Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/64 E. 2023/184 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/64 Esas
KARAR NO : 2023/184

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra yoluyla takip başlatıldığını, takibe konu çekler incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin söz konusu çeklerde ciranta olduğunu, çek tazminatı, ciranta sıfatıyla çekte sorumlu olan borçludan talep edilemeyeceğini, 6102 sayılı TTK’ nun 783/3 maddesine göre çek tazminatından keşidecinin sorumlu olduğunu bildirdiğinden bahisle —-İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı takip dosyasına konu edilen çeklerden sebep borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın açılma sebebinin davacı tarafın icra takibini durdurma isteği olduğunu, mal kaçırma riski söz konusu olduğunu, davacı taraf borcunun ödemeye yanaşmadığını, devamlı surette haksız davalar açarak takibi sekteye uğratmaya çalıştığını, bu nedenle işbu davada ve icra takibinde davacının kötüniyetli olduğunu, davacının kötüniyeti sebebiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ile davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, İİK.’nun 72.madde hükmüne göre açılmış dava ve takip konusu çekle ilgili karşılıksız çek tazminatından borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Poliçeye ait hangi hükümlerin çek hakkında da uygulanması gerektiğini düzenleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK.) 818/1. maddesinin göndermesi ile çekler hakkında da uygulanması gereken 701. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarında da belirtildiği üzere; muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere, poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Kimin için verildiği belirtilmemişse aval, düzenleyen için verilmiş sayılır. Aynı Kanunun 702/1. maddesi gereğince aval veren kişi, kimin için taahhüt altına girmişse aynen onun gibi sorumlu olur. Bu itibarla keşideci ile birlikte keşideci lehine aval veren kişi de çek tazminatından sorumludur.Çeklerde karşılığı düzenleyen TTK’nın 783. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında; “Düzenleyen, muhatap nezdinde çekin ancak bir kısım karşılığını hazır bulundurduğu takdirde, muhatap, bu tutarı ödemekle yükümlüdür. Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder.” denmektedir.
Çeki keşide eden kimsenin, bu çekin karşılığı olan miktarı, ibraz süresi içerisinde muhatap banka nezdinde bulundurması zorunludur. TTK’nın 783/3. maddesi hükmüne göre, takibe dayanak çekin sadece karşılıksız kalan kısmı üzerinden çek tazminatına hükmedilmesi gerekir (—— sayılı kararı).
Somut olayda, davacının lehdar ve ilk ciranta olduğu, davalının davacıdan sonraki ciranta olduğu, takip konusu çekin ödeme için bankaya sunulduğunda karşılıksız olduğu hususu muhatap banka tarafından çekin arkasına yazılmıştır. Davacı vekili, takip dosyasındaki çek tazminatı talebine ilişkin olarak menfi tespit talebinde bulunmuştur. TTK’nun 783/3. maddesindeki ”Muhatap nezdinde karşılığı kısmen veya tamamen bulunmayan bir çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde onunu ödemekle yükümlü olduktan başka, hamilin bu yüzden uğradığı zararı da tazmin eder.” hükmü gereğince hamilin, keşideciden çek tazminatı isteyebileceği, ancak söz konusu yasa hükmü dolayısıyla çek tazminatının, ciranta sıfatıyla çekte sorumlu olan borçlu(lar)dan değil, sadece keşideci olarak borçlu olan kimse(ler)den talep edilebileceği, buna göre davacı borçlunun takip konusu çekte lehdar/ciranta olup, anılan Yasa hükmü gereğince kendisinden çek tazminatı talep edilemeyeceği gerekçesiyle davacının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
Menfi tespit davalarını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK.) 72/5. maddesi gereğince, menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Buna göre davalı her ne kadar çek tazminatı talebinde haksız ise de kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacının —–İcra Müdürlüğünün——- Esas sayılı takip dosyasında talep edilen 8.137,00 TL çek tazminatı yönünden borçlu olmadığının tespitine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 555,84 TL’den dava açılırken yatırılan 138,96 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 416,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 138,96 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı olmak üzere toplam 198,26 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 86,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 8.137,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.