Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/570 E. 2022/276 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/570 Esas
KARAR NO: 2022/276
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ: 07/07/2020
KARAR TARİHİ: 08/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete —- plakalı araç ile davalı şirkete sigortalı—-tarihinde karşılıklı kaza yaptığını, söz konusu kazada davalı şirketin her iki aracında —-oranında kusurlu olduğu iddiası ile davalı şirkete sigortalı —plakalı aracın gördüğü hasar nedeniyle ve hasarın— müvekkili şirket tarafından davalı şirkete —- hasar tazminatı ödendiğini —- soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketine ait —- plakalı aracın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini beyan ederek davanın kabul ile — ödenme tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- tarihinde meydana gelen ölümlü/yaralanmalı trafik kazası neticesinde —- plakalı araçta meydana gelen maddi hasara ilişkin —– oluşturulduğunu, yapılan ekspertiz ve inceleme neticesinde sigortalıya aracın onarımına ilişkin —– tazminat ödemesi gerçekleştirildiğini, ilgili—- kazaya karışan —- davacı yanın sigortalısı ——plakalı araç sürücülerinin her ikisinin de —– geçtiğini beyan etmiş olması nedeni ile kolluk tarafından kusur ihlali dağılımı yapılamadığını, her iki araç sürücüsünün de yeşil ışıkta geçtiğine yönelik beyanına istinaden dosya %50 rüculu olarak işleme alındığını, müvekkil şirket tarafından ödenen —- tazminatın yarısı —–rücuen talep edilmiş ve kusur durumuna itiraz edilmeksizin müvekkil şirkete ödeme gerçekleştirildiğini, ceza mahkemesinin olaydaki kusur durumuna ilişkin tespitinin maddi olgu olarak kabul edilemeyeceği, TBK m. 74 gereği ceza mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağı, kaza tespit tuanağının anılan bilirkişi raporu ile çelişkili olduğu, kazanın oluş şekli gözetilmek suretiyle ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasıdır.
Uyuşmazlılığın davacı sigorta şirketinin davalı sigorta şirketine —- tarihindeki çift taraflı trafik kazası nedeni ile dava dışı araç sürücülerinin müşterek kusurları nedeni ile davalı sigorta şirketine yapılan ödemenin —— sayılı dosyasında davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun tespit edilmesi nedeni ile açılan rücu davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle; Dava konusu kazanın ——beyanında belirtilen kavşağa gelindiğinde, kendisine hitaben yeşil yandığını, kendisinin normal hızla seyrettiğini, hızının——olduğunu buna karşın araç içerisinde bulunan eşinin ise beyanında araç ile kavşağa geldiği esnada kendilerine hitap eden trafik ışığının kırmızı olduğunu, ışıkta beklediklerini, —– yanması ile hareket ettiklerini, diğer aracın gelerek kendilerine çarptıklarını belirttiğini” beyanların çelişkili olduğu, kavşağa girerken krokide trafik işaretlerinin bulunduğunun belirtildiği, —– Uymak zorundadırlar olmasına karşın gerekli dikkat ve özen gösterilmediği için ihlal edildiği, aynı kanunda —- trafik kazalarında; Kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme, Hallerinde asli kusurlu sayılırlar, maddesi dikkate alındığında asli kusurlu ve tam kusurlu olarak değerlendirilmesi gerektiği; —– marka araç sürücü —–beyanında “araç ile kavşağa geldiği esnada kendilerine hitap eden trafik ışığının kırmızı olduğunu, ışıkta beklediklerini, yeşil ışık yanması ile hareket ettiklerini, diğer aracın gelerek kendilerine çarptıklarını belirttiğini” dikkate alındığında çarpma noktasında döner kavşak içinde tedbiri bulunmaması nedeniyle atfa kabil kusurunun olmadığı; kaza tarihi itibariyle; ———tarafından düzenlenen —- plakalı, aracın sigortalı olduğu, Dava dilekçesinde; — tarihinde trafik kazası olduğu, davalı şirketin her iki aracının %50 oranında kusurlu olduğu iddiası ile davalı şirket sigortalı —- plakalı aracın gördüğü hasar nedeniyle %50’si müvekkil şirket tarafından —— hasar tazminatı ödendiği,” İddia edilen buna karşın dava dosyasında davacı tarafından davalıya ödendiğine ilişkin dosyada banka dekontu bulunmadığı, takdirin mahkememize ait olmak üzere; ——-olduğu; dava dosyasına kaza fotoğrafları ve onarım faturası sunulmadığı için kaza krokisi incelendiğinde, dava konusu kaza sebebiyle sol yan kısımların hasar almış olacağı ve —– hasar bedelinin kadri maruf olduğu hususlarını beyan ve rapor etmiştir
Sebepsiz zenginleşmenin TBK’nın 77. Maddesinde, istirdat davası ise aynı kanunun 78. maddesinde düzenlenmiş, davanın sebepsiz zenginleşme nedeniyle fazla ödenen meblağın iadesine ilişkin olduğundan, TBK’nın 78. maddesi gereği, borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.
Somut olayda —- tarihinde meydana gelen kazada, davalı şirkete sigortalı —plakalı aracın gördüğü hasar nedeniyle ,davacı şirket tarafından söz konusu hasarın %50’si için davalı şirkete —– hasar tazminatı ödendiğini anlaşılmıştır. Söz konusu ödeme davacının, ifa kastıyla bilerek ve isteyerek yapılmıştır. Davacı tarafından davalıya yapılan ödeme tarihinde davalı tarafından davacı aleyhine borçlu olmadığı bir meblağın ödettirilmesi amacı ile cebri icra yapılmadığı gibi açılmış bir dava da bulunmamaktadır.Davacı sigorta şirketinin meydana gelen kazada kusur ve tazminat hesabında gerekli kusur tespitini ve akabinde hasar tazminatı hesabını yaptırabilecek durumda olması ve davacın tarafın basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunması nedeniyle basiretli bir tacir gibi davranmadığının anlaşılması, davacı sigorta şirketince yapılan ödemenin cebri icraya dayalı bir ödeme olmadığı gibi hataen yapılmış bir ödemede olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ———
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Karar harcı 80,70 TL den başlangıçta peşin olarak yatırılan 94,34 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 13,64 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/04/2022