Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/678 E. 2022/775 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/678 Esas
KARAR NO : 2022/775

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/10/2021
KARAR TARİHİ : 11/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekil sigorta şirketi tarafından —— Poliçesi kapsamında 20.06.2020-20.06.2021 tarihleri arası dönem için sigortalandığını, sigortalının —— olduğunu, 27.06.2020 günü saat 16.00 civarında —— sürücüsü ——-yönünden ——- istikametine seyir halinde iken, park edilmiş olan ——plakalı sigortalı araca arkadan çarpmış ve arkadan çarpılan sigortalı araç savrularak karşı şeride geçmiş ve bu sırada karşı yönde gelen —– kullandığı —— plakalı otomobile çarpması sonucu zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada —— plakalı araç sürücüsü Davalı ——-%75 oranında KUSURLu olduğunu, müvekkil sigorta şirketi tarafından kaza nedeni ile sigortalı ——plakalı araç için toplamda 113.000,00 TL tazminat ödenmiş 66.400,00 TL sovtaj bedeli alınmıştır. Buna göre kalan bedel 46.600,00 TL olmakla davalı sigorta şirketi bu bedelin %75’i oranına denk gelen 34.950,00 TL miktarı müvekkil şirkete ödemekle yükümlüdür. Ancak davalı şirket tarafından ödeme %50 kusur oranına göre 23.300,00 TL olarak gerçekleşmiş olup, bakiye 11.650,00 TL alacağımız ödenmediğini, Bakiye alacak için ——-sayılı icra takibi başlatılmış ise de haksız şekilde itiraza uğrayan takip durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerine anlaşma sağlanamadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne davalının——-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
D
avalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 27.06.2020 tarihinde meydana gelen dava konusu kazaya karışan —– plakalı araç, müvekkil şirket nezdinde 12.12.2019 /12.12.2020 vadeli, —–numaralı —— Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil Sigorta şirketinin Sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan ——- plakalı araç için davacı şirket toplamda 113.000,00 TL tazminat ödenmiş 66.400,00 TL sovtaj bedeli alındığını, kalan 46.600,00 TL için davalı sigorta şirketi bu bedelin %75’i oranına denk gelen 34.950,00 TL miktarı müvekkil şirketten talep edildiğini, yapılan başvuru neticesinde sigortalımızın %50 kusur oranı dikkate alınarak 23.300 TL ödediğini, davacı tarafın şirketlerine başvuru yapması neticesinde——-numaralı hasar dosyası açıldığını ve talep değerlendirildiğini, kazaya karışan sigortalı aracın kusur oranının %50 olarak değerlendirilmesi üzerine davacı şirkete 23.300 TL, 26.11.2020 tarihinde ödeme yapılarak sorumluluğunun yerine getirildiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Dava hukuki niteliği haksız fiilden kaynaklanan rücuan tazminat talebinin tahsili için ——-. sayılı icra takibine davalıların yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——-esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Dava konusu ——-plakalı aracın hasarı dikkate alınarak, yapılan inceleme ve piyasa araştırmasına göre, hasar miktarı olarak —— raporunda tespit edilen KDV dahil toplam hasar miktarı olan 66.643,56 TL” nin piyasa koşullarına göre uygun olduğu, aracın hasarını gösterir fotoğraflar incelendiğinde,——- raporunda belirtilen, aracın onarımı için zorunlu olarak değişmesi gereken parçaların ve işçiliklerin kaza ile uyumlu olduğu, dava konusu——plaka numaralı, ——-marka aracın rayiç değerinin kaza tarihinde, kaza öncesi 113.000,00 TL (Yüzonüçbin) olduğu, dava konusu aracın rayiç değerinden, sovtaj değeri düştüğünde, çıkan sonucun hasar miktarından daha düşük olmasından dolayı aracın onarımının yapılmasının ekonomik olmayacağı, aracın tam hasarlı (PERT) olduğu, hasarlı araç değerine ilişkin piyasa araştırmasına göre, kaza tarihinde 66.400,00 TL sovtaj bedelinin piyasa koşullarına göre uygun olduğu, davalının sorumlu olduğu hasar miktarı olan 46.600,00 TL’den, ödediği miktar düştüğünde sorumlu olduğu kalan bakiyenin 23.300,00 TL olduğu, hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
—— sayı ve 05/07/2022 tarihli raporunda özetle; Sürücü ——- idaresindeki ——ile gündüz vakti, olay mahalli yolda yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, ön ilerisinde bir kısmı taşıt yolu içerisinde olacak şekilde park halinde bulunan otomobili fark edip bu alana zamanında etkin tedbir almış şekilde yaklaşması ve kaza noktasını çarpışma olmaksızın dikkatli ve kontrollü bir şekilde emniyetli geçmesi gerekirken kaza noktasına hatalı bir şekilde yaklaşıp bu noktayı geçmek istediği sırada park halindeki otomobile önlemsizce çarpması neticesinde meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunduğu, olay mahalli mevkide park halinde bulunan aracın kazanın oluşumu üzerinde mevcutlara göre herhangi bir etkenliği bulunmadığı, dolayısıyla da park halinde bulunan bu otomobilden sorumlu kişi ya da kişiler, kusursuz bulunduğu, Sürücü ——-, idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken olay mahalli mevkiye geldiği sırada karşı yön içerisinde park halinde bulunan otomobilin arka kısımlarına kamyonetin çarpması akabinde istikamet yönüne savrulan otomobile karşı alabileceği bir önlem bulunmadığından meydana gelen olayda; atfı kabil kusuru bulunmadığı, Sürücü —— %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, park halinde bulunan—–plakalı otomobilden sorumlu kişi ya da kişilerin kusursuz olduğu, sürücü ——- kusursuz olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”,aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere —– sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, ——-Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (——-Bir zarar sigortası türü olan ——sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan ——- sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir ——–Davalı sigorta şirketi, —— plakalı aracın aracın ——sigortacısıdır. ——sigortası poliçesi 10.12.2019 /10.12.2020 vadeli, tarihleri arasını kapsamaktadır. Kaza 27.06.2020 tarihinde gerçekleşmiştir.
Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda ve——- dairesinin raporunda meydana gelen kazada davalının sigortalısının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca kusurlu olduğu, tespit edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, kaza raporu, sigorta poliçeleri, bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağı davalı sigorta şirketinin zarardan —— hükümleri uyanıca sorumlu bulunduğu , davacı tarafın dava dışı sigortalısının zararını tazmin etmekle halefiyet ilkesi gereği ödediği zararı rücuen davalılardan isteyebileceği hususu birlikte değerlendirilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak ——-dosyasına konu edilen ödeme emrindeki miktar da dikkate alınarak talebe bağlılık ilkesi gereğince açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının poliçe limiti ile sorumlu olmak kaydıyla——-Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile, takibin aynen devamına,
3-Yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Karar harcı 855,63 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 151,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 704,35‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 151,28 TL peşin harç olmak üzere toplam 210,58‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti 981,55 TL ve adli tıp fatura ücreti 1.145,00 TL olmak üzere toplam 2.126,55‬ TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.