dair bildirimde bulunmakla yükümlü olduğu, aksi takdirde davalı şirket hem ücret ödemek zorunda kalıp hem de işçilik alacakları bakımından ödeme talebi ile karşılaşma riskini taşıyacağı dolayısı ile bu aşamada davacının alacağının muaccel olmadığı hususlarını beyan ve rapor etmiştir.Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafın hizmet alım sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine konu itirazın iptalini talep ettiği, davalı tarafın ise davaya konu aynı sözleşmenin 5.11 maddesine göre ——– primlerini, kamu alacaklarını ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, davacının ——— borcu kadar hakedişinden kesinti yapma hakkı bulunduğunu, ——— prim borçlarının ödenmediğini beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür.. Davalı taraf sözleşme kapsamında düzenlenen faturaları ticari defterlerine kaydetmekle faturaları konu hizmeti aldığını kabul etmiş sayılmalıdır ancak taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.11 maddesinde “Yüklenici personele yaptığı ücret ve diğer yasal ödemeleri ile ——– prim, vergi muhtasar vb kesintilerin ilgili mercilere zamanında eksiksiz ve tam olarak yatırıldığına dair belgelerin bir örneğinin her ay şirkete vermeyi taahhüt eder. Eksik bir ödemenin yapıldığı tespit edildiğinde bu eksik ödeme yüklenici tarafından derhal giderilecek ve eksik tutar ödenmezse yüklenicinin istihkakından kesilecektir. Bu durum herhangi bir temerrüt oluşmasına sebebiyet vermeyecektir. Yüklenici buna karşı herhangi bir faiz, tazminat ve sair ödeme talebinde bulunamaz” düzenlemesi bulunduğu,taraflar arasındaki sözleşmenin 5.11 maddesinde ön görülen şartların oluşmadığı anlaşılmakla takip tarihi itibari ile davacı alacağının muaccel olmadığı, anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.Diğer yandan davalı tarafça kötüniyet tazminatı talep edilmiş ise de davacının kötüniyetli olduğunun ispat edilememiş olması nedeniyle davalının tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 269,85 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2023