Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/664 E. 2023/557 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/664 Esas
KARAR NO: 2023/557
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 19/10/2021
KARAR TARİHİ: 14/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, —— şirketi ——- numaralı 31.01.2019 başlangıç ve 31.01.2020 bitiş tarihli Nakliyat Emtia Sigortası Abonman Sözleşmesi ile taşınan emtianın maruz kalabileceği hasar, zarar ve ziyana karşı teminat altına alındığını, ——– mukim bulunan ——- unvanlı dava dışı satıcı şirket tarafından 270.000 kg brüt ağırlığında 1 konteyner muhtelif kozmetik cinsi emtia dava dışı sigortalı şirkete satıldığını, Satılan emtianın, ——- ——– taşınması işi, dava dışı akdi taşıyıcı ——- şirketi Organizasyonluğunda fiilen ——– no.lu davalı——– Şti. tarafından gerçekleştirildiği, ——– no.lu davalı ——– şirketi, dava dışı akdi taşıyıcı ——— ——– no.lu davalı ——- şirketi ise ——- no.lu davalı ——– gerçekleştirecekleri taşıma işlerinden doğabilecek riziko ve sorumluluklarına karşı teminat altına aldığını, ——— sorumluluğunda ——– ——– taşınan emtianın tahliyesi sırasında ıslanmak suretiyle hasarlandığı tespit edildiği, bu hususta CMR Belgesine hasar şerhi düşüldüğü, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde meydana gelen hasar bedelinin 1.121,82 EUR olduğu tespit edildiği, müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalısının hasar nedeniyle uğradığı zararlara istinaden 29.01.2020 tarihinde sigortalıya aynı tutarda ödeme yapıldığını müvekkil bu ödemeye istinaden 6102 sayılı TTK md. 1472 uyarınca sigortalının haklarına halef olmuş ve hem kanuni hem de akdi halef sıfatının kazandığını, Dava konusu emtia taşıması bakımından taşıyıcı sıfatını haiz olan ——– no.lu davalı ——–, emtia hasarı kendi sorumluluğu ve hâkimiyeti altında ifa edilen taşıma sürecinde, davalının kusur ve ihmaline bağlı olarak meydana geldiğinden oluşan zarardan taşıyıcı sıfatı ile sorumlu olduğunu, taşıma süreci müddetince emtiaya en yüksek seviyede özen göstermekle yükümlü
bulunan davalı, bu yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirememesi nedeniyle oluşan emtia hasarının tamamından diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı ——– şirketi, davalı akdi taşıyıcı ——– sorumlu sigortacısı sıfatıyla, davalı ——— fiili taşıyıcı sıfatıyla, davalı ——- şirketinin ise davalı ——– sorumluluk sigortacısı sıfatıyla emtia hasarının tamamından diğer davalılar ile birlikte müştereken müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle ——— sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz, tamamen kötü niyetli olarak alacaklarının sürüncemede bırakmak amacını taşıdığını, arz ve izah edilen nedenlerle, icra dosyasına davalı/borçlular tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı/borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı ——– Şti. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf delillerinin taraflarına tebliği edilmediğini, davacı yanın halefiyetini ispatlaması, zamanaşımı süresi geçtiğini, hasar miktarının ispatlanması gerektiğini, malın taşımanın hangi aşamasında hasarlandığının belli olmadığını, Müvekkili şirketin sorumluluk sigortacısı ——- şirketi olduğunu, Kötü ambalaj istif hatasından nakliyecinin sorumlu olmayacağını, hasarın taşıyıcının önleyemeyeceği bir nedenden meydana geldiğini, Taşıyıcının azami sorumluluğunun CMR 23. Madde de düzenlendiği, uluslararası taşımalardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda CMR Konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerekeceği, taşıyıcının azami sorumluluğunun CMR Konvansiyonu’nun 23. Maddesinde düzenlendiği, buna göre tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogram başına 8,33 hesap birimini aşamayacağını, Dava konusu alacağın likit alacak olmadığı, hasar dorumunun ve kusur durumunun hesaplanması gerektiğini, alacak miktarının dava sonunda tespit edilecek olup likit olmadığını, her halükarda da CMR Konvansiyonu uyarınca taşıyıcını sorumluluğunu sınırı olduğunu, açıklanan nedenlerle, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——– E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, ——– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce aldırılan 04/11/2022 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; dava konusu olayda, davalı ——– Şti.’nin fiili taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23’üncü ve 25’inci madde kapsamında sovtaj tenzili sonrası net 485,38EURO olduğu, zararın davalı fiili taşıyıcının sorumluluğunda olan ——–yırtılarak ——- içerisine su sızması sonucu oluştuğu, davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen fiili taşıyıcı davalı ——– Şti.’den CMR 25’inci madde gereğince hesaplanan 485,38EURO tutarında gerçek zarar bedelini rücuen talep edebileceği, davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği gerçek zarar tutarı olan 485,38EURO’ya CMR Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinden itibaren yıllık %5 oranında faiz talep edebileceği, davacının ——— Esas sayıl dosyası nezdinde başlatmış olduğu takibin yukarıda hesaplanan asıl alacak tutarı olarak 485,38 EURO kadarlık kısmı için yerinde olduğu, davacının hesap edilen kısım kadar takibin devamını talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 15/05/2023 tarihli bilirkişi ek raporu ile kök rapordaki görüşlerini tümüyle muhafaza ettiklerini, davacı tarafın kök rapora vaki itirazları içerisinde bu yöndeki görüşümüzde ve/veya yaptığımız tespitlerde değişikliğe gidilmesini gerekli kılacak herhangi bir hususun, denetime elverişli bilginin ve/veya belgenin bulunmadığı bildirilmiştir.Mahkememiz tarafından aldırılan dosya kapsamına usul ve yasaya uygun kök ve ek raporda davalı ——- Şti.’nin fiili taşıyıcı olduğu, taşıma işinde meydana gelen hasarın CMR Konvansiyonu 23’üncü ve 25’inci madde kapsamında sovtaj tenzili sonrası net 485,38EURO olduğu, zararın davalı fiili taşıyıcının sorumluluğunda olan ——- yırtılarak ——- içerisine su sızması sonucu oluştuğu, Davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu, tespit edilen fiili taşıyıcı davalı ——– Şti.’den CMR 25’inci madde gereğince hesaplanan 485,38EURO tutarında gerçek zarar bedelini rücuen talep edebileceği, davalı ——– şirketi yönünden poliçe şartlarında belirtildiği üzere davalı fiili taşıyıcının, taşıma öncesi kendi sigortacısından bu yönde onay talebinde bulunduğuna, sigortacının onay verdiğine dair bir belge bulunmadığından ve somut olaya bağlı zarardaki “davalı fiili taşıyıcının sorumluluğu, kendi adına düzenlenen sorumluluk poliçesi kapsamı dışında ve gerçek zarar tutarı da mesuliyet poliçesinde öngörülen muafiyetin altında kaldığından”; davalı ——- şirketinin davacı karşısında tazmin yükümlülüğünün doğmadığı, davalılardan ——- şirketinin dava dışı akdi taşıyıcının sorumluluk sigortacısı olduğu iddia edilmişse de gerek davalının cevap vermemesi, gerek dosya kapsamında bunu tespit edebileceğimiz bir poliçe sunulmadığından, davalı ——- şirketinin sorumluluğu yönünde bir değerlendirme yapılamadığı bildirilmekle, bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak fiili taşıyıcı davalı ——– Şti. yönünden davanın kabulüne, davalı sigorta şirketlerinin sorumlulukları tespit edilemediğinden sigorta şirketleri yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötü niyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalı ——— Şirketinden tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; ——– esas sayılı takip dosyasına davalı ——– Şirketinin yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 485,38 USD asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davalı sigorta şirketleri yönünden davanın REDDİNE,
3-Alacak likit olduğundan kabulüne karar verilen asıl alacak miktarının takip tarihindeki TL karşılığının %20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 357,09 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 206,14 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 150,95 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 150,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 265,44 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 4.500,00 TL bilirkişi ücreti, 277,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.777,10 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %43,27 oranında olmak üzere 2.067,05 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 5.227,54 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 6.854,46 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranı gözetilerek 588,47 TL sinin davalıdan, 771,53 TL sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı ——– vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2023