Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/67 E. 2021/797 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/67 Esas
KARAR NO: 2021/797
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/02/2021
KARAR TARİHİ: 15/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin —- vermekte olduğunu, davalı adına kayıtlı — tarihinde servis hizmeti verildiğini, Söz konusu bakım ve onarım hizmeti sebebiyle—- tarihli fatura düzenlendiğini, davalı tarafın fatura bedelini ödememesi üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesin dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı tarafından dosyaya sunulan İş emrinde “araçtan ötme sesi geliyor gaz verildiğinde motor kısmından ses geliyor kontrol edilsin” şeklinde ifade edilen arıza ile aracın davacı şirket servisine götürüldüğünü, araçla ilgili şikayetlerin incelenerek aracın —- de teslim edileceğini, üç hafta geçmesine rağmen haber vermediklerini, müvekkilinin servise gittiğinde aracın sağ ve sol ön çamurluklarının çizildiğini, araca hasar verildiğini, ayrıca motordan gelen sesin halen giderilmediğini, sorunun devam ettiğinin tespit ettiğini, servisin aracın durumu ile ilgili sorunların giderilmediğini, söz konusu olaydan —davacı yan tarafından davalı yana fatura kesildiğini, fatura muhteviyatındaki ürün ve hizmetin davacı yan tarafından davalı yana verilmediğini,— tarihli faturanın davalı yan tarafından sehven kaydedildiğini, akabinde davacı şirkete — tarihli iade faturası düzenlendiğini ve davacı tarafından bu faturaya itiraz edilmediğini, Davacı tarafından davalı şirkete kesilen—- yevmiyeli ihtarnamesi ile yasal süresinde itiraz edildiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, davacı yanın kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış —itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından— tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —- tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Davacı tarafından incelemeye sunulan —-yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı tarafından incelemeye sunulan— tutulmuş olduğu, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan — alacaklı olduğu, davacı yanın —- tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği hususlarını beyan ve rapor etmiştir.
Somut olayda; Davaya konu faturanın, davalı defterlerine kayıtlı olduğu ve yasal süresi içeresinde itiraz edilmediği bilirkişi raporunca sabit olmakla , davalının ticari defterlerine borç olarak kaydettiği faturaya tam ——- ay sonra iade faturası kestiği anlaşılmakla söz konusu faturaya konu hizmetin yerine getiremediği iddiasına davalının basiretli tacir olması nedeniyle itibar edilmemiştir..Davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı görülmekle ; davalının defterlerine borç olarak kaydettiği faturaya yönelik hizmetin alınmadığı iddiasını dosya kapsamı uyarınca ispatlayamadığı görüldüğünden usulüne uygun bilirkişi raporu hükme esas alınmakla davanın kısmen kabulüne fazlaya yönelik talebin ise davacının — tarihindeki ticari defterlerindeki bakiyenin —olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacı takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğu da ispatlanamadığından davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABUL İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —üzerinden devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı lehine kötün niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Karar harcı —- harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan— harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre — davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 52,09 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.313,31 TL’nin davalıdan, 6,69 TL’nin ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
11-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde—— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2021