Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/557 E. 2021/850 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/557 Esas
KARAR NO: 2021/850
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 09/09/2021
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; borçlu —- bankanın—- borçlusu olduğunu, bankaya olan mevcut borçlarının ödenmemesi üzerine borçlu şirkete —- yevmiye no’lu ihtarnamesi keşide edildiğini ve bu ihtarnamede kredilerden doğan ödenmeyen borcun ödenmesi ihtarında talebinin sonuçsuz kalması üzerine bu defa borca mahsuben vermiş olduğu ——yönünden kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ise borcun doğumundan sonra tasfiyeye girdiğini ve şirketin yetkilisi ve aynı zamanda müvekkili olan bankaya borçlu olan şirketin müteselsil kefili—– tasfiye memuru olarak atandığı da ilan edildiğini, her ne kadar şirketin tasfiye işlemleri tamamlanmış ve şirketin ilgili —— terkini tescil edilmişse de borçlu şirketin müvekkili bankaya olan borcu devam etmekte olup, tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmadığını tüm bu nedenlerle ticaret sicilindeki kaydı terkin edilen —-şirketinden alacaklarının tahsil edilebilmesi için şirketin İhyası ile ——- yeniden tesciline ,borçlu şirketten mevcut alacağımızn kaydı ek tasfiye gerektiğinden —- şirkete yeni bir tasfiye memurunun atanmasına ,alacak kaydımızın işlenmesine ve bu durumun ——- tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın müvekkili yönünden reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı cevap dilekçesi vermemiş ve duruşmalara da katılmamışlardır.
Mahkememizce; —–hangi nedenle, hangi usulle, hangi yasal düzenleme gereği, hangi tarihte terkin edildiği hususu celp edilerek incelenmiştir.
Dava, —- tasfiye sonucu terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan —– istemine ilişkindir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde, sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği — terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Şirket tüzel kişiliğinin ihyası davasının, ihyası istenilen şirketin tasfiyesini yürütmüş olan tasfiye kurulu üyeleri veya tasfiye memuru ile yasal hasım durumundaki terkin işlemini yapan ticaret sicil memurluğuna husumet yöneltilerek açılması gerekmekte ve bu hususun mahkemece re’sen nazara alınması icap etmektedir. Bu tür davalarda husumet tüzel kişiliği kalmayan şirkete veya şirket ortaklarına yöneltilemez.
—– belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik,—–kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik —- terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Somut olayda, davacı bankanın, ihyası istenen şirket aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla —- yevmiye no’lu ihtarnamesini keşide edilmiş ve bu ihtarnamede kredilerden doğan ödenmeyen borcun ödenmesi ihtarında bulunulduğu, ihyası istenilen şirketin —- tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan kararla şirketin tasfiyesine karar verilerek, davalı — tasfiye memuru olarak atandığı, tasfiye kararı kapsamında —- tarihinde şirketin kapanışının sicile tescili yapılarak, unvan ve işletme kaydının sicilden silindiği, tasfiye memurunun tasfiye öncesinde şirketin tüm borçlarını tespit ederek tasfiyeyi tamamlaması gerektiği gözetildiğinde usulünce yapılmış tasfiyeden söz edilemeyeceği, —- maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası koşullarının oluştuğu anlaşılmakla,davacı bankanın dava konusu şirketle akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağının tahsili işlemleriyle sınırlı olmak üzere sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle ihyasına,—— yeniden tesciline, karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı —- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın ve birleşen dosya davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda Açıklanan Nedenlerle):
1-Davanın KABULÜ ile,——– numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicilden terkin edilen —— kaydının, davacı bankanın dava konusu şirketle akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağının tahsili işlemleriyle sınırlı olmak üzere İHYASINA, şirketin bu konu ile sınırlı olarak ——–yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı—–yapılmasına, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Kararın —– tescil ve ilanına,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken —– harç dava açılırken peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan —– yargılama giderinin davalı —– alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı ——— alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekili ve davalı tasfiye memurunun yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde——– Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021