Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/574 E. 2023/435 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/574 Esas
KARAR NO: 2023/435
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/09/2021
KARAR TARİHİ: 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında süregelen ticari ilişki kapsamında kağıt üreticisi müvekkili tarafından gerekli malların davalı tarafa düzenli ve eksiksiz olarak gönderildiğini ancak davalı tarafça müvekkili taraf ile aralarındaki cari hesaplarında gözüken bakiye borç miktarının müvekkiline ödenmediğini, cari hesap borcunun tahsili amacıyla 14/01/2021 tarihinde —– Noterliği aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu kez alacağın tahsili amacıyla —— Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı tarafından eldeki davaya herhangi bir cevap verilmemiş, HMK 128 madde hükmü uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu, esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mahkememizce talimat yolu ile aldırılan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlığın; davacının davalı şirket aleyhine—— Esas ile takip başlatıp, davacının işbu davayı açması üzerine başladığı, davacının yasal defter ve belgeleri üzerinden yapılan tespit ve incelemeler sonucunda; yasal defterler ile ilgili yapılan tespitler sonucunda, davacı —– şirketinin yukarıda listelenen 2018-2019 yıllarına ait yasal ticari defterlerinde; 213 sayılı VUK’ nun 182, 196 ve 215, 226. maddeleri ile 6102 sayılı T.T.K.’nun 64, 88. maddelerinde belirtilen “Noter Açılış Onayları” ve “Noter Kapanış Onayları”nın yasal süresi içinde yapıldığı, kayıt usullerine ilişkin vecibelerin yerine getirilmiş olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve raporun içeriğinde tablo halinde detaylı dökümü yapılan 2018 yılında 4 adet, 2019 yılında 7 adet faturanın yasal defterlere işlendiği, yevmiye kayıtlarının 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu ve Tek Düzen Hesap Planına uygun olarak düzenlendiği, taraflar ile ilgili olarak —– ve —– Vergi Dairesi Müdürlüklerinden gelen müzekkere cevapları üzerinde yapılan incelemede 2018 ve 2019 yıllarına ait BA-BS bildirimlerinin yasal süresi içinde beyan edildiği ve birbiri ile uyumlu olduğu, davacı şirkete ait ticari defterler, davalı şirket açısından incelendiğinde, davalı şirkete 2018 yılı içinde KDV dahil olmak üzere 4 adet fatura karşılığında 22.967,78 TL tutarlı mal/hizmet faturası düzenlendiği, faturalara istinaden davalı şirketin davacı şirkete 12.212,21 TL tutarında 5 adet havale işlemi ile para gönderdiği ve 3.312,12 TL tutarında çek verdiği, söz konusu ticari işlemlerin davacıya ait 2018 yılı ticari defterlere yasal süresi içinde kayıt altına alındığı, davacı şirkete ait ticari defterler, davalı şirket açısından incelendiğinde, davalı şirkete 2019 yılı içinde KDV dahil olmak üzere 7 adet fatura karşılığında 98.998,17 TL tutarlı mal/hizmet faturası düzenlendiği, 7.697,38 TL tutarında iade faturası ve 1.044,30 TL tutarında fiyat farkı faturası düzenlediği, buna karşılık 3.009,00 TL nakit ve 92.500,00 TL tutarında çek verdiği, söz konusu ticari işlemlerin davacıya ait 2019 yılı ticari defterlere yasal süresi içinde kayıt altına alındığı, davacı tarafın 2018 ve 2019 yıllarına ait Ticari Defterleri davalı açısından incelendiğinde davalı —– şirketi firmasının 31/12/2019 tarihli cari hesap bakiyesinin 2.190,94 TL borç bakiyesi (hesap sahibinin borçlu olduğu) verdiği tespit edildiği bildirilmiştir.Somut olayda davalı tarafın, usulüne uygun tebligata rağmen ticari defterlerini incelenmek üzere sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu ve davacı tarafın defterlerine göre davalıdan alacaklı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, hüküm doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda davacı yanın ticari defterlerinin lehine delil olacağı değerlendirilmiş davanın kabulüne karar verilmiştir
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90 TL’den dava açılırken yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 120,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 201,40 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.001,40 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek 2.190,94 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/06/2023