Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/703 E. 2022/397 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/703 Esas
KARAR NO : 2022/397
DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ: 05/11/2021
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket tarafından davacı aleyhinde—- sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile — alacak talebiyle icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu taşınmazın —- niteliğindeki taşınmazın kaydına —- yevmiye numarası ile tesis edilen ipoteğe ilişkin olduğunu, bu taşınmazın malikinin davacı olduğunu, ipoteğin —derecede faizsiz olarak tesis edildiği, ipoteğin——– bedele kadar sınırı belirlenmiş olan üst sınır ipoteği olduğu, davacı ile davalı şirket arasında ipotek süresi içerisinde herhangi bir ticari faaliyetin bulunmadığını, ipotek süresi içinde taraflar arasında herhangi bir ticari ilişkinin doğmadığını, ticari alım satım olmadığını, akdi ilişkinin ve borcun olmadığını, davacının davalı tarafa fatura kambiyo taahhüdü, cari hesap veya başkaca bir şekilde borcunun olmadığını, davalı taraf şirket olduğunu, davalı defterleri incelendiğinde davacının davalı şirkete borcunun olmadığının görüleceğini beyanla; müvekkili ——- nolu daire niteliğindeki taşınmazın kaydında—- lehine tesis edilmiş olan —– yevmiye numaralı ipoteğin kaldırılmasına/terkinine, müvekkili —– dosyası ve bu icra dosyasına dayanak olarak iddia edilen ——– bedelli ipotek ve ferileri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava davacıya ait taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin terkin edilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan ve davalı şirketin faaliyet adresi ——- ilinde bulunduğundan ——– Asliye Ticaret Mahkemesi marifeti ile bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; ” Davalı şirketin —– yılları e defter kayıtlarının usulüne uygun olduğu, e defter beratlarının mevcut olduğu, davalı şirket İle davacı —-arasında herhangi bir ticari ve cari hesap ilişkisine rastlanılmadığı, Davalı —— müdürü, temsile yetkilisi, ortağı bulunduğu——- tarihinden itibaren mal alış verişine ve borç alacak ilişkisine dayalı ticari ilişki bulunduğunun tespit edildiği, davalı şirketim —— defter kayıtlarının detaylı olarak İncelenmesi ile; Davalı —-ile dava dışı ——- yılına kadar devam eden alım- satıma dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, buna göre Davalı şirket tarafından dava dışı şirkete muhtelif yem satışları yapılmış olup, dava dışı şirket tarafından da almış olduğu mal bedelleri karşılığında çek, senet ve banka havalesi ile ödemeler yapıldığının görüldüğünü, taraflar arasındaki bu ticari ve cari hesap ilişkisi neticesinde—- yılı sonu itibarıyla davalı şirketin, dava dışı —- alacaklı olduğu tespit edildiği, Davalı —-yılı sonunda—– esas sayılı dosyası ile yapıları icra takibi sebebiyle virman yolu ile şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığının, Davalı Şirketin alacağının —- yılı sonunda ——- esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibi sebebiyle virman yolu ile şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığının kayıtlı olduğu tespit edildiği, davalı —–kayıtlarında toplam —-alacağı, ——- olan şüpheli alacaklar hesabında kayıtlı olduğu tespit edildiği” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davanın taşınmaz ipoteğinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılmış icra takibinden sonra açılmış menfi niteliğinde ipoteğin fekki talebine ilişkin olması, İ.İ.K 72/3 maddeleri gereğince icra takibinden sonra açılmış menfi tespit niteliğinde ipoteğin fekki talebine ilişkin olması, İİK 72/3 Md. Gereğince icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin (dolayısıyla aynı zamanda bir icra takip işlemi olan icrai satışın) durdurulmasına karar verilemeyeceğinin hüküm altına alınmış olması, dava/takip konusunun taşınmaz ipotek sözleşmesi olup T.B.K 584 maddesindeki düzenlemenin ise kefalet sözleşmesine ilişkin olması bu aşamadaki derdest dava dosyası kapsamına göre davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata yeterli koşulların bulunmaması nedeniyle, davacı tarafın takibin durdurulmasına yönelik tedbir talebi reddedilmiştir ——–
Davada istemin, davacıya ait gayrimenkul ile davalı şirket lehine konulan ipoteğin kaldırılması şartları oluştuğu halde tapuda işlem yapılmadığı iddiası ile ipoteğin fekki talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir” düzenlenmesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için Kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, uyuşmazlık ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacının tacir olmadığı gibi, taşınmazın konut niteliğinde olduğu alınan bilirkişi raporunda da taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği, ipotek belgesinde davacı ile davalının ticari faaliyetlerinin teminatı için ipotek tesis edildiğinin yazılmasının tek başına yargılamanın Ticaret Mahkemelerinde görülmesi için yeterli olmadığı, eldeki davanın mutlak ya da nisbi ticari dava niteliğinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda anlatılan nedenlerle TTK’nun 4(1) maddesindeki düzenleme nedeniyle somut davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin görevsiz olup davaya bakmanın mümkün olmadığı, görevin dava şartlarından olduğu ve HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli ——— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2022