Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/707 E. 2023/81 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/707 Esas
KARAR NO: 2023/81
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ: 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– müvekkilinin azınlık haklarını ihlal eder nitelikte ve taleplerinin tamamı tutanağa geçirilmeden tertip edildiğini, ——- ana sözleşmesinde her ne kadar her takvim yılını takip eden ilk üç ay içerisinde şirket umumi müdürünün çağrısı ile genel kurul toplantısı yapılır hükmü havi ise de, ——-özellikle müvekkilinin şirketi denetlemesi, mali verilere ulaşması, kar payı dağılımı gibi haklarının engellenmesi amacı ile yapılmadığını, son olarak müvekkilinin yaklaşık ——- bulunduğu ve her geçen gün ticari hacmini geliştiren ve kar elde edemediği şirketten yasal haklarını talep amacı ile önce defaatle şifahen talepleri ve ardından yazılı ihtarların keşide edilmesi ve davanın ikame edilmesi neticesinde şirket müdürleri tarafından sadece —— mali yıllarına ilişkin —– tertip edildiğini, ancak davalı şirketin defterleri, —— incelendiğinde görüleceği üzere bu yıllar dışında şirket ana sözleşmesine ve amir hükümlere uygun —— yapılmadığını,—— tarihli genel kurulun ise toplantı taleplerini karşılar gündem maddeleri ile gerçekleştirilmediğini, ——- dosyasından ikame edilen davanın konusuz bırakılması için yapılan işbu kurul toplantısında muhalefet şerhlerinin tamamı tutanağa geçirilmediği gibi hiçbir talebin de karşılanmadığını, teklif edilen gündem maddelerinin oylamaya dahi sunulmadan reddedildiğini, genel kurulda alınan —— kararların iptalinin gerektiğin——-gereği faaliyet raporlarının görüşülmesi, ——- raporlarının görüşülmesi gündeminin yer aldığını, şirket faaliyet raporuna ve finansal tablolara ilişkin itirazlarının ise; Bilindiği üzere——— Belirlenmesi Hakkında ne uygun faaliyet raporunu ve finansal tabloları yönetim organının hazırlaması ve genel kurul toplantısından en az 15 gün önce incelemeye hazır bulundurulması gerektiğini, her ne kadar faaliyet raporları ve yönetim kurulu kararlarının toplantıdan 15 gün önce incelenmeye hazır hale getirileceği amir ise de ilgili ihtarnamenin tarafımıza ——— tarihinde tebliğ edildiğini, 15 günlük yasal süre aleyhlerine olacak şekilde kısıtlandığını, ilaveten kanunun aradığı faaliyet raporu ve finansal tablo tanımı TTK ve bu yönetmeliğe göre düzenlenen, şirketin ilgili yıla ilişkin faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle finansal durumunun doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtıldığı, şirketin gelişmesinin ve karşılaşılması muhtemel risklerin belirtildiği dokümanlar olduğunu, ancak ekte görülen faaliyet raporlarından ve finansal tablolardan da anlaşılacağı üzere ilgili raporlar hiçbir mali veriye dayanmaksızın hazırlandığını, yönetmelikte belirtilen Geçici Madde 1 uyarınca —— dönemine ait yıllık faaliyet raporunda yer verilecek finansal bilgiler, —— Türk Ticaret Kanunu——– uyarınca düzenlenen finansal tablolara dayandırılır.——yılına ilişkin ve sonrasında hazırlanacak faaliyet raporlarında yer verilen finansal bilgilerin——– hazırlanması gerektiğini, davalı şirket Müdürlerinden olan —— tarihli toplantı tutanağında———- vekilinin talep ettiği belgeler hazirlanarak kendisine en kısa zamanda teslim edilecektir” şeklindeki beyanıyla da açıkça ikrar ettiği üzere faaliyet raporlarına ve finansal tablolara dayanak belgeler toplantı öncesinde hazır edilmediğini, ayrıca detaylı muhalefet şerhinde her ne kadar tutanağa geçirilmemişse de tamamının vekil eden tarafından toplantıda aktarıldığını, TTK Madde 409 uyarınca genel kurulda yönetim kurulunca hazırlanan yıllık faaliyet raporunun ve finansal tabloların sadece okunması değil, aynı zamanda müzakere edilmesinin öngörüldüğünü, ancak yukarı da belirtildiği üzere şirket müdürleri tarafından bilgi, belge alma hakkı ihlal edilen müvekkilinin bu kere dayanaksız, gerekçesiz, çelişkili ve en önemlisi amir kanun hükümlerine ve yönetmeliği aykırı düzenlenen ——-mali yıllarına ait faaliyet raporu ve finansal tabloların belgelerle açıklanmasını talep etmiş ise de usulen dahi okunmayan faaliyet raporu ve finansal tablolar müzakere de edilmediğini, bu itibarla eksik ve yetersiz faaliyet raporuna ve finansal tablolara dayanarak genel kurul toplantısında ilgili mali yıllara ait veriler açıklanmadan ve ortağın bu verilere ulaşması engellendiğinden anılı toplantı kararlarının iptalinin gerektiğini, netice itibarı ile——-faaliyet raporları ve finansal tablolar, mevzuata aykırı olarak düzenlenip gönderilerek TTK’nın 437. Maddesinde düzenlenen “Bilgi alma ve inceleme hakkı”nın ihlal edildiğini, ayrıca TTK madde 420 gereğince genel kurul kararının ertelenmesi talebinde bulunulmuş olmasına rağmen, işbu kanuna dayalı talebin hiçbir haklı gerekçe gösterilmeksizin reddedildiğini, bunlara ek olarak; —– tarih,——–“Yıllık faaliyet raporu ilgili olduğu hesap döneminin bitimini izleyen iki ay içinde hazırlanır.” hükmü amir olup, işbu hüküm uyarınca, süresinde hazırlanmayan ve eksik hazırlanmış faaliyet raporunun gündeme getirilmesinin hukuken kabul edilemez olup, iptalinin gerektiğini, genel kurulda alınan ——- tarihli ———– faaliyetlerinden dolayı —–üyelerinin ibrası gündeminin yer aldığını, ancak muhalefet ve talepleri olmasına rağmen tutanağa eksik geçirildiğini, —— nolu kararın iptali gerektiğini, ——faaliyetlerine ait karın dağıtılması gündeminin yer aldığını, ancak muhalefet ve talepleri olmasına rağmen tutanağa eksik geçirildiğini, ilaveten; şirketin mal varlığında bulunan —— bizzat anlaşması ile müteahhit olan—— akdedildiğini, anılı sözleşme gereği arsa sahibi olan ——kaldığını, ancak şifahi edinilen bilgilere göre daire sayısının imar mevzuatından kaynaklı lehe hükümler çerçevesinde —– olduğunu, bu dairelerin belli bir kısmının satışından sonra elde edilen —–bedelden müvekkiline ——- ödeme yapıldığını,—— yılında vergi giderleri dahil müvekkiline ödetilen kar payının müvekkili hesabına gönderilmediğini, diğer ortak ve ——gönderildiğini, yapılan şifahi talepler sonrasında da hiçbir açıklama ve karar dahi ibraz edilmeden müvekkilinin hesabına —–tarihinde yani yaklaşık—— gönderilen kar dağılımı iadesi açıklaması ile——gönderildiğini, işbu bedel ve ödemesinin dahi müvekkilinin haklarının zayi edildiğini alenen gözler önüne serdiğini, bu itibarla öncelikle davalı şirketin gayrimenkul varlığının tespiti için —– yazılarak davalı şirket adına aktif-pasif malvarlığının celbini,——– yazılarak Davalı şirkete ait taşınmazların sorulmasını, yine davalı şirket Müdürleri —— şirkete ait gelir ve taşınmazlardan elde ettiği bilenen malvarlığının sorgulanması için ilgili ——– müdürlüğüne müzekkere yazılarak şirket müdürlerinin aktif ve pasif mal varlıklarının sorulmasını talep ettiklerini, netice itibarı ile, denetimsiz raporlara rağmen —– itibaren yaklaşık 3 katı oranında ticari gelişme gösteren ve şirket sermayesi —- şirketin kar payının dağıtılmaması yönünde alınan ——iptali gerekliliğinin izahtan vareste olduğunu, genel kurulda alınan ——- kararın iptalinin gerektiğini,——-maddesi gereği ——üyelerinin görev sürelerinin uzatılması müdürler kurulu başkanı seçimi ve temsil ilzam yetkilerinin belirlenmesi gündeminin yer aldığını, ancak muhalefet ve talepleri olmasına rağmen tutanağa eksik geçirildiğini,———- alınan —-kararın iptali gerektiğini, —— maddesinde şirket müdürlerine ücret, huzur hakkı, ikramiye ve prim haklarının belirlenmesine ilişkin gündemin yer aldığını, bu gündem maddesine de muhalefet şerhlerinin bulunduğunu, bilindiği üzere —–şirket müdürlerine huzur hakkı ödemesi konusunda netlik bulunmadığını, ancak —- doğrultusunda kar payı dağılımı yapmayan şirket müdürlerinin huzur hakkı adı altında, şirketten ödeme alamayacağının da sabit olduğunu, kar payı dağıtılmayan şirkette müdürlerin kendi ücretlerini belirleyerek aynı amaca hizmet ederek,——sermayeli şirkette müvekkiline kar payı ödenmeden, —— ücret ödenmesinin kabul edilemez ve iptalinin gerektiğini, müdürler tarafından hazırlanan eksik ve denetimsiz raporlarda dahi görüldüğü üzere şirket ortaklarına ve müdürlere huzur hakkı, ikramiye, prim ödemesi kuruluş tarihinden beri yani yaklaşık ——yapılamamakla beraber, kabul anlamına gelmemek kaydı ile şirket müdürü —– tabiri ile şirketin neredeyse altın çağı yaşadığı dönemde ülkenin bulunduğu ekonomik durumu öne sürerek kar payı dağılımını reddeder iken, aynı toplantı da bu kere müdürler için—— ücret ödenmesini teklif edildiğini ve yine kendi belirledikleri bu fahiş ücreti kendi oyları ile reddetmelerine rağmen kabul ettiklerini, genel kurulda alınan—– kararın iptali gerektiğini, ——————— gereğince gerekli iznin verilmesi gündeminin yer aldığını, anılan gündem maddesine şerh koyduklarını, ancak tutanağa eksik geçirildiğini, şirket müdürlerinin şirket malvarlığını kötü yönettiği sabit iken borçlandırıcı işlemlerde müvekkilinin de bilgisi ve onayı olması gerekirken ve yukarıda yazılı şerhlerin tek tek değerlendirilmesi gerekmekteyken diğer aykırı kararlar da olduğu gibi müzakere edilmeden ve hiçbir geçerli neden belirtilmeden taleplerinin yine reddedildiğini ve aynı amaca hizmet eden diğer iki ortak tarafından kabul ile sonuçlandığını, şirket ortağı olan ve sermayesi oranında şirket borçlarından sorumlu olan müvekkilinin kendi aleyhine yapılan işlemlerden haberdar olma hakkının mevcut olup, şirketi kötü yöneten müdürlerin bu hakkı da zayi etmelerinin önüne geçilmesi için işbu usul ve yasaya aykırı genel kurul kararının da iptalini talep ettiklerini, genel kurulda azınlık hakları gereği genel kurulun ertelenmesi ve yazılı taleplerin gerekçesiz olarak reddedildiğini, —— maddesi gereği dilek ve temenniler gündeminin yer aldığını, müvekkilinin taleplerinin bulunmasına rağmen tutanağa eksik geçirildiğini, genel kurul toplantı tutanağı şekil şartlarına riayet edilmemesi nedeni ile de iptale mahkum olduğunu, müvekkilinin haklarını zayi eden genel kurul kararlarının yürürlüğünün ihtiyati tedbir kararı ile durdurulmasını talep ettiklerini beyan ederek, davalı şirketin malvarlığında bulunan——- müvekkilinin tüm taleplerine rağmen toplu olarak elden çıkarılmasının önlenmesi için, sorgusunun yapılarak teminatsız olarak tapu sicili üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, aksi halde “davalıdır” şerhi konulmasına, şirket müdürlerine ödenecek aylık ——- dava süresince tedbiren durdurulmasını, ve yargılama sonunda iptaline, her halükarda yasaya ve usule aykırı—- tamamının tedbiren durdurulmasını, müvekkilinin hukuka aykırı olarak kullanması engellenen TTK 420. Maddesinde açıkça düzenlenmiş olan “Azlık hakkı” dolayısıyla toplantı tutanağında genel kurul kararlarına karşı muhalefet etmiş ve toplantının ertelenmesini ve buna bağlı olarak ——iptalini talep etmiş olup, Yargılama neticesinde ——- tarihli ——-alınan kararların tamamının iptaline ve davanın kabulüne, yargılama giderlerinin de karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın, pek çok gerçek dışı iddia ve beyana dayandığını, davanın, kötü niyetle açılmış olduğunu, davacının, yapay bazı iddia ve beyanlar ileri sürerek, müvekkili şirketi taciz amaçlı olarak huzurdaki davayı açmış olduğunu, asıl amacın ise müvekkili şirkete ait gayrimenkullerin kendisine devrini sağlamak olduğunun davacının taleplerinden görüldüğünü, davacının, dava hakkını kötüye kullanmakta olup yargıyı da haksız yere meşgul ettiğini, hiçbir hukuk sisteminin hakkın kötüye kullanılmasını muhafaza etmeyeceği göz önünde bulundurularak davanın reddini talep ettiklerini, bununla birlikte, davacının hukuka aykırı, hiçbir dayanağı olmayan iddialarına ilişkin de yanıt verme zarureti hâsıl olduğundan bu gerçek dışı iddialarına yanıtların aşağıda sunulduğunu, Davacının, dava dilekçesinde, iptalini talep ettiği gündem maddeleri ile ilgili olarak, muhalefet şerhlerinin tamamının tutanağa geçirilmediğinin iddia edildiğini, bu iddia gerçeği yansıtmadığını, davacının toplantıya asaleten değil, vekili ——- vasıtasıyla iştirak ettiğini ve toplantıda hazır bulunanlarca tanıklık edileceği üzere,——beyan ve taleplerinin aynen genel kurul toplantı tutanağına işlendiğini, davacının, toplantı sırasında veya sonrasında muhalefetinin, tamamen veya kısmen, tutanağa işlenmediğine ilişkin bir itirazda bulunmadığını, bu yönde müvekkili şirkete herhangi bir yazılı veya sözlü beyan sunmadığını, Müvekkili şirkete bu yönde ihtar göndermediğini, —— herhangi bir itirazda bulunmadığını, hatta davacının bu iddiasının, davacının yine müvekkil ———– tarihli şirket aleyhine açmış olduğu ———duruşmadaki beyanları ile de çeliştiğini, nitekim genel kurul toplantısından sonra yapılan duruşmada, davacının muhalefet şerhlerini tutanağa işlettiklerini beyan ettiğini, dolayısıyla davacı tarafından, hiçbir belgeye dayanılmaksızın, kendi beyan ve fiilleri ile çelişkili ve olağan hayatın akışına aykırı bir şekilde muhalefet şerhlerinin toplantı tutanağına işlenmediği iddia edilmekte; toplantı başkan ve diğer divan üyelerinin töhmet altına alındığını, gerçek dışı ve kötü niyetli olduğu aşikar bu iddianın ispat külfetinin, davacıda olduğunu ve dayanaksız iddianın dikkate alınmamasını, davacının, gerçek dışı iddialarından birinin de TTK’nın 420. Maddesine göre erteleme talep edildiği halde bu talebinin reddedildiği hakkında olduğunu, ancak muhalefet şerhlerinin tamamının toplantı tutanağına işlenmediği iddiası gibi bu iddianın da gerçeği yansıtmadığını, eğer davacı vekili——- tarafından böyle bir talepte bulunulsaydı, toplantıda ———- görüşülmesi ve bununla ilgili gündem maddeleri hakkında erteleme kararının alınacağını, fakat böyle bir talebin olmadığını, bilakis toplantı başkanı tarafından, davacı vekili—— incelemek için belge istedikleri göz önünde bulundurularak erteleme talep edip etmeyeceklerinin sorulduğunu, ancak gerek olmadığı yönünde yanıt alınmadığını, davacı, yine bu iddiaya ilişkin hiçbir dayanak sunmadığını, ayrıca davacının, ———– duruşmadaki beyanları arasında da böyle bir iddianın bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde, bu talepte bulunulduğunu, gündemin “Dilekler ve Kapanış”a ilişkin —— maddesi hakkındaki kısmında belirtildiğini, eğer, erteleme talebine ilişkin bu iddia samimi olsaydı, toplantı sonunda değil, başında olması gerekeceğini, tüm kararlar alındıktan sonra, finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konulara ilişkin erteleme talebinin herhangi bir anlamının olmadığını, davacının, herhangi bir erteleme talebinde bulunmadığı halde, iptal gerekçesi yaratmak amacıyla böyle bir iddiayı ileri sürdüğünü, kötü niyetli ve toplantı divan üyelerini töhmet altına alan bu iddianın dikkate alınmamasını, davacı tarafından ısrarla kar dağıtımı yapılmadığının iddia edildiğini, ancak davacıya kar payı avansı olarak, ———ödendiğini, davacı tarafından bu ödemelerin alınmadığının da iddia edilmediğini, bilakis, dava dilekçesinin —— Sayfasında bu ödemelerin alındığının ikrar edildiğini, genel kurul toplantı tutanağında gündemin (5) maddesinde de——————tarafından kar avansı dağıtıldığının belirtildiğini, davacıya——– aşan ve davacı tarafından da ikrar edilen ödemeye rağmen halen kar dağıtımı yapılmadığı iddiasının anlaşılabilir olmadığını, davacı tarafından, dava dilekçesinin 2. sayfasında teklif edilen gündem maddelerinin oylamaya dahi sunulmadan reddedildiği iddia edildiğini, bu gündem maddelerinin neler olduğunun ise belirtilmediğini, ayrıca, TTK’nın 413. Maddesinde düzenlenen “gündeme bağlılık” ilkesi gereği gündem çağrı ile davacıya bildirildiğini, davacı tarafından ise gündeme herhangi bir ekleme talebinde bulunulmadığını, davacı, dava dilekçesinin 6. sayfasında, büyük harflerle, faaliyet raporları ve yönetim kurulu kararlarının toplantıdan 15 gün önde incelemeye hazır hale getirilmesi gerektiği halde ihtarnamenin taraflarına——– tebliğ edilmiş olduğundan yasal sürenin aleyhlerine kısıtlandığını iddia edildiğini, öncelikle bu iddianın, ilgili yasal düzenlemeler dikkate alınmadan ileri sürüldüğü ve içeriğinden bilgi eksikliği olduğunun anlaşıldığını, keza TTK’nın 414. Maddesinin 1.fıkrasına göre “çağrı genel kuruldan en az 15 gün önce yapılır ve pay sahiplerine davetiye gönderilir”,—————-yapılan ilanın ekte bulunduğunu, Pay sahiplerine genel kurul için çağrı ise ekte sunulan posta alındılarından görüleceği üzere ————tarihinde, “süresi içinde” gönderildiğini, öte yandan davacının yine 6. sayfada büyük harflerle, faaliyet raporlarına ve finansal tablolara dayanak belgelerin toplantı öncesinde hazır edilmemiş olduğunu iddia ettiğini, ancak, genel kurul toplantısı öncesinde hazır edilmesi gereken belgelerin TTK’nın 437.maddesinin 1. Fıkrasında sayıldığını, bunların da somut olayda finansal tablolar ve faaliyet raporu olup, genel kurul toplantısından 15 gün önde şirket merkezinde pay sahiplerinin incelemesine hazır bulundurulduğunu,—— tarihinde şirkete davacının vekaletnamesi ve yetki belgesi sunan ——-anılan belgelerin teslim edildiğini, davacının bu hususlardaki iddialarından, hangi belgelerin ne zaman şirket merkezinde hazır edileceği ve çağrı ile davet usulü hakkında bilgi eksikliği olduğu görüldüğünü, davacının, gündemin ——– maddesi hakkında alınan kararın iptalini talep ettiğini, ancak gündemin ——– okunması ve müzakeresi” olduğunu, genel kurul tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere gündemin ———- ilişkin bir karar alınmadığını, davacının, “finansal tabloların dayanak belgeleri”nden tam olarak hangi belgeleri kastettiğinin belli olmadığını, ancak genel kuruldan evvel hazır edilmesi gereken belgelerin neler olduğunun TTK’nın 437. Maddesinde düzenlendiğini, söz konusu belgelerin süresinde şirket merkezinde hazır edildiğini ve başvuru üzerine genel kuruldan evvel davacı vekiline teslim edildiğini, eğer davacının kastettiği belgeler, mizan, ——— vb. ise bunların genel kurul toplantısında hazır edilmesi yükümlülüğüne ilişkin bir kanuni düzenleme bulunmadığını, ancak davacının daha evvel bilgi alma ve inceleme talebinde bulunduğundan, davacıya ihtarname gönderilmiş olduğunu ve incelemek istediği belgeleri daha net ve makul kapsamda bildirirse hazır edileceğini ve kendisinin gelip inceleyebileceğinin bildirildiğini, ancak davacının bu davete icabet etmediğini ve şirkete gelmediğini, genel kurulda davacı tarafından bazı belgelerin istendiğini ve bunların hazırlanarak kendilerine verileceklerinin bildirildiğini, akabinde istenen belgelerin hazır edildiği ve teslim alınabileceğine ilişkin bildirim ihtarname gönderildiğini, ancak davacının yine bu belgeleri teslim almadığını, bu şartlar altında davacının, “ortağın finansal verilere ulaşmasının engellendiği” iddiasının gerçek ve samimi olmadığını, diğer yandan huzurdaki davanın bir genel kurul kararının iptali davası olup iptal gerekçeleri TTK’nın 445.maddesinde tahdidi olarak sayıldığını, bilgi alma hakkının veya faaliyet raporunun süresinde hazırlanmadığı iddiasının bu dava ile ilgisinin bulunmadığını, Müvekkili şirketin finansal tablolarının kanuna uygun olarak hazırlandığını, davacının aksi yöndeki iddialarının dayanaksız olduğunu, bu genel kurul kararının iptali için hiçbir haklı gerekçe olmadığını, davacının, ——— üyelerinin ibrası kararına ilişkin iptal gerekçelerinde yine muhalefet şerhinin toplantı tutanağına geçirilmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, diğer yandan, davacının faaliyet raporu ve finansal tabloların dayanak belgelerinin en kısa zamanda hazırlanarak teslim edileceğine ilişkin ———- beyanını, finansal tabloların yasaya aykırı düzenlendiğinin ikrarı olarak değerlendirdiğini, böyle bir ikrarın olmadığını, “Talep edilen belgelerin birer suretlerinin hazır edileceği beyanı” ile bunların – yasaya aykırı düzenlendiği arasında nasıl bir bağlantı kurulduğunun anlaşılamadığını, ayrıca, diğer iki ortağın ibraya yönelik olumlu oy kullanmasını “eşit davranılma ilkesi”ne aykırılık olarak değerlendirildiğini, sermaye şirketlerinde kararların oy çoğunluğu ile alındığını ve bu kuralın “eşif işlem ilkesi”nin veya azınlık haklarının ihlali teşkil etmediğini, davacının iddialarının aksine müvekkili şirket müdürlerinin, özen ve sadakat yükümlülüklerini ihlaline ilişkin hiçbir dayanak bulunmadığını, müvekkili şirket müdürlerinin, senelerdir şirkette özveriyle çalışmakta olup şirketi sıfırdan,——yapan, istihdam yaratan kârlı bir işletme haline getirdiğini, davacının iddialarının temelsiz olduğunu, bilanço ve kar/zarar tabloları onaylanan şirketin müdürlerinin de ibrasının gerektiğini, Müvekkili şirketin kar dağıtmadığı iddiasının da gerçeğe aykırı olup bu durumun banka dekontları,————-ve davacının ikrarı ile zaten kanıtlandığını, gerçekte dava dilekçesinin ——— olmak üzere iki defa kar payı avansı ödenmiş olup toplamda ——- kar payı avansı verildiğini, genel kurulda, Müdürlerden——— projeksiyonu ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar dikkate alınarak net karların dağıtılmayan kısımlarının Şirketin nakit dağıtılmayarak şirket uhdesinde bırakılmasını teklif ettiğini ve genel kurulun da bu teklifi, müvekkili şirketçe alınan bu kararın ekonomik gereklilikler dikkate alınarak alınmış bir karar olduğunu, zira şirketin esas sermayesi ———- ibaret olup çok düşük olduğunu, şirketin faaliyetlerinin devamı için nakit kaynaklarının şirket uhdesinde korunmasının tercih edilmesinin son derece olağan olduğunu, kaldı ki kar dağıtımı kararı TTK’nın 408. Maddesi uyarınca genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğunu, bu bağlamda hukuk sistemimizde genel kurulun kar payı üzerindeki tasarruf yetkisi oldukça geniş kapsamda değerlendirildiği: şirket malvarlığının şirket kayıtlarında mevcut olduğunu, bunların———— veya dava dışı şirketlerden sorgulanması talebinin anlamsız olduğunu, diğer yandan müvekkili şirketin müdürlerinin şahsi malvarlığının sorgulanması talebinin tamamen kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket müdürlerinin şirket kaynaklarından faydalandıkları iddiasını içeren bu kötü niyetli, asılsız ve dava ile ilgisiz talebin ivedilikle reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde, davacının şirket idaresinden ve denetiminden uzak tutabilmek adına mevcut müdürler kurulu üyelerinin görev sürelerinin uzatılmasına karar verildiğinin iddia edildiğini, ancak yukarıda belirtilmiş olduğu üzere davacının, son 36 yıldır Müvekkili Şirketin işleri ile ilgilenmediğini ve şirkete dahi uğramadığını, diğer yandan şirketin belgelerini incelemeyi talep ettiğini, ancak incelemeye gelmediğini, genel kurulda belge talep ettiğini, daha sonra hazır olduklarında bunları teslim almadığını, TTK’nın 394. Maddesinin; Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir. hükmünü havi olduğunu, buna uygun olarak ————–ödenmesine karar verildiğini, davacının her ne kadar “kar dağıtılmazken ———— üyeleri için ücrete karar verilemeyeceğini” iddia etmekteyse de gerçekte müvekkili şirket tarafından kar dağıtıldığını, ——–üyelerinin, genel kurulca kararlaştırılan ücrete, şirketin yönetimi için sarf ettikleri emeklerinin karşılığı olarak hak kazandığını, keza mevcut müdürlerin, zor ekonomik ve sektörel koşullar altında şirketi karlı bir işletme haline getirdiğini ve sürdürülebilirliğini garantiye aldığını, diğer yandan denmesine karar verilen ücretlerin makul tutarlarda olup şirketin finansal durumu, kar dağıtımı ve müdürlerin şirkete harcadığı emek ile doğru orantılı olduğunu, davacı, dilekçesinde, “İlaveten bunca yıl Müvekkilime kar payı ödenmeyen ve resmi olarak şirketten kar payı, huzur hakkı vs ödeme almayan iki şirket müdürü mal varlığını kat be kat artırarak Müvekkilimin hakkı olan karı da kendi uhdelerine geçirmiştir.” diyerek müvekkili şirket müdürler aleyhine ağır ithamlarda bulunduğunu, ancak bu suçlamaları ortaya atarken aynı zamanda hiçbir somut delile dayanmadığını, dava dilekçesinde genel olarak başkalarını itham eden ve töhmet altında bırakan asılsız ve temelden yoksun iddialar ile Sayın Mahkemenin etkilenmeye çalışıldığı sıklıkla görüldüğünü, bu kötü niyetli tutumun himaye edilmemesini talep ettiklerini, ne dava dilekçesindeki ve ne de genel kuruldaki muhalefet şerhlerinin müdürlere TTK’nın 664/1-b atfıyla 395 ve 626/2 maddelerinde sayılan izinlerin verilmesi ile ilgisinin olmadığını, davacının bu gündem maddesi hakkında alınan kararın iptalini talep etmekte hiçbir hukuki menfaatinin bulunmadığını, müvekkili şirketin, kuruluşundan bu yana mevcut müdürler kurulu tarafından yönetildiğini, müdürlerin çalışmaları ile şirketin büyümeye devam ettiğini ve günümüzdeki başarılı haline geldiğini, bu kişilerin şimdiye kadar ki çalışmalarından Müvekkili şirketin hiçbir zaman zarar görmediğini, bundan sonra görmeyeceğini, bu durumda bu maddenin iptalinde davacının hukuki menfaati olmadığını, dava dilekçesinin ——-, genel kurulun dilekler ve kapanışa ilişkin maddesinde, bazı taleplerde bulunulduğunu ve bu taleplerin gerekçesiz olarak reddedildiği iddialarının yer aldığını, hatta,——— Şeklinde olduğunu, davacı pay sahibini genel kurulda temsil eden vekil ——— genel kurul toplantısının ertelenmesini talep etmediğini, ayrıca böyle bir talepte bulunulsa da bu talebin toplantının başında ileri sürülmesi gerekeceğini, dilekler ve kapanış maddesinde böyle bir talepte bulunulmasının anlamsız olduğunu, davacının asılsız iddiasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, diğer yandan genel kurulda, tutanağa da geçirilmiş olduğu üzere davacı vekili tarafından şirkete bağımsız denetçi atanması talebi yapıldığını, bu talebin şirket müdürlerinden ——– tarafından haklı olarak şirketin bağımsız denetime tâbi olmaması nedeniyle kabul edilemeyeceği şeklinde yanıtlandığını, keza müvekkili şirketin kanunen bağımsız denetime tâbi olan şirketlerden olmadığını, dava dilekçesinin ——— kayıtlı taşınmazların, Müvekkilimin tüm taleplerine rağmen toplu olarak elden çıkarılmasının önlenmesi için, sorgusunun yapılarak teminatsız üzerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, aksi halde davalıdır şerhi olarak tapu sicili konulmasını” talep ettiğini, Sayın Mahkemenin huzurundaki bu davanın, bir genel kurul kararının iptali davası olduğunu, bu davanım gayrimenkulün aynına ilişkin bir dava olmadığını, ayrıca davacıya daha evvel gönderilen ihtarnamelerde açıklanmaya çalışıldığı üzere şirketin maliki olduğu taşınmazlar üzerinde pay sahiplerinin tasarruf yetkisinin bulunmadığını, dolayısıyla tasarruf yetkisi olmayan şirket pay sahibinin taşınmazların üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmesinde de hukuki menfaati olmadığını, keza davacının önerdiği gibi “davalıdır şerhi konulması” TMK m. 1010, 1/1’de düzenlenmiş olup burada öngörülen çekişmeli hakların korunmasına ilişkin mahkeme kararlarının şerhinde, ayni hak değişikliğine sebep olabilecek bir şahsi hakkın korunmasının sağlanması amacıyla tasarruf yetkisi kısıtlamasının şerhi önce ancak somut olayda davacının anılan gayrimenkuller üzerinde korunacak bir şahsi hakkının olmadığını, ayrıca HMK’nın 389. Maddesinde, ihtiyati tedbir koşullarının; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” olarak sıralandığını, şirketin ne bir zarara uğratıldığını ve ne de herhangi bir hakkının elde edilmesini önemli ölçüde zorlaştırabilecek bir değişim olduğunu beyan ederek, Müvekkili şirketin haksız dava sebebiyle karşılaşabileceği zararlar için TTK’nın 448/3 maddesi uyarınca davacının teminat sunmasına, davacının hukuki menfaati bulunmadığından ve şartları da gerçekleşmediğinden müvekkili şirketin malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması talebinin reddine, müvekkili şirket müdürlerine ücret ödenmesine ilişkin———gündem maddesi hakkında alınan kararın tedbiren durdurulması talebinin haksız ve mesnetsiz olması ve ihtiyati tedbir şartları gerçekleşmediğinden reddine, müvekkili şirketin ——– tarihli genel kurulunda alınan kararın tedbiren durdurulması talebinin haksız ve mesnetsiz olması ve ihtiyati tedbir şartları gerçekleşmediğinden reddine, müvekkili şirketin yanı sıra müdürlerinin şahsi malvarlığının sorulması için ———- müzekkere yazılarak malvarlıklarının sorulması——— müzekkere yazılarak müvekkili şirkete ait malvarlığının sorulması taleplerinin reddine, Müvekkili şirketin ———–, toplantısının TTK’nın 420. Maddesi uyarınca ertelenmesi talep edilmediğinden bu gerçek dışı iddiaya dayalı genel kurulu kararlarının iptali talebinin reddine, haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, —— ilk kuruluşundan bu yana oluşan tüm——- —— tarihinde yapılan ——- ilişkin —– celp edilerek incelenmiş, davalı şirkete yazı yazılarak açılan iş bu davanın konusu ile duruşma gününün ilan edilmesi ve şirketin internet sitesine konulması talep edilmiş, tarafların bildirdikleri tanıklar ayrı ayrı dinlenmiş, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; davalı şirketin 22/10/2021 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan kararların tamamının iptali istemine ilişkindir.
TTK m. 445 uyarınca genel kurul kararının iptali davasının iptali talep edilen genel kurul kararının alınma tarihinden üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. İşbu davada iptali talep edilen kararlar 22/10/2021 tarihinde alınmış ve dava 08/11/2021’de açılmış olmakla, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığı anlaşılmaktadır.
TTK’nın 446. maddesinde de iptal davası açabilecek kişiler sayılmış ve toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun ya da bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, yönetim kurulu ve yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Genel Kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için iptali istenen karara olumsuz oy vermenin dışında TTK’nın 446. maddesi gereğince muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Davacı vekilince davalı şirketin ———- iptali talep edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup, anılan maddede toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 446. maddesi gereğince toplantıya katılan ortağın karara red oyu kullanarak söz konusu karara muhalif kalması ve bu hususun ayrıca zapta geçirilmesi gerektiğinden, oylama öncesi yapılan görüşmeler esnasında sunulan öneriye karşı olunduğunun belirtilmiş olması ve söz konusu karara karşı red oyu kullanmasının alınan karara karşı muhalif olacağı anlamını taşımayacağından, başka bir ifadeyle oylama öncesi peşin muhalefetin olması söz konusu olamayacağından iptal davası açan ortağın oylama sonrası red oyu ve ayrıca toplantı tutanağına muhalefet şerhini de yazdırması gerektiğinden somut olayda —- tarihli —— karşı red oyu vermesine rağmen toplantı tutanağında herhangi bir muhalefet şerhi bulunmadığından, bu durumda iptal davası açabilmek için kanunun aradığı “alınan kararlara muhalif kalma” koşulunun yerine getirilmediği, bu hususun dava şartı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. —————-Somut olayda; davacı ortak —- tarihli genel kurulda kendisini vekili aracılığıyla temsil ettirmiş, davacı vekili toplantıda alınan ——maddelere yönelik olarak, henüz karar alınmadan önce karşı çıkarak peşin muhalefette bulunmuştur. Davacı vekili her ne kadar muhalefet şerhlerinin tutanağa eksik geçirildiği iddiasında ise de, işin esasında eksik dahi geçirilmiş olsa muhalefetin henüz kararlar alınmadan önce peşin olarak sunulduğu tüm dosya kapsamı, dava konusu genel kurul toplantı tutanağı ve bizzat davacıya vekaleten katılan tanık ——- muhalefet şerhlerimi oylama öncesinde sundum ancak bir çoğu kabul edilmedi.”şeklindeki beyanlarından anlaşılmış olup, bu şekildeki muhalefet, öneriye karşı çıkma niteliğinde olup, kararın alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkma veya muhalefet şerhi bulunmadığından, iptal davası açabilmek için zorunlu olan alınan kararlara muhalif kalma koşulu yerine getirilmemiştir. Davacı tarafın söz konusu kararlara muhalefet ettiğine ve muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmediğine ilişkin iddialarının dosya kapsamında Mahkememizce dinlenen tanık beyanları ve yazılı bilgi belgelerle ispatlayamadığından, toplantıda alınan ——- maddeler davanın dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı şirketin, iptali istenilen —— alınan —– kararına karşı davacı pay sahibi, olumsuz oy vererek oylamadan sonra muhalefet şerhini tutanağa usulüne uygun olarak geçirtmiş ise de, Mahkememizce alınan bilirkişi kurul raporundaki değerlendirmeler uyarınca davacının bu gündem maddesinin iptali isteminin somut bir mali veriye dayanmadığı anlaşılmış, iptali gerektirecek bir husus olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla bu madde yönünden de davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketin, iptali istenilen —- alınan —– kararları yönünden yapılan değerlendirmede ise; —-maddenin faaliyet raporlarının okunup müzakere edilmesine ilişkin olduğu ve gündemin —-ilişkin şirket ortaklarının olumlu ya da olumsuz oy kullandıkları bir kararın bulunmadığı, dolayısıyla iptali gerektirecek bir karar bulunmadığı, yine —-maddenin de dilek ve istekler hususunda pay sahiplerine söz verilmesinden ibaret olup. gündemin —– ilişkin de şirket ortaklarının olumlu ya da olumsuz oy kullandıkları bir kararın bulunmadığı, dolayısıyla yine iptali gerektirecek bir karar bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın — maddeler yönünden de dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kanaatiyle davanın reddine dair karar vermek gerekmiş ve davanın tümden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan toplam 59,30 TL hacın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2023