Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/647 E. 2022/51 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/647 Esas
KARAR NO : 2022/51

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket adına kayıtlı —– plakalı araca —- tarihinde, davalı—- adına kayıtlı ve diğer davalı —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç kural ihlali yaparak çarpmıştır. Davalı —— kullanmış olduğu aracın çarpması sonucu müvekkil şirkete ait olan araçta maddi hasar meydana geldiğini, kaza sonucu oluşan maddi hasar nedeniyle ticari nitelikte olan aracın 7 gün boyunca onarım nedeniyle kullanılamadığını, meydana gelen kazada davalı taraf tamamen kusurlu olduğunu, davalı borçluların —-dosyaya yaptığı haksız ve hukuksuz itirazının iptaline, ve takibin devamına, haksız olarak yapılan itiraz nedeniyle davalı borçlular aleyhine karar tarihinden itibaren yürütülecek faiz ile birlikte hükmolunan borç miktarının asgari yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ticari ilişkiden kaynaklandığını, söz konusu davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, dava konusu olayda müvekkiline izafe edilecek bir kusur bulunmadığını, kazaya neden olan araç ——- bağlı olarak seferlerini sürdürdüğünü, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, huzurdaki davanın —- ihbar edilmesini, dosyanın görevli ve yetkili — Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı—- vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu —— idareleri adına kayıtlı olmadığını, kazaya ilişkin bilgi ve belge de bulunmadığını, davaya sebep olan kişilerle—— illiyet bağ bulunmadığını, —– bütçesinin ayrı olup ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğunu, müvekkilinin bu dava da hasım gösterilemeyeceğini davacının talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasıdır.
Dava şartlarından olan görevli mahkeme hususunun öncelikle irdelenmesi gerektiğinden yapılan değerlendirme de davanın ticari dava olup olmadığına bakmak gerekecektir. Bu kapsamda öncelikle halefiyet ilkesinin anlamı ve etkisi üzerinde durmak gerekmektedir.
Davacı —-, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. —- Karar sayılı ilamında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Öte yandan, TTK’nun “——altındaki 1472.(eski TTK 1301.) maddesinde; “sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder” hükmüne yer verilmiştir.
—”zarar gören sıfati ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı harhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkı ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” şeklinde tanımlanmıştır iş bu tanımdan da anlaşılacağı üzere buradaki halefiyet ilkesi dava hakkını tanımakta olup, sigortalının diğer bir deyimle yerine kaim olunanın sahip olmadığı bir takım özel üstünlükleri halefe vermiş değildir. Buradan hareketle yerine halef olunan ile zarar verenin arasındaki dava hangi şartlarda görülecek ise—- zarar veren arasındaki dava da aynı şartlarla görülmesi gerekmektedir. Bu durumda zarar veren davalı ile zarar gören sigortalı arasındaki dava haksız fiil sorumluluğundan kaynaklı olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, sigortalının yerine kaim sigorta şirketi ile davalı zarar veren arasındaki salt halefiyet ilkesine dayalı iş bu davanın da Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Keza zarar veren ile davacının arasında bir sigorta ilişkisi doğmuş değildir.—-
Nitekim, yukarıda belirtilen ——- sayılı içtihatı birleştirme genel kurul kararında da belirtildiği gibi mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum ile genişletilemez.
Yukarıdaki açıklamalarda davanın TTK nın 4. maddesi anlamında ticari dava olmadığı keza, gerçek şahıslar arasındaki haksız fiil sorumluluğundan ötürü öngörülen davalarla ilgili olarak ilgili maddede ——– atfın bulunmadığı görülmekle, —- göre dava açan sigorta yönünden de aynı hükümler uygulanacağından Mahkemenin iş bu davayı görmekte görevli olmadığı, bu halde davanın sigorta sözleşmesinden değil davalının kusuru ile gerçekleşmesine sebebiyet verdiği haksız fiilden kaynaklandığının ve davanın da mutlak ticari dava olmadığının anlaşılması karşısında Asliye Hukuk mahkemelerinin genel görevli mahkeme sıfatıyla görevli olduğu kanaatine ulaşmakla HMK nun 115(1) maddesi uyarınca davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine, görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir——- karar sayılı içtihatı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli — Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı —– vekilinin yüzüne ve diğer davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.