Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/654 E. 2023/235 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/654 Esas
KARAR NO: 2023/235
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/10/2021
KARAR TARİHİ: 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 13/10/2020 tarihinde meydana gelen kazada davalının sigortalısı —— plaka sayılı aracın kaza geçirmesi üzerine yaralandığını, bunun üzerine 24/05/2021 tarihinde arabuluculuk görüşmelerine başlandığını, arabuluculuk süreci sonrasında 16/07/2021 tarihinde 25.000,00 TL maddi tazminat ve 3.060,00 TL avukatlık ücreti olmak üzere toplam 28.060,00 TL’ nin müvekkiline ödenmesi neticesinde anlaşma sağlandığını, ancak ödeme günü olan 05/08/2021 tarihinde arabuluculuk anlaşma gereği yerine getirilmediğini, davalı —- tarafından ödeme yapılmadığını, yapılan sözlü uyarılara rağmen ödeme yapılmayınca 10/08/2021 tarihinde —– Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, ——sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce aldırılan—- raporu ile— kızı, 01/06/1986 doğumlu —– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) haftaya kadar uzayabileceği, dava konusu olay nedeniyle başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6325 sayılı Kanunun 18. maddesinde, “(1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
(3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılır. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.
(4) ——–Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.
Somut olayda davacı ile davalı arasında 16/07/2021 tarihinde geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderine tedavi masrafları, kazanç kaybı, ekonomik kayıplar ilişkin olarak ihtiyari arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, arabuluculuk tutanağında tarafların imzasının bulunmadığı, vekillerin ve arabulucunun imzasının bulunduğu, icra edilebilirlik şerhinin de bulunmadığı, bu hali ile ilamlı icraya konu edilemeyeceği, davacının ilamsız takip başlatmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Arabuluculuk tutanağında mutabık kalınan tazminat miktarı olan 25.000 TL ve 3,060,00 TL vekalet ücreti olmak üzere toplam 28.060,00 TL’nin 05/08/2021 tarihine kadar ödeneceği hususunda tarafların anlaştığı, anlaşılan miktarın ödenmemesi gerekçesiyle davacının 10/08/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalının 13/10/2021 tarihinde toplam 27.307,98 TL ödemeyi davacı vekilinin hesabına havale ettiği, ödeme emrinin 18/08/2021 tarihinde davalı borçluya tebliğ edildiği görülmüştür. Davalı belirtilen tarihte ödeme yapmadığı takibe itiraz ettiği,— sayılı ilamı,—— Sayılı kararlarında da aynı doğrultuda olduğu dikkate alınarak davalının ihtiyari arabuluculuk tutanağında belirtilen tarihte ödeme yapmadığı, davacının takip başlatmakta haklı olduğuna kanaat getirilmiştir.
Davalı tarafından 27.307,98 TL’yi davacı vekilinin hesabına haricen ödediği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. İlgili İcra Müdürlüğüne davacı vekili tarafından harici ödeme bildirilmiştir Harici ödeme tarihi 13/10/2021,davanın açılış tarihi 15/10/2021 dır davacının talep sonuç kısmında itirazın iptaline takibin devamına talebinde bulunduğu ancak dava dilekçesi içeriği ve 01/11/2021 Tarihli beyanında ödenen bedel yönünden faiz ve ferilerinin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine talep ettiği dava dilekçesi bir bütün olarak yorumlanarak davacı vekilinin talebinin ödenen bedele yönelik olmadığı anlaşıldığından davalının itirazında haksız olduğu anlaşıldığından davanın taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-İcra takibinden sonra dava tarihinden önce yapılan ödemede dikkate alınarak Davalının ——- Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 752,02 TL yönünden iptaline bu miktar yönünden takibin aynen devamına, ödenen 27.307,98 TL yönünden icra takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz ve ferileri yönünden devamına
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 752,02 asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.916,78 TL’den dava açılırken yatırılan 338,90 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.577,88 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 338,90 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı olmak üzere toplam 398,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.035,00 TL Adli Tıp Kurumu rapor ücreti, 111,70 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.146,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 752,02 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2023