Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/576 Esas
KARAR NO: 2023/709
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/09/2021
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile Davalı arasında 31/01/2014 tarihinde ———İli, ——— İlçesi, ——— ada, ——— parsel, numarasıyla kayıtlı ——— nolu bağımsız bölüme ilişkin adi yazılı şekilde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi (Satış Vaadi Sözleşmesi) imzalandığını, müvekkilinin Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında 360.000 TL ödeme yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini ve bedelini eksiksiz olarak ödediğini, ancak davalının sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili ve Davalı, Satış Vaadi Sözleşmesinin 9.1 Maddesi uyarınca söz konusu taşınmazın teslim tarihini 2013 Aralık ayı içinde herhangi bir gün olarak belirlediklerini, maddenin devamında davalı’ya teslim süresini tazminatsız olarak 6 ay daha uzatma hakkı verildiğini fakat teslim işlemleri 30/06/2014 tarihinde gerçekleşmediğini, taşınmazın iskan işlemlerinin 31/07/2017 tarihinde tamamlandığını, iskan belgesi alındıktan sonra müvekkiline taşınmaz teslim edilmiş olsa da, Taşınmaz üzerinde 3. Kişiler lehine ipotek tesis edilmiş olması ve bir çok haciz bulunması sebebiyle davalı temerrüdü bu güne kadar devam etmiş ve Taşınmaz ayıp ve zapt tehlikesinden arındırılmış olarak ifaya uygun hale getirilerek tapu devrinin gerçekleşmediğini, müvekkili ——– E. tarafından davalıya 27/03/2019 tarih ———- yevmiye numaralı ihtarname ile satış vaadi sözleşmesi uyarınca yükümlülüklerini yerine getirmesi için ihtarname gönderildiği ve 30 takvim günü mehil verdiğini, mehil süresi bitimi sonunda ifanın gerçekleştirilmemesi durumunda TBK madde 125/2 uyarınca borcun ifasından vazgeçerek, borcun ifa edilmemesi sebebiyle ifa yerine geçen müspet zararın tazmini ve bu kapsamda her türlü yasal haklarını talep edeceğini bildirdiğini, ———- yevmiye nolu ihtarnamenin 28/03/2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ihtarname üzerine ————Noterliği tarafından işlenen şerhle sabit olduğunu, davalıya gereği gibi tapu devrini gerçekleştirmesi için verilen 30 günlük mehil 27/04/2019 tarihinde dolmasına rağmen davalı ihtara cevap vermediği gibi ifa teklifinde de bulunmadığını, müspet zararın tespitinde Taşınmazın AVM içinde yer alan bir ofis olduğu dikkate alınması gereken bir husus olduğu, AVM içinde bir ofisin değeri ve kira rayici AVM’nin açılmamış olmasından doğrudan etkilendiğini, müspet zararın tespiti için 28/03/2019 tarihindeki taşınmazın değeri tespit edilirken, taşınmazın olması gerektiği gibi AVM kullanıma açılmış ve aktif olsaydı sahip olacağı değerin tespit edilmesi gerektiğini, nitekim müvekkilin mevcut durumdaki mal varlığı değeri ile sözleşme gereği ifa edilseydi sahip olacakları mal varlığı değeri arasındaki farkın, taşınmazın vaad edilen tarihte, vaad edildiği nitelikte ve kullanım amacına uygun olarak açılmış bir AVM’de bulunması durumunda sahip olacağı rayiç değeri kapsadığını, adi yazılı sözleşmenin geçerli olmadığının kabulü halinde, davalının haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği 360.000 TL’yi denkleştirici adalet ilkesine göre hesap yapılarak geri vermekle yükümlü olduğunu, davalı inşaat sektöründe uzun yıllardır iş yapan bir firma olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin şekil ve şartlarına uygun olarak yapılmadığı taktirde geçersiz olacağıın farkına olan bir tüzel kişi olduğunu, buna rağmen adi şekilde imzalanan ve geçersiz olan sözleşmeye hata sonucu geçersiz satış sözleşmesi uyarınca ödenen parayı kabul etmesi davalının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu, bu sebeple kötü niyetli olan davalı zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren kanun ve Yargıtay kararı uyarınca temerrüt faizi ödemesi gerektiğini, bu nedenle tarafların tacir yapılan işin ticari iş olması sebebiyle ticari temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, borçlunun yükümlülüklerinden kurtulmak maksadıyla gerek şirket malvarlığının, ilan ve teminat verme yükümlülüğünü yerine getirmeden bölünme yoluyla şirket hissedarlarının malvarlığına geçirerek mal kaçırması, bölünmede kullanılan hileli raporun aksine bölünde tarihi üzerinden bir sene geçmeden ekonomik dar boğaza girilmiş olması, gerekse sattıkları ve bedelini önden aldıkları taşınmazları bankalara teminat olarak göstererek 4.000.000 TL 4.000.000 TL 60.000.000 TL ve 200.000.000 TL değerinde krediler çekilmesi ile taşınmazlar üzerine onlarca haciz ve ihtiyati haciz kararı bulunması davalının kötü niyetli olduğunu ve alacaklıları zarara uğratma kastı olduğunu bu sebeple muaccel olmayan borçlarda dahi ihtiyati haciz kararının verilmesi gerektirdiğini, bu nedenle davalının menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacakların şimdilik 200.032,00 TL’lik kısmının teminatsız olarak ihtiyaten haczine, teminatsız ihtiyati haciz talebin kabul edilmemesi durumunda teminatla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf eldeki davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:Mahkememizce aldırılan 17/10/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile ; dava konusu tapu kaydında ——— ili ——— İlçesi ——— Mahallesi, ——— ada ——– parselde kayıtlı, “9 Katlı Betonarme Apartman ve Arsası” vasıflı ana taşınmazdaki ——–kat “İş yeri” nitelikli ———– bağımsız nolu bölüm nitelikli taşınmaz; mahallen ——— Mahallesi ——— Sokak ——— Plaza Kat:———- D:———- ———— adresli taşınmazın; İhtarname ile belirtilen mehil süresi bitim tarihi 27.04.2019 itibariyle değeri 330.000,00 TL, dava tarihi 15/09/2021 itibariyle değeri 550.000,00 TL hesap ve takdir edildiği kanaati bildirilmiştir.Mahkememizce aldırılan 12/03/2023 tarihli bilirkişi raporu ile kök raporda müspet zarara ilişkin hesaplamanın, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.4. – 13.5. – 13.6. maddeleri gereğince hesaplanmadığını, denkleştirici adalet ilkesine göre dava tarihi 15/09/2021 tarihi itibariyle ödenen miktar 1.210.068,36 TL olarak hesap edildiği bildirilmiştir.Davacı vekilince sunulan 05/10/2023 UYAP havale tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirdiği, davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.Davalı vekilince sunulan 24/10/2023 tarihli dilekçe ile davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı bildirilmiştir.HMK 307. vd maddeleri gereğince davadan feragatin, davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran taraf işlemlerinden olduğu, hüküm ifade edilmesi için karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı olmadığı hükme bağlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde davadan feragat etmeye yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harcın davacı tarafça dava açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 6.318,68 TL harçtan karşılanarak bakiye 6.048,83 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde——— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/10/2023