Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/666 E. 2022/788 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/666 Esas
KARAR NO: 2022/788
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/10/2021
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı şirketin her nev’i iş makinaları ve bunların yedek parçaları ve aksamını ve bunlarla ilgili ——- etmek, pazarlamak ve satma işi ile iştigal ettiği, ayrıca iş makinaları için ——- sınırları içerisinde muhtelif vilayetlerde servis hizmeti verdiği, davalı/borçlu şirketin, davacı şirketten servis hizmeti aldığı, alınan servis hizmetine istinaden davacı şirket tarafından davalı/borçlu şirket adına —– numaralı—– bedelli faturalar kesildiği, davacı tarafından defaaten uzlaşmacı bir şekilde talepte bulunulmasına rağmen, davalı / borçlu şirket tarafından davacı şirkete faturaların bedelleri ödenmediği, fatura bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine——– sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başlatılan icra takibinde yetkili icra dairelerinin ——- İcra Daireleri olduğunu, kendisinin herhangi bir borcu olmadığını hatta davacıdan alacaklı olduğunu, bu nedenle takas mahsup definde bulunduğunu, bütün borçların ödendiğini fazla ödenen bakiye ile birlikte alacaklı konuma geldiğini, davacıya yaptırılan bakım sonrası iş makinesinin arızalar yaptığını, davacı ile iletişime geçilerek ayıp ihbarında bulunduğunu, davacının hiçbir düzeltme yapmadığı gibi ek ücret talep ederek ilave fatura düzenlediğini, bu faturaların ——-yevmiye numaralı ihtarname ile kabul edilmeyerek yaşanan ayıbın yazılı olarak da ihbar edildiğini, bu sebeple öncelikli davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini, bu talep kabul edilmez ise davanın esastan reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —- tarihinde tebliğ edildiği; borçlu—- tarafından tarihli itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkememizce davacı defterlerinin incelenmesi amacıyla dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, aldırılan — tarihli bilirkişi raporu ile davacı şirketin —– yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre davalı şirketten — alacaklı olduğu, davalı —- olduğu, bu sebeple ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı —- bakımına ilişkin davalı —— tutarında fatura tanzim edildiği, bu faturaların—–fatura olarak tanzim edildiği ve fatura suretlerinde davalı şirket adına —- mevcut olduğu, davacı tarafından tanzim edilen faturalara istinaden servis iş —— sunulduğu, sunulan formlarda yalnızca ——- müşteri/yetkili kısmında bilgi/imzanın bulunduğu, dosya kapsamında yapılan incelemeler neticesinde, Davalı—- olduğu, davacı şirket tarafından davalı adına—–adet fatura tanzim edildiği, bu faturaların——- fatura olduğu ve fatura suretinde davalı şirket adına—— adresinin mevcut olduğu, davacının ticari defterlerinde ——tarihinde davalı şirket tarafından —- tutarında ödeme yapıldığına ilişkin kaydın mevcut olduğu, bu faturalara istinaden —- incelememize sunulduğu, sunulan — yalnızca —— formda müşteri/yetkili kısmında bilgi/imzanın bulunduğu, davacı şirketin ilgili faturaları yıllık —- bildirdiği ancak davalı şirketin bu faturalara istinaden bir bildirimde bulunmadığı görülmüş olmakla birlikte, davacının ticari defterlerinde —– alacaklı olduğu, ancak davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin talimatla incelenmesi durumunda alacağın varlığına ilişkin tespit yapılabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı defterlerinin incelenmesi amacı ile —- Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş, aldırılan— tarihli bilirkişi raporu ile davanın davacı şirket tarafından davalı firmaya sunulan ——- düzenlenen— tutarında— adet faturaya ilişkin olarak ödenmediği ileri sürülen cari hesap ekstresi bakiye tutarı olan —- davalıdan tahsili istemiyle açıldığı, davacı şirket tarafından davalı firma adına düzenlenen uyuşmazlığa konu ——- numaralı —-tutarlı— olmak üzere toplam ——- adet faturanın davalı firmanın ticari defter kayıtlarında yer almadığı, uyuşmazlığın çözümünde, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almayan —–içeriğindeki mal ve hizmetlerin davalı firma tarafından alınıp alınmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, davacı firmadan yukarıda tabloda yer alan —- adet fatura içeriğindeki mal ve hizmetin alınmadığı gerekçesiyle bu faturaların davalı firmanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının anlaşıldığı, dosyada mevcut belgelerden ——- tarihli fatura dışında uyuşmazlığa konu diğer fatura içeriği mal ve hizmetlerin gerçekte davalı firma tarafından alınıp alınmadığı hususunda somut bir tespit yapılamadığı, dolayısıyla, uyuşmazlığa konu faturalar nedeniyle davacı —— talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı, ancak uyuşmazlığa konu——dayanak servis iş emri formunda müşteri imzası bulunduğu hususu dikkate alındığında, takdir mahkemeye ait olmak üzere, bu fatura içeriği mal ve hizmetlerin davalı firma tarafından teslim alındığının kabulünün gerekeceği, buna göre, davacı —- dosyasında davalı—- talep edebileceği alacak tutarının —— olacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan—-tarihli bilirkişi raporu ile dava konusu alacağa ilişkin olarak yapılan incelemelerde, davalı şirketin ticari defterlerine istinaden alınan talimat raporunda davacı şirket tarafından Davalı adına düzenlenen ——tutarındaki faturanın kayıtlı olduğu, dava konusu edilen —tutarındaki—- fatura olarak düzenlendiği, her iki şirketin — fatura mükellefi olduğu, işbu faturalar üzerinde davalı şirket adına —-adresinin mevcut olduğu, —— davalı şirkete tebliğ edildiği ve ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturanın davalı şirket ticari defterlerine kayıtlı olması sebebiyle dava konusu edilen ancak davalının defterlerinde kayıtlı olmayan—- faturanın da Davalı şirkete tebliğ edilmiş olacağı kanaatinin oluştuğu, ayrıca dosya kapsamında dava konusu edilen faturaların usulüne uygun iadesine ilişkin herhangi bir belgenin mevcut olmadığı, T7K Md. 21/2 gereğince “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamı bu içeriği kabul etmiş sayılır.” kabulü halinde davacı şirketin —— alacaklı olduğu ancak dava konusu faturalara ilişkin kök raporumuzda da açıklandığı üzere yalnızca — tutarındaki faturaya ilişkin olarak servis formunda müşteri imzasının bulunduğu ve —– numaralı faturadaki hizmetin verildiği yönünde kanaatin oluştuğu, dosya kapsamında sunulan servis formlarında müşteri imzasının bulunmadığı ve “Fatura tek başına alacağın varlığını teşkil etmez. ——şeklinde olduğu, talimat raporunda tespit edildiği üzere davalı şirketin ticari defterlerinde yalnızca ——tutarındaki faturanın kayıtlı olduğu, davalı şirketin bu faturanın tanzim tarihinden önce —— tarihinde Davacı şirkete —- tutarında ödeme yapmış olduğu, işbu ödemenin—- faturadan mahsubu ile— alacağının bulunduğu, izah edilen nedenlerle Davacı şirketin ——- alacak talebinde bulunabileceği hususlarında ikili hesaplama yapıldığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/2. Maddesinde Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —-yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.——-. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Davanın fatura alacağına ilişkin olması nedeniyle alacaklının yerleşim yeri de yetkili olduğundan yetki itirazı ön inceleme aşamasında reddedilerek usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne yolunda hüküm tesis edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla kabul edilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —–Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin ——-asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 1.112,69 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 80,70 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 175,33 TL’ den karşılanarak artan 94,63 TL harcın davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 175,33 TL peşin harç ve 8,50 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 243,13 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 183,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.583,60 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %7,67 oranında olmak üzere 198,16 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 1.112,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 101,24 TL tutarlı kısmının davalıdan, 1.218,76 TL tutarlı kısmının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/11/2022