Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/700 E. 2022/392 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/700 Esas
KARAR NO : 2022/392
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 04/11/2021
KARAR TARİHİ: 27/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, iş sahibi sıfatıyla, —-niteliğine haiz taşınmazın kiralanması amacıyla —tarihli sözleşmeyle müvekkilimizi yetkili kılındığını, taşınmazın aylık —- kira bedeli ile kiralanmak üzere müvekkilimiz şirket tarafından pazarlanması Davalı tarafından kabul edildiğini, sözleşmeye istinaden davalı tarafından aylık — bedel ile davadışı —- tarihine kadar opsiyonlandığının kararlaştırıldığı —başlıklı bir sözleşme akdedildiğini, davadışı şirketin, Müvekkiline — bedeli ödemesi kararlaştırıldığını, söz konusu opsiyon süresi içerisinde davalı, ortada hiçbir haklı sebep olmadığı halde davadışı kiracı adayı şirket ile kira sözleşmesini akdetmekten vazgeçtiğini bildirmiş ve kiracı adayı davadışı şirket kiralamayı kabul ettiği halde — tarihine kadar kira sözleşmesini akdetmediğini, —tarihli ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnamenin — tarihinde davalıya tebliğ edildiği halde davalı ihtara cevap vermediğini ve müvekkilinin zararlarını gidermediğini, .Davalı, izah edilen durumda — tarihli — numaralı hükmünü ihlal ederek sözleşme süresi sona ermeden ve haklı bir sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshettiğini, arabuluculuk görüşmelerine anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, davalının sözleşmeye aykırı davranışı sebebiyle sözleşmeden kaynaklanan — cayma bedelinin, ve — aracılık hizmet bedeli tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile —– tarihli ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek olan yasal temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin görevli olmadığını, taraflar arasında ikame edilen yetkilendirme sözleşmesi, hukuki olarak 6198 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 520 vd. kapsamında simsarlık sözleşmesi niteliğini haiz olup; ticari işlerin sayıldığı 6102 sayılı TTK m. 4’te simsarlık sözleşmesinde yer almadığını, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun m. 3/1-l bendinde simsarlık sözleşmesi, açıkça tüketici işlemleri arasında sayıldığını, simsarlık sözleşmesine ilişkin hukuki işler, tüketici işi sayılacak ve buna ilişkin uyuşmazlıklar da Tüketici Mahkemelerinde görüleceğini, davacı şirketin müvekkilin haklı bir sebep olmaksızın dava dışı —- kira sözleşmesi akdetmekten vazgeçerek sözleşmeyi akdetmediğini ve —– tarihli protokolü ihlal ettiğini iddia etse de davacı şirketin bu iddiaları gerçeği yansıtmamakta olup; özel hukukun en temel ilkelerinden olan irade serbestisi ilkesi uyarınca, müvekkilin dava dışı kiracı şirket ile sözleşme akdetme zorunluluğu bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen —– tarihli yetkilendirme sözleşmesinde iş sahibinin, simsarın bulduğu kiracı ile kira sözleşmesi yapmak zorunda olduğuna dair herhangi bir hüküm bulunmamakta olup; böyle bir hükmün bulunması ihtimalinde dahi bu hüküm, irade serbestisi ilkesine aykırılıktan dolayı uygulama alanı bulmayacağını, müvekkilinin kiracının ödeme gücü olmadığını öğrendiğini, davacının başka bir kiracı bulamadığı için kira sözleşmesi yapılamadığını, davaya konu olayda kira sözleşmesi akdedilmediğinden davacının herhangi bir ücrete hak kazanmadığını, sözleşme davacı tarafça feshedildiğinden ve müvekkilin sözleşmeden cayması gibi bir durum söz konusu olmadığından, müvekkilin davacı şirkete karşı herhangi bir ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, tüm bu nedenlerle davanın görevsizlik nedeniyle usulden, mahkeme aksi kanatte ise esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, tellallık sözleşmesi gereği hizmet bedeli alacağına ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; yapılan araştırmalar neticesinde davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Uyuşmazlığa konu taşınmasızın çelik imalathane arsası olduğu ve davalının tüketici olamayacağı dikkate alınarak, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ———-
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2022