Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2022/646 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/663 Esas
KARAR NO:2022/646

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 19/10/2021
KARAR TARİHİ : 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankaya ait — ayından beri — Aboneliği ile aktif olarak çalıştığını, aradan — yıl geçtikten sonra karşı tarafça, ilgili — abone yapılmadığı iddia edilerek—–ilişkin olarak haksız yere — kullanım borcu çıkartıldığının öğrenilmiş olduğunu, kurum nezdinde itiraz süreçleri sürmekte iken de — ekipleri tarafından — tarihinde — enerjisi, öncesinde herhangi bir bildirimde bulunmadan, itirazları dikkate alınmadan, kurum tarafından herhangi bir inceleme dahi yaptırılmaksızın kesildiğini ve —-esas nolu dosyasına ödenen —bedelin tehdit altında ödenmek zorunda kalındığını, davalı yanca haksız ve hukuksuz olarak tespit edilen “—” kullanım iddiasının kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalı yanca müvekkil banka’ya bildirilmesi gerekirken, bu hususta davalı taraftan herhangi bir bilgi, belge, doküman müvekkil banka’ya iletilmediğini, davalı tarafın müvekkil banka aleyhine gerçekleştirdiği işlemlerin hiçbir hukuki dayanağının da bulunmadığını, Müvekkil Banka’nın “—–” elektrik kullanmış olması iddialarının, —olan müvekkil banka nezdinde hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, öncelikle yönetmelik’in 48. maddesinin 3. fıkrasının b bendi gereğince müvekkil banka’ya— gün süre verildiği belirtilen kesme ihbarının bırakılması gerektiğini, müvekkili banka— elektriği herhangi bir süre verilmeksizin kesildiğini, “—” olduğu iddia edilen kullanım bedeli için henüz itirazları inceleme aşamasındayken icra takibi başlatıldığını ve bu bedelin icra tehdidi altında tahsil edildiğini, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte, davalı tarafından tutulan tutanak kapsamında müvekkil banka’nın üzerine bırakılmaya çalışılan aykırılığın “—-” değil, “—-” iddiasıdır ki, yine yönetmelik’in 43. Maddesi kapsamında “— tespit süreci’ uyuşmazlığa uygulanmadığından haksız ödenen bedelin taraflarına iadesinin gerektiğini beyanla, fazlaya dair dava ve talep haklarının saklı kalması kaydı ile; davalarının kabulü ile — Sayılı dosyasına —tarihinde ödemek zorunda kaldıkları — ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkili bankaya iadesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —ayından beri — aktif olduğunu, tüm abonelik süreçlerinin gereği gibi yürütüldüğünü, davacı tarafından—nolu tesisata ilişkin — yılında abonelik sözleşmesi yapııldığını ancak — müracaat edilip — yaptırılmadığını, dolayısıyla abonelik süreçleri davacı tarafça gereği gibi ifa edilmediğini, sözleşme yapılan dönemde müşteri öncelikli olarak abonelik sözleşmesi yaptıktan sonra mutlaka muayene talebinde bulunmasının gerektiğini, sonra ki süreçte de —- tesisatı inceleyip yasal olarak bütün koşulların yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmesinin gerektiğini, eğer yasal olarak tüm koşullar yerine getirilmişse müşterinin talebini onaylayıp ve sayacı yerinde tabliye mühürü ile mühürledikten sonra müşterinin kendisi veya temsilcisinin gözetiminde enerji kullanımına izin verileceğini, somut olayda ise bu tesisata ilişkin abonelik başvurusu yapılmış fakat ilgili davacı/borçlu muayene başvurusunda bulunmadığından muayene için gerekli yasal işlemlerinin yapılmadığını ve sayacın mühür altına alınarak müşteri kullanımına sunulmadığını, izah edilen sebeplerden dolayı müşterinin abonelik başlamadan yani şirket kayıtlarında olmayan bir sayaçtan elektrik enerjisi tüketiminde bulunduğunu, bu sebeple — ayından beri davacının aboneliğinin aktif olduğu iddiaları gerçek dışı olduğunu beyanla; davacı/borçlunun —Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu —ödenme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile bankaya iade talebinin reddine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdatı talebine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan — yaptırılmıştır.
—heyeti tarafından verilen raporda özetle, ” — ile — arasında imzalanan sözleşmenin ve davacı tarafından takılan sayacın geçerlilik kazanması için, sayaç bağlantısının, sayaç mühürleme işlemlerinin yapılarak, sayacın kayıt altına alma işlemi ile birlikte enerji açma işlemlerinin— tarafından yapılması gerekmesine rağmen,sayaç bağlama ve mühürleme işlemleri —tarafından yapılmadığından sözleşmenin geçerlilik kazanmadığı, davacı şirketin— tesisatında kullanılan sayacın kayıtsız olduğu, Davacı şirket tarafından, —HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ’nin 42.maddesinin (c) ve (ç) fıkralarında tanımlanan şekilde, yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek ve kesilen elektrik açılarak — kullanıldığı, Davacı şirketin — sorumlu olduğu,—- ise sorumlu olmadığı İcra dosyası kapsamında davacı şirket tarafından ödenen — bedelinin içinde —dışında farklı kalemlerde olduğundan, Mahkemenin fazla yapılan ödemenin davacıya iade edilmesine karar vermesi durumunda; iade edilmesi gereken tutarın bir– tarafından tespitin gerekeceği, ” şeklinde rapor sunulmuştur.— heyeti tarafından verilen ek raporda özetle; ” — Tarihli —raporunda “davacı şirketin — bedelinden sorumlu olduğu —bedelden ise sorumlu olmadığı, icra dosyası kapsamında davacı şirket tarafından ödenen —bedelinin içinde — dışında farklı kalemlerde olduğundan,” sonuç ve kanaati ile — kanaati doğrultusunda — raporu doğrultusunda değişen alacak kalemi yönünden faiz hesaplaması yapılmış olup buna göre—- ödeme tarihi itibari ile fazla tahsil edilen tutar olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.İİK’nun 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir” hükmünü içermektedir. Aynı maddenin 7. fıkrasında ise “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde,— mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir” düzenlemesi mevcuttur.Borçlu, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için istirdat davası açabilir (İİK m. 72/VII).İstirdat davası, esasen sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödenmiş olduğu iddia edilen bir paranın geri verilmesi istenir. Yalnız, davanın şartı icra hukukuna dayanmaktadır: Borçlunun, borcu bulunmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması gerekir —Somut olayda davacı taraf davalının abonelik sözleşmesi olmadığı iddiasıyla — tahsili için icra takibi başlattığını, davalı tarafa icra tehdidi altında — ödemek zorunda kaldıklarını beyan etmiştir.İİK’nın 72/7. maddesi uyarınca; ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir,” düzenlemesi mevcut olup, eldeki dava yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince istirdat davası niteliğinde olduğundan,—- yıllık hak düşürücü süreye tabidir ve hak düşürücü süreler mahkemece re’sen nazara alınır. Davacı tarafından — tarihinde ödeme yapıldığı ve eldeki davanın — yıllık hak düşürücü süre içerisinde — tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.Usul ve yasaya uygun— raporunda davacı ve davalı arasında imzalanan sözleşmenin ve davacı tarafından takılan sayacın geçerlilik kazanması için, —– işlemlerinin yapılarak,sayacın kayıt altına alma işlemi ile — işlemlerinin— tarafından yapılması gerekmesine rağmen, sayaç bağlama ve mühürleme işlemleri —tarafından yapılmadığından sözleşmenin geçerlilik kazanmadığı, davacı şirketin—tesisatında kullanılan sayacın kayıtsız olduğu tespit edildiğinden davacının geçerli — olmadan —-anlaşılmıştır. — tarafından davacının — işlemiş faizin — olduğu tespit edilmiştir. — tarafından da takip çıkışı, takip sonrası faiz, tahsil harcı ve vekalet ücreti toplamının borcun ödenme tarihi itibariyle— olduğu belirlenmiştir. Hal böyle olunca davacı tarafından—borcuna istinaden icra tehdidi altında — fazla ödeme yapıldığı anlaşılmakla fazla ödenen bedelin davacı taraf iadesine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf dava öncesinde temerrüde düşürülmemiş olduğundan dava tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Her ne kadar davalı taraf hesaplamanın yanlış yapıldığını, — yılında da — olması sebebiyle –değil tarifenin — katı ile çarpılarak hesaplama yapılması gerektiği iddia edilmiş ise de ilgili — tutanağının dava dilekçesi ve delil listesinde dosyaya sunulmadığı, —yazı cevabında da bulunmadığı, —raporuna itiraz dilekçesi ile dosyaya süresinden sonda sunulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin hesaplamaya yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;—dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan —harcın mahsubu ile bakiye — harcın davalı taraftan tahsili ile —-
4-Davacı tarafından yatırılan — başvurma harcı,—peşin nispi harc olmak üzere toplam —harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan —– tebligat ve müzekkere gideri, — bilirkişi ücreti olmak üzere toplam — yargılama giderinin haklılık oranına göre —davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığında bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —- nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen — arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre—- davalıdan tahsili ile — davacıdan tahsili ile —Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren —hafta içinde— istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.