Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/562 E. 2023/289 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/562 Esas
KARAR NO : 2023/289

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2016
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —– sokak no:—— faaliyetine başladıktan sonra, daha önce faaliyette bulunduğu —- caddesi ——adresindeki binanın yıkılması için yıkım ruhsatı alımı için 26/02/2016 tarihinde —–Başkanlığına müracaat ettiğini, Belediye tarafından davalı idareye KÖP (Kirlilik Önleme Payı) borcunun bulunduğundan bahisle, bu borcun ödenmesinden sonra yıkım ruhsatı verileceğinin belediye tarafından beyan edildiğini, binanın biran önce yıkılması için bu ruhsata ihtiyaç olması nedeni ile müvekkilinin zorunlu olarak, hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan 53.058,00 TL yi 15/03/2016 tarihinde ödedikten sonra 31/03/2016 tarihinde yıkım ruhsatı alabildiğini, davalı kurumun haksız olarak tahsil ettiği KÖP’ün herhangi bir yasal dayanağı bulunmadığını, yasal dayanak olarak belirtilen 2560 sayılı Kanunun 20. Maddesine dayanılarak çıkartılan Mülga Atık Suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği’nin 24. Maddesi olduğunu, bu madde gereğince KÖP tahsil edildiğinin belirtildiğini, ancak bu yönetmeliğin —–Vergi Mahkemesinin 12/10/2009 tarih ve—— nolu kararı ile iptal edildiğini, bu kararın Danıştay —–Dairesinin —- esas, —— karar ve 28/01/2014 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiğini, davalının yürürlükten kalkmış olan yönetmelik hükümlerine göre para tahsil ettiğini belirterek, bu miktarın en yüksek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, davasında haksız olduğunu, yürürlükten kalkmış herhangi bir bedel tahsil edilmediğini, davalıdan tahsil edilen miktarın—– Atık Suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği 13/6-7 maddeleri kapsamında taahakkuk ettirilen arıtma bedeli (AAB) olduğunu, davacının, abone işlem dosyasının delil olarak dosyaya sunulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, istirdat davasına ilişkindir.
—-. Asliye Hukuk Mahkemesinin —–Esas, ——- Karar, 17.06.2021 tarihli görevsizlik kararı ile dava dosyası Mahkememize tevzi edilmiştir.Dava konusu işleme ait davalı idarede bulunan işlem dosyasının bir sureti, —–cevabi yazısı, tutanaklar, işlemin konusu olan taşınmazın tapu kaydı gibi tüm deliller , Davalı idare tarafından, davacı şirketin Atıksu Arıtma Bedeli Taahhukukuna ilişkin işlem dosyasının bir sureti, —- mah. 2587 ada,—– nolu parselin tevhit sonucu kapandığı, 10507 ada, 702 parsel oluştuğunu, bu parselin ünvan tashihi ile davalı şirket adına kayıtlı olduğu dair cevabi yazı dosya kapsamında bulunmaktadır,Taraflar arasındaki ihtilafın; davacı şirketin ticarethane işletmekte olduğu, davalı idare tarafından 15/03/2016 tarihinde 53.058,00 TL Kirlilik Önleme Payı (KÖP) alındığı, KÖP’ün, herhangi bir yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile bu miktarın istirdadı için talepte bulunulduğu, davalı tarafından ise bu miktarın KÖP değil, Atık Su Arıtma Bedeli olduğunun iddia edildiği, davacı tarafından yapılan bu ödemenin ihtilafsız olduğu, bu ödemenin yasal dayanağının bulunup bulunmadığı, davalıya istirdadının gerekip gerekmediğinin ihtilaflı olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.

Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; “Davacı —–İle davalı—–Genel Müdürlüğü arasındaki davada neden olduğu kirliliği önleme adına endüstriyel tesislerde yapılan kontrollere istinaden alınan davacı —— Atıksularının Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği nin “Kirlilik Önlem Payı’na ilişkin 24. Maddesini iptal eden —–. Vergi Mahkemesi kararını gerekçe göstererek bu yükümlülükten kaçınmasına ve 53.058,00 TL lik atıksu arıtma bedelinin faiziyle birlikte iadesini talep etmesine hak verilemediği, ——Genel Müdürlüğü’ nün Atık suların Deşarj Yönetmeliğini ihtiyaç dahilinde güncelleme durumu olduğu, Tesiste yapılan kontrollerde numune alınan tarihte hangi yönetmelik güncelse o yönetmeliğe göre işlem yapıldığı,” şeklinde rapor sunulmuştur.

Bilirkişi tarafından verilen ek raporda özetle; ” —–Atıksuların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği’nin güncel hali 2013 yılında yayımlanmış olup (—— Genel Müdürlüğünün websitesinde de bulunmaktadır) sonraki seneler için değiştirilen maddeler aynı yönetmelik içerisinde “Yönetmeliğin İlk Hali Üzerinde Sonradan Yapılan Değişikliklere İlişkin Bilgiler” kısmında belirtilmektedir. Yayınlardan da görüldüğü üzere Yönetmelik her yıl ihtiyaç olan ilgili maddeleri revizyona uğrayarak hiç bir sene yürürlükten kaldırılmadan güncellendiği, 07.04.2004 – 12.04.2004 tarihleri arasında tahakkuk edilen bedelin raporda belirtilen cümle içerisinde AAB yazılmış olsa da bu tahakkukun hesabının açıklandığı kısımda da belirtildiği şekilde “KÖP=AAB= 3*442*5(12/04/2004-07/04/2004)*0,2″ tanımlamalarda da aynı olduğu için hesapta AAB ve KÖP’ün aynı bedeller olduğu belirtilmek istendiği ” şeklinde rapor sunulmuştur.

Davacı şirketin ticarethane işlettiği binayı boşaltıp, başka bir yere taşındığı, eski binanın yıkımı için davalı idare tarafından 15/03/2016 tarihinde 53.058,00 TL kirlilik önleme payı tahsilinin haksız olduğu, dayanak Yönetmeliğin iptal edildiği iddiası ile, bu miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talep edilmiştir. Gönderilen işlem dosyasında davacı ile davalı arasında —– nolu sözleşme bulunduğu, davacıdan tahsil edilen miktarın 15/05/2014 tarihli ve—– sayılı —-Genel kurulu kararı ile yeniden tanzim edilen ve 02/06/2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren ——Atıksuların Kanalizasyonu Deşarj yönetmeliğine göre verilmiş olduğu anlaşılmıştır.Davacının belirttiği —–Vergi Mahkemesinin ilamı ise —— esas nolu dosya olup, bu karar eski tarihli yönetmeliğe ilişkindir. Dava konusu işlem ise, 02/06/2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğe göre tesis edilmiştir. 2014 tarihli yönetmeliğin iptal edildiği, iddia ve ispat edilememiştir. Davacı —–İle davalı—–Genel Müdürlüğü arasındaki davada Neden olduğu kirliliği önleme adına endüstriyel tesislerde yapılan kontrollere istinaden alınan davacı —– Atıksularının Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği nin “Kirlilik Önlem Payı’na ilişkin 24. Maddesini iptal eden——–Vergi Mahkemesi kararını gerekçe göstererek bu yükümlülükten kaçınmasına ve 53.058,00 TL lik atıksu arıtma bedelinin faiziyle birlikte iadesini talep etmesine hak verilemediği,—— Genel Müdürlüğü’ nün Atık suların Deşarj Yönetmeliğini ihtiyaç dahilinde güncelleme durumu olduğu, tesiste yapılan kontrollerde numune alınan tarihte hangi yönetmelik güncelse o yönetmeliğe göre işlem yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmekle uzman bilirkişi tarafından, kök ve ek raporun gerekçeli usul ve yasaya uygun düzenlenmiş olduğundan mahkememizce itibar edilerek davacının iddialarının yerinde olmadığı anlaşıldığı, yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90-TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 906,10TL harcın mahsubu ile artan 726,20-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.