Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/681 E. 2022/395 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/681 Esas
KARAR NO : 2022/395

DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2021
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– –işi ile iştigal eden tanınan,——, müvekkilinin gerçekleştirmiş olduğu mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak 3. kişilerle ticari alacak borç ilişkisine girip, ilgili taraflarla arasında senet tanzim ederek işini ifa ettiği, davalı tarafın müvekkil ile gerçekleştirmiş olduğu ticari iş nedeniyle müvekkile borçlandığı ve bu sebeple —düzenleyerek müvekkile teslim ettiği, bu nedenle müvekkil tarafından —- genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ancak karşı tarafın imzaya, borca ve ferilerine itiraz ettiği, imzanın davalı tarafa ait olmadığı iddiasının yerinde olmadığı, zira müvekkil ile davalı tarafın yetkilisi olduğu dava dışı — görülmüş ve şu anda kesinleşmiş bulunan — —–dosyasının bu iddiayı ispatlar nitelikte olduğu, bu dosyanın davadan feragat nedeniyle kapandığı ve kararın kesinleştiğini beyanla, itirazın iptaline, dava konusu değere takip tarihinden itibaren — uygulanan en yüksek mevduat faizi üzerinden faiz uygulanmasına, —– devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “takibe konu olan senet ile icra dosyası takip talebinin dosyaya ibrazının gerektiği, ikinci olarak taraflar arasında var olduğu davacı tarafından beyan edilen taşınmaz kira sözleşmesinin dosyaya ibrazının gerektiği, davacı tarafından davalı ile yapılan taşınmaz kira sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmemesi durumunda, davacının davasını ispat edemediği söylenebilecek olmakla birlikte nihai kararın Mahkemeye ait olduğu, davacı tarafından taraflar arasında akdedilen taşınmaz kira sözleşmesinin sunulmasından sonra ve dosyaya nitelikli hesaplamalar konusunda uzman bilirkişinin eklenmesinden sonra, dava konusu olay hakkında bilimsel verilere uygun, denetime elverişli, gerekçeli ve ayrıntılı rapor düzenlenmesi mümkün olabileceği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile davada sehven taraflar arasındaki ilişkinin ticari olduğunun belirtildiği, taraflar arasındaki ilişkini ticari olmayıp müvekkilinin taşınmazının davalı tarafa kiralanmasından kaynaklandığı, müvekkili ile davalı arasında görülen kiralama sebebi ile alacağın müvekkile verilen senetten kaynaklandığını bildirmiştir.
HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir.
Davacı taraf 19/04/2022 tarihinde itirazın iptali davasına konu senedin taşınmaz kiralanması sebebiyle verildiğinin belirtildiği, kira sözleşmesinden kaynaklanan davaların HMK’nun 4.maddesi uyarınca dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği —Karar sayılı kararı), görev hususunun kamu düzeninden olup taraflarca ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —— Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.