Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/674 E. 2022/287 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/674 Esas
KARAR NO: 2022/287
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2021
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında davalının davacı müvekkilinden mal ve hizmet satın aldığını, alınan malların tesliminin yapılarak irsaliyeli faturaların tanzim edildiğini ve davalı tarafa elden tebliğ edildiğini, işbu ticari ilişki kapsamında davalının müvekkiline — borçlandığını, borcun tahsili amacıyla —– sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
—— sistemi üzerinden dosyamız arasına alınmış, tetkik edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin ——–yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların
düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davalı şirketten—alacaklı olduğu, davalı şirketin inceleme gününde ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, davacı ve davalı şirket arasında yazılı bir sözleşmenin dosya kapsamında yer almadığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini inceleme günü ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, davacı şirketin temel fatura senaryosunda düzenlediği faturaları davacı şirkete iade ettiğine dair evrak belge ibraz etmediği, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu önceki faturaların teslim alan bilgileri ile davaya konu faturaların teslim alan bilgilerinin örtüştüğü, iş bu huzurdaki davada davacı şirketin davaya konu faturalardan —– tutarındaki alacak talebinde
bulunabileceği, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Somut olayda davalı tarafın, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan — alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve belgelerini inceleme günü ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, davacı şirketin temel fatura düzenlediği faturaları davacı şirkete iade ettiğine dair evrak belge ibraz etmediği, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu önceki faturaların teslim alan bilgileri ile davaya konu faturaların teslim alan bilgilerinin örtüştüğü, iş bu huzurdaki davada davacı şirketin davaya konu faturalardan —- tutarındaki alacak talebinde bulunabileceği bilirkişi raporuyla sabit olmakla itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;—– Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.067,12 TL’den dava açılırken yatırılan 188,67 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 878,45 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 188,67 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı, 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 256,47 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 900,00 TL bilirkişi ücreti, 33,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 933,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde——–Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/04/2022