Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/710 E. 2022/121 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/710 Esas
KARAR NO : 2022/121

DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 09/11/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkillerinin davalı şirketin —– müteveffa —mirasçıları olduğunu,——— yayımlandığını, bir süre ticari faaliyetine devam eden şirket, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7. maddesi uyarınca—-tarihine kadar sermaye artışına gidemediğinden —- duruma düştüğünü ve ——yapılmaksızın — resen terkin edildiğini, terkin işleminden önce sermayenin artırılmaması halinde terkin işleminin uygulanacağı hususu; şirket merkezine, şirket yetkilisine ve en son tescil edilmiş —- şekilde ihtar edilmediğini, —— usulüne uygun olmayan —— işleminin iptali ve şirketin ihyası için—- Esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini, mahkemece —- Karar sayılı karar ile davanın kabulüne,———— terkinine ilişkin kararın kaldırılmasına ve şirketin ihyasına karar verildiğini, söz konusu kararın —- kesinleştiğini ve şirketin ihyasına ilişkin bu kararın, ——– haricen öğrendiği üzere ———— niteliğindeki taşınmazda —- — 2/4 hissesi bulunmakta olduğunu, taşınmazda tasarrufta bulunulabilmesi için şirketin ihyasına dair verilen karar sonrası ——- yazısında da —– Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince tescil ve ilan ettirilmesi gerektiği bildirildiğini tüm bu nedenlerle 2/4 hissesi —ait olduğu tespit edilen taşınmazın ve —– karar verilmesini,— olarak şirket ortağı müteveffa — mirasçılarından müvekkili davacı …– atanmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce; ———–bulunan taşınmaza ilişkin —— davalı —– kuruluşundan itibaren tüm — davalı şirketin ——ayrı ayrı celp edilmiş, — üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Dava; davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.— sebepleri TTK’nun 529. maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, bunun yanı sıra özel haller başlığı altında TTK’nun 530. maddesinde “Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya —–şirket alacaklıları veya — istemi üzerine, —- bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse,—- feshine karar verir. Dava açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.” şeklinde düzenleme yapılmış, TTK’nın 531. Maddesinde ise, “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin—- yirmide birini temsil eden payların sahipleri, —– bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine,—– değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin—— çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” hükmü havidir. Anılan hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve ———- sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir. TTK’nın 531. maddesi uyarınca şirketin haklı sebeplerle feshine veya fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verilebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve davacı tarafın dava dilekçesi içeriği incelendiğinde; davacının TTK’nun 529 ve 530. maddelerinde yer verilen sebeplerden birine dayanmadığı, davalı şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince— tarafından kendilerine yapılan ihtar ve —yapılan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından— tarihinde re’sen terkin edildiği ve —- silindiği, —Karar sayılı— ait taşınmaz bulunması sebebiyle davalı şirketin ihyası ile —- dair karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, dosya kapsamına celp edilen muris—— davacıların kurucu ortağın yasal mirasçıları oldukları, —- davalı şirketin 2/4 oranında hissedar malik olduğu, davacıların salt taşınmazın tasfiyesini sağlamak için işbu davayı açtıkları, —— işletilmek suretiyle —- toplantısı yapılarak gerekli görülmesi halinde taşınmazın ve — mümkün iken, işbu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, TTK’da sayılı fesih koşullarının somut davada bulunmadığı ve bu sebeplere dayanılarak dava açılmadığı anlaşılmakla davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bunun yanı sıra; davacıların davalı şirketin kurucu ortağı —- mirasçıları oldukları, murisin davacılar dışında da mirasçısı olduğu görülmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 599. maddesine göre tereke iştirak halinde mirasçılara geçer. Bir başka söyleyişle, elbirliği mülkiyeti hallerinden birisi de miras şirketi olup —- bahsedilebilmesi için —üzerinde mirasçı sıfatını haiz birden fazla kişinin bulunması gereklidir.— tüzel kişiliği yoktur. —dahil mal veya haklar üzerinde tüm mirasçılar iştirak halinde maliktir. Bu durum —- kadar devam eder. 4721 sayılı Yasa’nın 701/2. maddesi çerçevesinde bu mülkiyet ortaklığa ait olduğundan,— dahil — ortakların belli bir payı yoktur ve bu nedenle mirasçıların tümünün birlikte hareket etmesi gerektiğinden söz edilmelidir. Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca — tümüne ait davaların bütün mirasçılar tarafından açılması gerekip ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Mirasçılardan birinin ——– haklara ilişkin olarak yalnızca kendi payı oranında dava açması halinde, böyle bir dava dinlenemez, zira, yalnız başına bir mirasçının iştirak halindeki —- tasarruf ehliyeti yoktur. Bu itibarla, davacıların tek başlarına dava açma ehliyetleri bulunmadığından aynı zamanda aktif dava ehliyetleri de bulunmadığından davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin yatırılan toplam 59,30 TL hacın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili yüzüne, davalı şirketin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.