Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/619 E. 2022/52 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/619 Esas
KARAR NO : 2022/52

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu—— sahibi olduğunu, söz konusu ——- çalındığını, bu nedenle davalı —- başvuru yapıldığını, ödeme aşamasına geçilmediğini, dava konusu olayla ilgili müvekkil lehine kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, sigorta şirketine tekrar başvurusunu yapan müvekkiline davalı —- şirketi tarafından artık hasar tazmininin ödenebileceğini söylendiğini, müvekkile ait bilgileri yukarıda —- aracın —— kaydı olmamasına rağmen ağır hasar kayıtlı olduğu iddiasıyla %35 lik bir hasar kaydı kesintisi yapılacağı ve bu suretle de 162.500 TL bedelin müvekkilime ödeneceğinin müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin çalınma tarihindeki rayiç bedelini değil uğradığı zararın tazmin edileceği tarihteki rayiiç bedelini istediğini, poliçenin rayiç bedel üzerinden düzenlendiğini, ——– rayiç bedeli kendine göre uyarlayarak kazanın gerçekleştiği tarihteki rayiç bedeli baz alındığını, geciken zamdan müvekkilinin kusuru bulunmadığına, müvekkilinin istemediği halde haksız olarak bir soruşturmanın içerisine dahil edildiği bu sebeple zarara uğradığını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulü ile dava konusu aracın poliçe kapsamında zararın ödendiği —- tarihindeki belirlenecek rayiç bedeli üzerinden şimdilik fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL ödeme yapılmasına, mahkeme aksi kanaate ise kaza tarihinden itibaren geçen zaman sebebiyle müvekkil aleyhine oluşan zararın karşılanması ya da bu sürede müvekkile ödenmeyen bedelin davalı uhdesinde tutulması sebebiyle kaybedilen vade bedelinin müvekkile ödenmesine karar verilmesine, yargılama giderleri, temerrüt faizi ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu —–plaka sayılı araç, müvekkil şirket —- numaralı ve—– tarihli ——– davacı adına sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu —- Şartları ve poliçe özel şartları ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirket tarafından sigortalıya araç rayiç değeri tam ve gereği gibi ödendiğini, sigortalı tarafından imzalanan ibraname niteliğindeki taahhütnamede sigortalı araç rayiç değerinin 250.000,00 TL olduğu hususunda mutabık kalınmış ve tazminat tutarının ödenmesi akabinde müvekkil şirketin tamamen ibra edileceği taahhüt edilmiş, yapılan ödeme akabinde müvekkil şirket ibra edildiğini, sigortalı taahhütnameyi iradi olarak imzaladığını, müvekkil şirketin sigortalıya karşı herhangi bir borcu kalmadığını, sigortalı ile müvekkil şirket, sigortalıya ödenecek tazminat miktarında mutabık kalmışlar ve bunun üzerine müvekkil şirket kararlaştırılan ödemeyi zamanında yaptığını, borcu sona eren müvekkil firma temerrüde düşmediğini, davacı taraf, müvekkil şirketi temerrüde düşürmeden işbu dosyayı açtığını, kaldı ki müvekkil şirket işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden hakkında faize hükmedilmesi haksız olduğunu, müvekkil şirket tarafından tüm işlemler zamanında yapılmış olup sigortalı ile varılan mutabakat akabinde araç rayiç bedeli zamanında ve gereği gibi ödendiğini, tüm bu nedenlerle açılan davanın davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle davacı adına kayıtlı aracın çalınması sebebiyle oluşan zararın kasko poliçesi kapsamında davalı taraftan tahsili talebine ilişkindir.
HMK.nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK.nun 114/c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. 6502 sayılı Kanuna göre, davacı sigortalı tüketici, taraflar arasında yapılan sigortacılık hizmeti ise; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.
6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
—– Plakalı aracın davacı adına kayıtlı, ——-, kullanım amacının hususi olduğu tespit edilerek mahkememize bildirilmiştir.
Somut olayda, dava konusu araç “Kasko Sigorta Poliçesine” istinaden sigortalanmış olup mülkiyeti davacıya ait olan aracın çalındığı, çalınma sebebiyle oluşan zararın davalı sigorta şirketinden tahsilinin dava edildiği davacı ile davalı arasında tüketici işlemi ve tüketici ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak davayı açan davacı/sigortalı tacir olmadığı gibi aracın kullanım amacı “—– olduğundan dava konusu uyuşmazlık her iki tarafın işletmesinden de kaynaklanmamıştır. 6502 sayılı yasanın 3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde tanımlandığı üzere davacı sigortalı tüketici, davalı ise — uyuşmazlık, sigorta poliçesinin uygulanmasına dayandığı, davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğundan mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. Karar sayılı kararı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
5-Dair, davacı vekilinin yüzüne ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.