Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2023/848 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/726
KARAR NO : 2023/848

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 30/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin davacıya olan cari hesap ilişkisine dayalı 23.612,71 TL alacağını tahsil edemediğini, alacağın tahsili amacıyla —- İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun takip sonrası 25/06/2021 tarihinde 10.000,00 TL ve 03/11/2021 tarihinde 13.612,71 TL tutarında ödemeler yaptığını, 23.612,71 TL tutarlı asıl alacak üzerinden devam eden takibe davalı borçlunun itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

ISLAH:
Davacı vekilince sunulan 04/11/2023 tarihli dilekçe ile dava açılırken dava değerinin 5.000 TL gösterildiği, bilirkişi tarafından takipte bakiye alacağımızın 6.177,45 TL hesaplandığı, takibe mahkemenizce belirlenecek icra inkar tazminatı hariç bu miktar üzerinden devam edilmesi gerektiğinin sabit olduğu 6100 sayılı HMK md 107/2 madde hükmünce dava dilekçelerindeki harca esas değeri 6.177,45 TL ‘ye artırdıklarını, takip tarihinden sonra haricen ödenen asıl alacak düştükten sonra takibe kalan bakiye 6.177,45 TL alacak üzerinden takip tarihinden işleyecek ticari reeskont faizi işletilmek suretiyle tahsili için takibin devamına, asıl alacak miktarı olan 23.612,71 TL üzerinden hesaplanacak %20 inkar tazminatının davalı şirketten alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:

Dava hukuki niteliği itibariyle, —-İcra Müdürlüğünün —- Esas —–sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz.
Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —–. İcra Müdürlüğünün —–Esas. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile dava dosyası ve davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; tarafların 2021 yılını ait ticari defterlerinin tasdik işlemleri yasal süreleri içerisinde yapıldığı, davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalar davacı tarafın ilgili dönem Bs, davalı tarafın Ba Formlarında beyan edildiği, her iki tarafın muhasehe kayıtlarına göre takip tarihi olan 23.06.2021 itibariyle davacının davalıdan 23.612,71 TL alacaklı olduğu, dava tarihi olan 16.11.2021 itibariyle taraflar arasındaki ticari işlemlere bağlı olarak alacak-borç kayıtlarının sıfırlandığı, asıl borç sıfırlandığı için davacı vekili tarafından talep edilen diğer alacak kalemleri ile ilgili takdirin mahkemede olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 03/04/2023 tarihli bilirkişi raporu ile takibin 21.6.2021 tarihinde 23.612,71 Türk Lirası üzerinden başlatıldığı, ilk ödemenin ise 25.6.2021 tarihinde 10.000 TL olarak yapılmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, ilk olarak 21.6.2021-25.6.2021 (25.6.2021 tarihli) tarih aralığını kapsayac biçimde güncel kapak hesabı yapılarak tespit edilecek olan tutardan borçlu tarafından yapılan 10.000 TL’nin düşürülmesi gerekeceği, daha sonra 25.6.2021 tarihli güncel kapak hesabından ikinci ödemenin yapıldığı,3.11.2021 tarihi itibari ile yeni bir güncel kapak hesabının yapılması gerektiği, bu tespit edilecek (3.11.2021 tarihli) hesaptan da ikinci ödeme olan 13.612,71 Türk Lirası’nın düşülmesi gerektiği, somut olayda dosya borcunun tamamı ödenmemiş olduğundan takibe konu alacağın devam etmekte olduğu, bu bakımdan faiz, vekalet ücreti vs diğer giderlere ilişkin bir tespitin (icra dosyasının tarafıma sunulan doya kapsamında da mevcut olmadığı dikkate alınarak) yapılarak güncel takip borcunun devam edeceği borçlu tarafından iki parça halinde yapılan ve takibe konu olan ödeme tutarı ile aynı olan borç bu tarih birlikte ele alındığında , alacağın likit olduğu sonucuna varmanın da mümkün olabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 20/10/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile dosya kapsamında —–İcra Dairesinin yapmış olduğu kapak hesabında 3 Kasım 2021 tarihi itibariyle toplam borcun 20. 790416 TL olduğu anlaşılmakfa, anılan borçtan 23.612,71 TL’nin düşülmesi gerektiği, bu suretle arılan takipte kalan borcun 6.177, 45 TL olarak tespit edilebileceğinin mütalaa edildiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.

Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullananMahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, takip dosyası, bilirkişi raporları, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip tarihinden sonra asıl alacağın davalı tarafından haricen ödenmesi nedeniyle takibin ferileri hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın hali ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, tarafların ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, SMMM bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının ve davalının ticari defterlerine göre davacının, davalı taraftan 23.612,71 TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu ve tarafların basiretli tacir olduğu hususları gözetildiğinde davacın iş bu davada haklılığı sübut bulmakla, ödemelerin takipten sonra yapılması nedeniyle bilirkişi kök ve ek raporları gereğince —– İcra Dairesinin yapmış olduğu kapak hesabında 3 Kasım 2021 tarihi itibariyle toplam borcun 20. 790416 TL olduğu anlaşılmakfa, anılan borçtan 23.612,71 TL’nin düşülmesi gerektiği, bu suretle arılan takipte kalan borcun 6.177, 45 TL olarak tespit edilebileceğinin mütalaa edildiği sonuç ve kanaati bildirilmekle usul ve yasaya uygun bilirkişi kök ve ek raporları hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde 23.612,71 TL alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının —-. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın 6.177,45 TL üzerinden iptaline, bu bedele 03/11/2021 tarihinden itibaren değişik oranlarda avans faizi işletilmesine
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 421,98 TL’den dava açılırken yatırılan 59,30 TL ve ıslah ile yatırılan 20,50 TL olmak üzere toplam 79,80 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 342,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı, 20,50 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 139,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 103,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.603,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 6.177,45 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.