Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/538 E. 2022/120 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/538 Esas
KARAR NO: 2022/120
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/08/2021
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili ile davalı şirket de başta olmak üzere birkaç şirketinde kurucusu ve pay sahibi olarak ——-konularında mühendislik ve tasarım odaklı faaliyetlerini sürdüren girişimci olduğunu ve davalı şirkette—- pay sahibi konumunda olduğunu, huzurdaki iş bu davaya konu davalı —— yılında kurulduğunu, —-sermayeli olan şirkette paylar —hisseye bölündüğünü, her payın —- değerinde olduğunu, davalı —– dava dışı ——-TTK m. 195 kapsamında hâkim ortağı durumunda olduğunu, davalı şirketin daha önce bu şirketteki payı —–, şirketten alacağı olmasına rağmen sermaye artırımında rüçhan hakkını kullanmayarak pay oranı — düştüğünü ve buna karşılık —- pay oranı artarak — ulaştığını, müvekkilinin payının ise bu şirkette — düştüğünü, davalı şirketin, bağlı ortaklık konumunda bulunan——-sermaye payının artırılmasından sonra çok yoğun bir ticari ilişkiye girmiş bulunmakta olduğunu, esasen davalı şirketle bağlı şirketin ——-bazılarının aynı olduğunu, davalı şirketin yoğun ticari ilişki içinde bulunduğu diğer bir şirket olan ——- olduğunu, bu şirketin davalı şirketin büyük pay sahiplerinden ——– tarafından kurulduğunu, şu anda paylarının tamamı inançlı malik durumunda olan tek bir pay sahibinde bulunmakta olduğunu, şirketin kurucu ortağının ise halen —– bordrosunda çalışan olarak görünmekte olduğunu, bu şirketin davalı şirketin tedarikçiliğini yaptığının bilindiğini, aynı zamanda bu şirketin, davalının bağlı ortağı —- önceki eski kiracısı olduğunu, esasen davalı şirketin paylarının —–sahip ortakları arasında —– yılından itibaren ihtilaflar bulunmakta olduğunu, şirket sermayesinin —- şirket yönetimini onlara teslim etmekte, karşılığında kendisini yüksek ücretle yönetici seçtirmekte, davalı şirketin hakim ortağı olduğu ve yönetim kurulunu kendilerinin oluşturduğu bağlı şirket —- gizli ortak olarak akrabasına kurdurduğu —– ilişkilere girerek davalı şirket ve pay sahibi olarak müvekkilini zarara uğratacak işlemler yaptığı kuşkusunu uyandırmakta olduğunu, müvekkilinin genel kurul dışında ve genel kurulda davalı şirketten talep ettiği bilgilerin ise kendisinden özenle saklanmakta, davalı şirketten diğer şirketlere servet transferi yapıldığı şüphesini uyandıracak işlemler icra edilmekte olduğunu, davalı şirketin —- yılına ilişkin genel kurul toplantısının ertelenen —–tarihinde icra edildiğini, toplantı gündeminde; —— görüşülmesi ve kar dağıtılıp dağıtılmayacağı konusundaki önerisinin kabulü, değiştirilerek kabulü veya reddi—— işlem yapma ve rekabet yasağının kaldırılması, maddelerinin yer aldığını, alınan kararların, iptalinin gerektiğini, gündemin—— yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesine karar verilmesine karşılık, davalı şirkette yönetici olarak bulunan ve faaliyet raporlarında da —- olarak yer alan —– birlikte menfaat birlikteliği içinde hareket ettiği aşikâr olduğunu, kanun koyucu TTK m. 436/2 maddesini bu durumlarla karşılaşılabileceği için açık bir şekilde düzenlediğini, iş bu maddenin—— üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, —— ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz.” şeklinde olduğunu, bu hükümden de anlaşılacağı üzere yönetimde görevli pozisyonda imza yetkisine haiz bulunan kişilerin de oy haklarını kullanamayacakları düzenlendiğini, dolayısıyla huzurdaki davada danışman ——– her ne kadar davalı şirket yönetim kurulunda yer almasa da davalı şirketi birçok platformda temsil etmekte olduğunu, yurtdışında yer alan fuarlarda davalı şirket adına görüşmeler yapmakta yani adeta yönetici gibi hareket etmekte olduğunu, bu durumda şirket ile arasında çıkacak menfaat uyuşmazlıklarında tarafsız kalamayacağını ve bundan şirketin zarar görebileceğini düşünerek bu gibi durumlarda oy hakkının kullanılması kanun tarafından kabul edilmediğini, TTK hükümlerine uymadan gerçeğe aykırı bilanço düzenleyen, faaliyet raporu tanzim eden yönetim kurulu üyelerinin, şirketin danışmanı sıfatı ile yönetime katılan, hatta yönetimi bizzat fiilen yerine getiren —– kabul oyuna karşılık ——- red oyu ile ibra edildiklerini, Bu oylamanın TTK m. 436/2 hükmüne aykırı olduğunu, ibra oylamasında, şirketin işlerine herhangi bir surette katıldığı aşikâr olan, şirketten yüksek miktarda danışmanlık ücreti alan yönetici sıfatı bariz olan——- oyu ile alındığı için kanuna aykırı olduğunu ve iptalinin gerekmekte olduğunu, yönetim kurulunun, —— karlılık durumunun görüşülmesi ve kar dağıtılıp dağıtılmayacağı konusundaki önerisinin kabulünün, değiştirilerek kabulü veya reddi konulu gündemin —— iptali gerekmekte olduğunu, TTK 413/2 maddesi gündemle ilgili düzenleme içermekte olduğunu, ilgili maddede düzenlenen gündeme bağlılık ilkesi gereğince genel kurul toplantılarında sadece, toplantıdan evvel paydaşlara usulünce duyurulan gündemde belirtilen hususlar hakkında görüşme açılabileceğini ve karar verilebileceğini, bu sebeple, kural olarak gündemde bulunmayan konular genel kurulda görüşülemeyeceğini ve bu konular hakkında karar alınamayacağını, bu nedenle gündemin—— dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil ettiği için iptali gerekmekte olduğunu, gündemin 10. maddesinde yönetim kurulu üyeleri için TTK m. 395 ve 396 kapsamında, şirketle işlem yapma ve rekabet yasağına tabi olmayacaklarına dair verilen izinde kanuna ve dürüstlük kararına aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle davalı şirketin —— faaliyet yılına ait genel kurul toplantısında alınan —– kararların iptali ile yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın —–yılından bu yana müvekkili olan şirketin tüm genel kurulları ile ilgili —— davası olmak üzere üç adet dava açtığını, müvekkili olan şirketin —- —–iptali davası yanında yine aynı mahkemede —- sayılı dosyası ile bilgi alma ve inceleme, —- sayılı dosyası ile de —– davası olmak üzere üç dava açtığını, davacının—— yılından bu yana açtığı bu davaların tamamını kayıp ettiğini ve bir çoğunun da kesinleştiğini, yakın tarihli olan genel kurullarla ilgili davaları ise birinci mahkemede kaybedilmiş istinafta bekleyen derdest davalar olduğunu ve davacı tarafın devam eden davaların hiçbirini kazanamadığını, müvekkili olan şirketin başarılı bir şekilde yönetildiğini, davacının bu başarılı yönetim sonucunda şirketteki hissesinin değerlendiğini ve aldığı temettünün her yıl arttığını, davacı tarafın açmış olduğu bu tür davaları hukuki yarar gözeterek açtığını iddia etse de bu davaları açmakta hukuki faydasının olmadığını ve yönetimi gereksiz meşgul ederek daha verimli çalışmasını engellediğini, bunun sonucunda da hem kendisi hemde müvekkili olan şirketin maddi ve manevi zarar gördüğünü, davacı tarafın açtığı davaların hiçbirinde hukuki bir yarar olmadığını, davacı tarafın —– yılına kadar yürüttüğü —- görevinden başarısızlığı nedeniyle azledildiğini, bu azil sonucu yönetime ve diğer ortaklara o günden beri husumet beslediğini, müvekkili olan şirketin—- faaliyet yılına ait genel kurul toplantısında alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış,——- ilk kuruşundan bu yana oluşan tüm —- davalı şirketin —- tarihinde yapılan — ilişkin —– —- tutanağı celp edilerek incelenmiş, davalı şirkete yazı yazılarak açılan iş bu davanın konusu ile duruşma gününün ilan edilmesi ve şirketin internet sitesine konulması talep edilmiş, davalı şirketin ticari defterleri incelenmek suretiyle bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; davalı şirketin — tarihinde yapılan — faaliyet yılına ait genel kurul toplantısında alınan —- numaralı kararların iptali istemine ilişkindir.
TTK m. 445 uyarınca genel kurul kararının iptali davasının iptali talep edilen —- alınma tarihinden üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. İşbu davada iptali talep edilen kararlar— tarihinde alınmış ve dava —- açılmış olmakla, davanın üç aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK’nin 446 maddesinde genel kurul kararlarının iptalinin kimler tarafından talep edilebileceği açık biçimde düzenlenmiştir. Maddeye göre, (i) toplantıda bulunup karara olumsuz oy veren bu durumu toplantı tutanağına geçirten pay sahipleri ile (ii) toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, — yönetim kurulunun ve —- kararlatın yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere, toplantıya katılan pay sahipleri açısından iptal davası açabilmenin şartı -eğer pay sahibi çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini iddia etmiyorsa- karara olumsuz oy kullanmak ve bu durumu toplantı tutanağına geçirtmek olarak düzenlenmiştir. Dava konusu genel kurul toplantı tutanağının altında davacının alınan kararlara muhalefet şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
İptal talebine konu — nolu karar yönünden:
Genel kurulun iptal talebine konu edilen—-faaliyetlerinden dolayı ibra edilmelerine ilişkindir. Davacı vekili, oylamanın TTK’nun m. 436/2 hükmüne aykırı olup, ibra oylamasında, şirketin işlerine herhangi bir surette katıldığı aşikâr olan, şirketten yüksek miktarda danışmanlık ücreti alan yönetici sıfatı bariz olan —- oyu ile alındığı için kanuna aykırı olup iptali gerektiği iddiasında bulunmuş ise de; yönetim kurulu üyelerinin gerek kendi gerekse diğer üyelerin ibrasında TTK 436/2 maddesi gereği oy kullanmadıkları, celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, şirket ortağı —- yönetimde görevli imza yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla davacı ortağın muhalefet gerekçesinin yerinde olmadığı kanaatiyle genel kurulun iptal talebine konu — nolu maddesi yönünden davacı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
İptal talebine konu — nolu karar yönünden:
Genel kurulun iptal talebine konu edilen —- kurulu üyelerine temettü ikramiyesi verilmesine ilişkindir. Davacı vekili, toplantı gündeminde yer almayan yönetim kurulu üyelerine temettü ikramiyesi adı altında ikramiye dağıtılması için alınan kararın TTK’nun 413/2 ve dolayısıyla TTK’nun 445 maddesine aykırılık teşkil ettiği için ve öneri ile dağıtılması planlanan temettü ikramiyesi ile yönetim kurulu üyelerine örtülü kar dağıtımı yapılmakta olduğu iddiasıyla iptali gerektiği iddiasında bulunmuş olup; her ne kadar TTK’nın 413. maddesinde gündeme bağlılık kuralı düzenlenmiş ise de, bu durum gündemde bulunan konuların genel kurulda müzakere edilmesi ve karara bağlanması ile ilgilidir. Kaldı ki iptali talebine konu —– maddelerinin bu konuyu içerdiği, ayrıca —– uyarınca yönetim kurulu üyelerine tutarı esas sözleşme ile veya —- belirlenmiş olmak şartıyla —— ödenebileceğinin düzenlendiği, dolayısıyla davacı ortağın muhalefet gerekçesinin yerinde olmadığı kanaatiyle genel kurulun iptal talebine konu—- nolu maddesi yönünden de davacı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
İptal talebine konu —- nolu karar yönünden:
Genel kurulun iptal talebine konu edilen —- yönetim kurulu üyelerine TTK’nun 395 ve 396. Maddelerince izin verilmesine ilişkindir. Davacı vekili, gündemin—- yönetim kurulu üyeleri için —-kapsamında, şirketle işlem yapma ve rekabet yasağına tabi olmayacaklarına dair verilen iznin kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu için iptali gerektiği iddiasında bulunmuş olup; TTK’nın 395 ve 396. maddeleri çerçevesinde alınan kararlarda, hakkında izin verilen yönetim kurulu üyelerinin şirketle kendi arasındaki kişisel nitelikteki bir iş ve işlem olan hususun oylamasında oy kullanamayacağı gibi TTK’nın 436/1. maddesinde sayılan yakınların da bu kararların oylanmasında oy kullanmaları mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda, yasanın emredici hükmü doğrultusunda hakkında izin verilen —- kendileri ile ilgili kararın oylamasında oy kullanmadıkları, kararın geçerli ve yeterli nisapla alındığı, ayrıca alınan kararın dürüstlük kuralına da aykırı olmadığı kanaatiyle genel kurulun iptal talebine konu —- nolu maddesi yönünden davacı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM (Yukarıda açıklanan nedenlerle):
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin yatırılan toplam 59,30 TL hacın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-)Davalı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı HMK md. 333 uyarınca karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2022