Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/565 Esas
KARAR NO : 2023/174
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/09/2021
KARAR TARİHİ : 21/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ile Müvekkili firmanın aralarında 09/08/2019 tarihinde —- hizmet numaralı taahhütlü ——Kampanyası) abonelik sözleşmesi akdedildiğini , ancak aldığı hizmet karşılığı edimi yerine getirmediğini ve faturaları ödemediğini, Bu faturaların: 24.09.2019 son ödeme tarihli 48,00.-TL’lık fatura 23.10.2019 son ödeme tarihli 32,00.-TL lık fatura 22.11.2019 son ödeme tarihli 33,50.-TI.lık fatura 24.12.2019 son ödeme tarihli 34,25.-TI lık fatura 23.01.2020 son ödeme tarihli 35,25.-TL lık fatura 24.02/2020 son ödeme tarihli 36,75.-TL.lık fatura 24.03.2020 son ödeme tarihli 36,75.-TLlık fatura 27.04/2020 son ödeme tarihli 52,25.-TL:lık fatura ve 20.05/2020 son ödeme tarihli 293,71.-TL lık olmak üzere TOPLAM: 602.46.-TL.lık borcunu ödemediğini, faiziyle birlikte haklarında —— dosyası ile icra takibi yaptıklarını, ancak haksız itiraz sonucu takip durduğundan ve dava şartı olarak öngörülen arabuluculuktan da sonuç alınamadığından, Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği hükümleri ile abonelik sözleşmesi hükümleri gereği muaccel olan alacaklarının ödenmemesi ve davalının talebi üzerine 28.04.2020 tarihinde hattının iptal edilip iptal bedeli, gecikmesi, paket ücreti olarak da 293,71.-TL.nında tahsilinin istenip fatura gönderildiğini ancak ödenmediğini belirterek sonuçta icraya yaptığı itirazın iptalini ve %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını ve abonelik sözleşmesi akdedilmediğini, kimliğini tespit edemediği şahıslarca müvekkili adına sözleşme akdedilmiş olabileceği şüphesiyle —— Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, İddia konusu hizmetin alındığı adresin Müvekkilinin kullanımında olan adres olmadığını, bu nedenle fatura tebliğinin sağlanmadığını, haricen yapılan aramalar sonucu borç olduğu bilgisini edindiklerinden temerrüdün söz konusu olmayacağını bu nedenle de faiz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Taraflar arasında borç alacak ilişkisi bulunmadığından inkar tazminatı istenemeyeceğini, ayrıca alacağın likit olmadığını iddia ederek, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, —— sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —– Abonelik Sözleşmeleri —— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Davalı şirketin abonelik ilişkisini kabul etmemesinin ve bu konuyu Savcılığa şikayet konusu yapmasının takdir ve değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere, dosyadaki abonelik Sözleşmesi, taahhütname, faturalar ile diğer belgeler incelendiğinde, fatura’daki asıl alacak tutarlı: 597,63.-TL, Takip Tarihine kadar birikmiş Faiz: 82,58.-TL olmak üzere, toplam 680,21.-TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verilebileceği, alacak akdi ilişkiye ve faturalı alacağa dayandığından belirlenebilir, likit bir alacak olduğu, Davacının ayrıca talep ettiği icra inkar tazminatı hususunun da Mahkemenin takdirinde bulunduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; “Davacı kurumun sunduğu abonelik sözleşmesinde davalı şirket adına kaşe ve imza olmadığından abonelik sözleşmesinin geçerli olamayacağı Kaçak elektrik tespit tutanaklarının davalı adına davacı kurum personelleri tarafından düzenlenmiş olması davalının kaçak elektrik kullanımına yeterli delil olamayacağı,” şeklinde rapor sunulmuştur.Davacının abonelik sözleşmesi sebebiyle ödenmeyen faturalarını dava konusu ettiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da davaya dayanak delillerin —–hizmet numaralı taahhütlü (—— Kampanyası) abonelik sözleşmesi akdedildiği ve sözleşme kapsamında kesilen faturaların ödenmeyen bedellerin tahsiline ilişkin olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediği, davacının takip başlatmakta haklı olduğu görülmekle davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davalı taraf abonelik sözleşmesindeki imzayı inkar etmiş ise de mahkememizce imza incelemesi yapılması için gerekli imza örnekleri toplanmış ve imza itirazında bulunan davalı tarafa imza incelemesi için atanacak bilirkişi ücretini yatırması hususunda ihtaratlı olarak kesin süre verilmiş ise de imza inkarında bulunan davalı taraf bilirkişi ücretini yatırmadığından imza itirazını ispat edemediğinden itirazları değerlendirilememiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-Davalının —— Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile, takibin 597,63 TL asıl alacak, 28,81 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 626,44 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin nispi harc olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan 59,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 759,25 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 750,10 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 626,44 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davanın reddedilen kısmı için davalı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7,64 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.304,10-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 15,90 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.