Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/581 E. 2022/27 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/581 Esas
KARAR NO : 2022/27

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının ——- — olduğunu, kooperatifin üyelerinden olan davalı .—, bir kısım elektrik ve aidat borçlarını ödemediğini ve elektrik kesintisi gerçekleştiğini, bu kesintiye ve borçlara ilişkin ismi geçen üye icra takibi başlattığını, icra takibine ilişkin ödeme emrinden davacı şirketin haberi olmadığını, söz konusu ödeme emri davacının adresine her nasıl ise adreste tanınmıyor denilmek suretiyle iade olduğunu, davacının böyle bir borcunun bulunmadığını, davacının yönetimden kaynaklı olarak işlemlerine genel kurul kararları ve diğer yasal nedenlerle usul ve yasaya uygun olarak uyguladığını, davacının davalıya hiçbir şekilde bir borcun olmadığını, aksine ilgili üyenin —-borçları nedeniyle borçları bulunmadığını, davacının iş bu istirdat davası yoluyla, borçlu olmadığı ve cebri icra tehdidi altında ödediğini ve miktarın kendisine iadesini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığı halde cebri icra takibi neticesinde ödemek zorunda kalınan 3.778,97 TL’nin ödeme tarihi olan 04/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatına, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davacı —– olduğunu, —– —- tarafından ——- tek bir fatura olarak kesildiğini, ——tarafından söz konusu faturaların üyelere yansıtıldığını, Müvekkilinin kendisinin aynı elektrik kullanımı için farklı bedellerin kooperatif tarafından talep edildiğini fark ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin, durumu izah ederek kooperatiften elektrik faturasının üyelere hangi usule göre yansıtıldığının belgelerle açıklanmasını talep ettiğini, ilaveten müvekkilinin, elektrik faturaları için kooperatifin üyelere makbuz kesip kesmediğini belgelerle izah etmesini talep ettiğini, müvekkilinin bu bilgiler kendisine verilinceye kadar fatura bedelini ödemeyeceğini kooperatife bildirdiğini, Kooperatif yönetimi de kendisine bilgi vereceğini ilettiğini, kooperatif tarafından müvekkile hiçbir bilgi ve belge verilmediği gibi elektrik faturalarını ödemezse elektriğinin kesileceği tehditleri savrulmaya başlandığını ve müvekkilinin evinin bahçesine hukuka aykırı şekilde zorla girmeye varana kadar birçok olay yaşandığını, söz konusu olayların —- yetkililerine kadar sirayet ettiğini, söz konusu belgelerin müvekkiline iletilmediğini, davalı kooperatif hukuksuz bir şekilde müvekkilin bahçesine girerek müvekkilin elektriğini kestiğini, Elektriği geri açmak için kooperatif, müvekkilden hiçbir hukuksal ve yasal dayanağı olmaksızın 2.600,00-TL ödemesini aksi halde elektriği açmayacaklarını söylediklerini, Müvekkilinin yaşlı annesi ile birlikte yaşadığından söz konusu bedeli mecburen, baskı altında ve ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığını, Ana sözleşmede fatura borcunu ödemeyenlerin enerjisinin kesildikten sonra tekrar açılması için söz konusu bedelin ödeneceğine dair bir madde bulunmadığını, daha önceki— genel kurullarında böyle bir karar da alınmadığını, Kooperatif yönetiminin elektriği kesmesinin yasal bir dayanağı olmadığından hukuka aykırı eylemlerine son vermesi için müvekkil tarafından ihtarname keşide edildiğini, ihtirazi kayıtla ödenmiş olan elektrik açma bedelinin istirdat ve iadesi için 2.600,00-TL’nin tahsili amacıyla—- sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını beyanla; Davanın Reddine, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, icra tehdidi altında ödenen paranın tahsili için açılan istirdat davasıdır.
Tüm dosya kapsamının degerlendirilmesinde özetle; davanın borçlu olunmadığının tespiti ile icra tehdidi altında ödenen paranın istirdatının talep edildiği anlaşılmış olup, 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile “Bu Kanunun 4. Maddesince ve diger kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya basvurulmus olması dava sartıdır.” düzenlemesi getirilmistir. 6325 Sayılı Hukuk Uyusmazlıkların Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Fıkrasında “Davacı ——— sonunda anlasmaya varılamadıgına iliskin tutanagın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmıs bir örnegini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluga uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanagın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektigi, aksi takdirde davanın usulden reddedilecegi ihtarını içeren davetiye gönderilir. Ihtarın geregi yerine getirilmez ise dava dilekçesi karsı tarafa teblige çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya basvurusmadan dava açıldıgının anlasılması halinde herhangi bir islem yapılmaksızın davanın, dava sartı yoklugu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davacının borçlu olunmadığı halde icra tehdidi altında ödenen paranın istirdatına yönelik iş bu davaya ilişkin 07.12.2021 tarihli duruşmada davacı vekiline Arabuluculuk son tutanağının mahkememize sunulması için bir haftalık süre verilmiş olup, 18.01.2022 tarihli duruşmada davacı vekili dava açmadan önce arabulucuya müracaat edilmediğini menfi tespit ve istirdat davalarında —- şartının bulunmadığını beyan etmiş olup, davanın arabuluculuk dava şartı gerçekleştirilmeden açıldığı anlaşılmıştır.
Yasa maddelerinden de anlaşılacağı üzere, konusu bir miktar para olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalar açılmadan önce, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak getirilmiştir. Yukarıda anlatılan dava şartının dava açılmazdan önce yerine getirilmediği, HMK’nın 114/2 maddesinde diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğuna hükmedilmesi nedeniyle yukarıda anlatılan dava şartının iş bu dosyada yerine getirilip getirilmediğinin incelenmesi gerektiği, aynı yasanın 115/2 maddesinde dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün bulunması halinde, dava şartının tamamlanması için kesin süre verileceğine ilişkin hüküm getirilmiş ise de dosya içeriğinden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı anlaşıldığından, dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 64,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 16,16 -TL harcın, harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–göre belirlenen 1.889,48-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar kesin olmak üzere, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.