Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/585 E. 2022/321 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/585 Esas
KARAR NO: 2022/321
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2021
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticari ilişki içinde olmadığı davalının —– para gönderdiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığını, müvekkilinin aslında parayı iş yaptığı —-hesabına yatırmak istediğini, ancak söz konusu parayı gönderirken, müvekkil firmanın çalışanı sehven davalı——– hesabına yanlışlıkla —– yaptığını, müvekkil şirketin, söz konusu yanlışlığın farkına varır varmaz, —– işlemini yaptığı —-nolu talimat ile bu — işleminin iptalini ve paranın hesabına geri iadesini istediğini, yine, paranın iadesini sağlamak için hesap sahibi olan davalı firma ile irtibata geçmek istediğini, ancak davalı firmanın yetkili ve çalışanına ulaşamadığını, müvekkilin bu kez paranın iadesi için hesap sahibi davalıya ait —— başvurduğunu ve olumlu yanıt alamadığını, yapılan yanlışlık sonucu davalı hesabına aktarılan parayı geri alamamaktan, paraya haciz ve başka yerlerden tedbir konulacağından ve sonunda mağdur olacağından korkan müvekkilin paranın çekilmesini veya başkalarına ödenmesini veya paraya başka yerlerden haciz/tedbir gelmesi gibi işlemlerin uygulanmasını önlemek amacıyla, —– sayılı dosyasıyla İhtiyati Tedbir talebinde bulunduğunu ve Mahkemece—— mukabilinde ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ve esas hakkında iki hafta sürede dava açılmasına karar verildiğini, —– teminat tutarı yatırıldığını ve ihtiyati tedbir kararına ilişkin yazının da ilgili ——- bildirildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, davalıya sehven para gönderilmesinde ticari alım satım, hizmet vs gibi bir durum olmadığını, sehven para gönderilmesinin nedeni de, müvekkilin internet bankacılığı hesabında kayıtlı eft listesinde davalının da banka hesabının kayıtlı olması ve kayıtlardan silinmemesi nedeniyle de şirket çalışanınca yanlışlıkla tıklanarak para gönderilmesi olduğunu, müvekkil ile davalı —– beridir ticari ilişkisi bulunmadığını, kaldı ki, müvekkilin davalı hesabına sehven gönderdiği banka dekontunun açıklama kısmında —- yazısının yazdığını, müvekkilin, gümrükten çekilecek —– —–,—- —- para göndermek istediğini, hatanın banka tarafından düzeltileceğini ve paranın geri iade edileceğini düşünen müvekkilin, çalıştığı ve asıl ödeme yapmak istediği —– ödeme çıkardığını, ancak sehven gönderilen para bankalarca iade olmayınca müvekkilce hukuki girişimlere başlandığını, mahkemece, konuyla ilgili —– adlı firmadan bilgi istenebileceğini, müvekkil firmanın ticaretle uğraştığını, yaptığı hata nedeniyle mağdur olduğunu, bu durumun davalı için de haksız ve sebepsiz zenginleşmeye neden olduğunu belirterek müvekkil şirketçe davalı hesabına — tarihinde sehven yapılan ve sebepsiz zenginleşmeye neden olan—- paranın iadesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Bankacılık işlemleri nedeni ile oluşan alacağın tahsili amacı ile açılan Tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “Davacı yanın —- yıllarına ait ticari defter ve belgelerinin incelemeye tabi tutulduğunu, defter ve belgelerin açılış kapanış tasdiklerinin yasaya uygun olarak yapıldığını ve sahibi lehine delil niteliğine haiz olabileceğini, Davacı — davalı—- tutarındaki yapmış olduğu ödemeyi —- yevmiye madde numarası ile ticari defterlerinde ——–borçlandırmak sureti ile kaydettiği ve Davalıdan —- alacaklı olduğunun görüldüğünü, davalı yanın inceleme gün ve saatinde defterlerini ibraz etmediğini, dosya kapsamına —-gelen müzekkere cevabında Davalı ——- hesabında davacı tarafından gönderilen — mevcut olduğunun görüldüğünü, Dosya kapsamında incelenmek üzere taraflardan talep edilen —; davalı —- yıllarına ——incelenmesi neticesinde davacı şirketten mal alım satımına konu beyanda bulunmadığı, davacı ——– incelenmesi neticesinde davalı şirketten mal alım satımına konu beyanda bulunmadığı sonuç olarak, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten —— alacaklı olduğu, taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, dosya kapsamında yapılan tespitler ve davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde davacının davalı şirkete — tarihinde göndermiş olduğu —- sehven gönderdiği anlaşılmakla birlikte, davacının paranın iadesi talebinin yerinde olduğu, davacının davalıdan —— alacaklı olduğu, ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 77. vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Somut olayda davacı ile davalı taraf arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı, talebe konu paranın davacı tarafından davalı tarafa sehven gönderildiği bilirkişi raporu ile sabit hale gelmiş olup davacı tarafından davalı hesabına sehven gönderilen paranın yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davacı tarafa iadesi gerektiğinden davanın kabulü yolunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; —- dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 2.527,47 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 631,87 -TL harcın mahsubu ile bakiye 1.895,60-TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 631,87 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 691,17 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 197,00 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.097,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——— Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022