Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/665 E. 2023/358 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/665 Esas
KARAR NO: 2023/358
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 19/10/2021
KARAR TARİHİ: 30/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, —— numaralı 31.01.2019 başlangıç ve 31.01.2020 bitiş tarihli ——– ile taşınan emtianın maruz kalabileceği hasar, zarar ve ziyana karşı teminat altına alındığını, ——–mukim bulunan ——– dava dışı satıcı şirket tarafından 21.102019 tarihli ve —– numaralı mal faturası tahtında toplam 7.319,36 kg brüt ağırlığındaki 16 palet —— cinsi emtianın —- mukim bulunan dava dışı sigortalı şirkete satıldığını, satılan emtianın, ———— ile taşınması işi, dava dışı akdi taşıyıcı —— organizasyonluğunda fiilen 2 no’lu davalı —— tarafindan gerçekleştirildiğini, davalı —— dava dışı akdi taşıyıcı —— 3 no’lu davalı —— ise davalı —— gerçekleştirecekleri taşıma işlerinden doğabilecek rizikolara ve sorumluluklarına karşı teminat aldığını, CMR belgesine hasar şerhi düşüldüğünü, ekspertiz incelemesi neticesinde meydana gelen hasar bedelinin toplam 12.371,25EUR olduğu tespitedikdiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafindan sigortalının hasarnedeniyle uğradığı zararlara istinaden 04.02.2020 tarihinde sigortalıya aynı tutarda ödeme yapıklığını, müvekkilinin ödemeye istinaden 6102 sy. TTK md. 1472 uyanınca sigortalının haklarına halefolduğunu ve hem “kanuni” hemde ‘akdi” halef sıfatını kazandığını, Emtia hasan fiili taşıyıcı davalı —— sorumluluğu altında davalı tarafından ifa edilen taşıma sürecinde ve davalının kusuruna bağlı olarak meydana geldiğini, davalı —— dava dışı akdi taşıyıcı —— sorumluluk sigortacısı sıfatıyla; davalı ——- ise davalı —— sorumluluk sigortacısı sıfatıyla emtia hasarının tamamından diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ——- sayılı dosyası üzerinden başlatmış olduğumuz icra takibine davalıların yapmış oldukları itirazlar haksız olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını beyanla; davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yan dosyaya ibraname ve temlikname sunmasının halefiyeti ispat için yeterli olmadığını, davanın hasar tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılmış olması gerektiğini fakat dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının müvekkili şirketin kusurunu ve hasar miktarını kanıtlaması gerektiğini, hasar miktarına ve kusur durumuna itiraz ettiklerini, malların tesliminden itibaren süresi içinde yapılmış bir hasar ihbarı olmadığını, TTK 889 ve CMR 30.md ye göre teslim anında veya teslimden itibaren 7 gün sonra malların hasarlı olduğu bildirilmesi gerektiğini ancak dava konusu olayda müvekkili şirkete malların hasarlı olduğuna ilişkin bir bikdirim yapılmadığını, malın hangi aşamada hasarlandığı, hasarın kimin sorumluluğunda meydana geldiğinin ispatlanamadığını, hasarı ve kusuru kabul etmemekle birlikte aleyhe hüküm çıkması halinde ——– tazminat miktarından sorumlu olduğunu, ambalaj ve yükleme gönderici tarafindan yapıldığını, müvekkili şirketin herhangi birmüdahalesi söz konusu olmadığını bu nedenle de oluşan hasardan herhangi bir sorumluluğu da olmadığını, Müvekkili şirkete ithaf edilebilecek herhangi bir kusur olmadığı gibi CMR 17.md ye göre müvekkil şirketin bu hasar nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, denizde meydana gelen firtna ve kuvvetli rüzgar aracın tentesini yutmış ve emtialar ıslanması nedeniyle CMR 172 md gereğince müvekkiline atfedilebilecek herhangi bir kusur olmadığını, CMR Konvansiyonu’nun 23. Maddesi gereğince tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8,33 hesap birimini aşamayacağını, alacağın likit olmadığını, beyanla; davanın reddine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir. Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın hasar tarihini bildirmediği bir nakliyat hasanı sebebi ile 04.02.2020 tarihinde sigortalısına yaptığı bir ödeme için taşıyana ve taşıyan sigortacısı olarak müvekkiline dava açtığını, hasar tarihinin davacının sigortalısına ödeme yaptığı 04.02.2020 tarihinden daha önce olduğunu, davanın hasar tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmış olması gerektiğini, davacının ödeme yaptığı tarihten itibaren 2 yıla yakın bir süre sonra iş bu davayı açtığın, zamanaşımı definde bulunduklarını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, CMR Konvansiyonu kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahisili için açılan —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——- esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından verilen raporda özetle; ” Dava konusu olayda, davalı ——- fiili taşıyıcı olarak sorumluluğundaki taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23’üncü ve 25 madde kapsamında sovtaj tenzili sonrası net 11,401,52 EURO olduğu, zararın davalı sorumluluğunda olan emtianın taşındığı aracın brandasının su geçirmez özel kaybetmesi sonucu emtianın ıslanmak suretiyle hasarlanması şeklinde oluştuğu, davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle halefiyet hakkı elde ettiği, elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, CMR 25’nci madde gereğince hesaplanan 11.401,52 EURO tutarında gerçek zarar bedelinin 1.000,00 EURO’luk kısmını, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen taşıyıcı davalı ——– kalan 10.401,52 EURO’luk kısmını fiili taşıyıcının sorumluluğuna düzenlediği poliçe ile teminat sağlayan sorumluluk sigortacısı olan diğer davalı ——– rücuen talep edebileceği, Davacının ——- Esas sayıl dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin yukarıda hesaplanan asıl alacak tutarı olarak davalılardan ——- için 10.401.52 EURO, diğer davalı —— 1.000.00EURO kadar kısmı için yerinde olduğu, davacının hesap edilen kısım kadar takibin devamını talep edebileceği Davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği gerçek zarar tutarı olan 11.401,52 EURO tutarına, CMR Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinden itibaren, yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği,” şeklinde rapor sunulmuştur. Bilirkişi heyeti tarafından verilen ek raporda özetle;” Dava konusu olayda, davalı ——- fiili taşıyıcı olarak sorumluğundaki taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23 net 11.401,52 EURO olduğu, zararın 25’inci madde kapsamında sovtaj tenzili sonrası taşıyıcının sorumluluğunda olan emtianın taşındığı aracın brandasının su geçirmez emtianın ıslanmak suretiyle hasarlanması şeklinde oluştuğu, davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının yarlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle halefiyet hakkı elde ettiği, elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, CMR 25’nci madde gereğince hesaplanan 11.401,52 EURO tutarında gerçek zarar bedelinden, fiili taşıyıcı davalı ——- sorumluluğuna düzenlediği poliçe ile teminat sağlayan sorumluluk sigortacısı olan davalılardan ——- ve akdi taşıyıcının sorumluluğuna düzenlediği poliçe ile teminat sağlayan sorumluluk sigortacısı olan davalılardan —— müştereken sorumlu olacakları, davacının davalılardan hesaplanan gerçek zarar tutarını müteselsilen rücuen talep edebileceği, Davacının —— Esas sayılı dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin hesaplanan asıl alacak tutarı olarak 11.401,52 EURO kadar kısmı için yerinde olacağı, davacının hesap edilen kısım kadar davalı takip borçluları için takibin devamını talep edebileceği. davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği gerçek zarar tutarı olan 11.401,52EURO tutarına, CMR Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinden itibaren, yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği, sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.
6102 sayılı TTK.nun 1472’nci maddesi uyarınca; sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Başka bir ifade ile sigortacı, ödediği tazminat dolayısıyla, sigortalının zarara neden olan kişilere karşı açabileceği tüm davaları açabilir ve meydana gelen zararın tazminini talep edebilir. Buna halefiyet hakkı denilmektedir. Ancak sigortacının halefiyet hakkını elde edebilmesi için, sigortacı ile zarar gören arasında geçerli bîr sigorta sözleşmesi mevcut olmalı ve sigorta kapsamında bir zarar meydana gelmiş olmalıdır. Buna göre, zarar konusu olay sigorta teminatı kapsamında değilse sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü doğmayacağından halefiyet hakkı da olmayacaktır.Somut olayda davacının sigortalısına ait malları akdi taşıyıcı olarak dava dışı ——- nin taşıdığı, davalı ——- ise taşınan aracın maliki olduğu, yani davalı —– alt taşıyıcı olduğu, davalı —– ise dava dışı —— sigortacısı olduğu, davalı —– sigortanın ise davalı —- sigortacısı olduğu, taşıma sözleşmesinin 11/11/2019 tarihinde imzalandığı, 18/11/2019 tarihli teslim tesellüm tutanağında hasarlı malların yazılı olduğu, bu hali ile de akdi taşıyıcı olan dava dışı —- hasardan haberdar olduğu, davacının hasara ilişkin zararı dava dışı sigortalısına 04/02/2020 tarihinde ödediği ve sigortalısının haklarına halef olduğu, davacının davalı —— rücu için başvuruda bulunduğu, davalı —– temerrüde düşürüldüğü, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporunda taşımanın parsiyel olarak yapıldığı, hasarın karayolu taşıması esnasında meydana geldiği, taşıyan aracın tentesinin şiddetli rüzgar nedeniyle yırtılması, aracın brandasının su geçirmez özelliğini kaybetmesi sebebiyle emtiaların ıslanmak suretiyle hasara uğradığının, sovtaj tenzili sonrası zararın 11.401,52 Euro olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Hal böyle olunca davacının sigortalısının zararınından ağır kusur söz konusu olmadan hem akdi hem de fiili taşıyıcının ve sigortalarının müştereken ve müteselsilen CMR Konvansiyonun 23’üncü maddesinin 3. Paragrafı gereği, belirlenecek üst sorumluluk sınırı içinde sorumlu oldukları dikkate alınarak ve davalı —– husumet itirazı reddedilerek davanın 11.401,52 Euro üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı ——- süresinde cevap dilekçesi sunmuş ve cevap dilekçesinde zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Zamanaşımı def’inin incelenmesinde dava dışı sigortalı ile davalı taşıyıcı arasındaki taşıma ilişkisi bakımından uygulanması gereken CMR Konvansiyonu 32’nci maddesi hükmünün dikkate alınacağı açıktır. CMR Konvansiyonunun 32/1’nci maddesinde CMR
Konvansiyonu kapsamındaki taşımalardan kaynaklanan talepler bakımından zamanaşımı süresi 1 yıl olarak kabul edilmiş, taşıyıcının bilerek kötü hareket olarak kabul edilecek kusurlarının söz konusu olması halinde ise 3 yıl olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamına göre davalı tarafından taşınan emtiadaki hasarın oluşmasına ‘bilerek kötü hareketinin’ neden olduğuna dair bir karine mevcut olmadığından rücuen talep için zamanaşımı süresi 1 yıl kabul edilecektir. Zamanaşımının başlangıcı konusunda; 32’nci maddenin 1.paragraf (a) ve (b) bentlerinde zamanaşımı süresinin emtiadaki hasarın niteliğine göre en erken teslim
tarihinde başlayacağı, aynı maddenin 3.paragrafı gereğince, zamanaşımının kesilmesi ve durması hususları ile ilgili olarak davanın açıldığı mahkemenin hukuku uygulanacak olup, bu durumda 6098 Sayılı TBK’nın 72, 73, 151, 153-155 ve 157’nci maddeleri hükümlerinin gözetilmesi gerekecektir. Dosya kapsamında emtianın (CMR belgesi üzerindeki) 19.11.2019 tarihinde alıcısına teslim edildiği sabittir. Zamanaşımı süresi 19/11/2020 tarihinde dolacaktır ancak davacı taraf zamanaşımı süresi dolmadan 19/10/2020 tarihinde icra takibinde bulunmuş olup icra takibi ile TBK 154. Maddesi gereğince zamanaşımı süresi kesilmiştir ve yeniden işlemeye başlamıştır. Davacı taraf 05/07/2021 tarihinde arabulucuya başvurmuş ve 19/10/2021 tarihinde de eldeki davayı açmıştır. Dolayısıyla zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu nedenle davalı ——- zamanaşımı defilerini reddetmek gerkmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —– Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 11.401,52 Euro asıl alacak üzerinden devamına , kabulüne karar verilen asıl alacağa CMR Kanvansiyonu 27. Maddesi gereğince yıllık % 5 faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Dava konusu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar harcı 8.390,41 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.717,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.673,39 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 1.717,02 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 1.776,32 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 254,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.254,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 2.978,11 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 19.424,29 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalılar ——- yararın karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.360-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.244,50-TL.sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 115,50 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı — vekilinin yüzüne, Davalı Sigortanın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde —- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023