Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/535 E. 2022/473 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/535 Esas
KARAR NO: 2022/473
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/08/2021
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde,— sıralarında, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü davalı — yönetimindeki —- plaka sayılı —-markaltip araç ile seyir halinde iken — takiben seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde aracının Ön sol muhtelif kısımları ile önünde mevcut trafiğe göre seyir halinde olan dava konusu araç sürücüsü dava dışı —— plaka sayılı —–aracın arka sağ köşe muhtelif kısımlarına çarpmasını takiben, çarpmanın etkisi ile savrularak aracının ön muhtelif kısımları ile yol üzerinde bulunan ağaca çarpması sonucu, maddi hasar ile neticelenen dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, kazada —- plaka sayılı araç sürücüsü——– tek ve asli kusurlu olduğunu, kaza sebebi ile davalı —müracaatta bulunulduğunu ve bir sonuç alınamadığını beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, hasar bedelinin şimdilik — kaza tarihi itibari ile işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline söz konusu hasarın tespiti için yapılan —- ekspertiz raporu giderinin davalı sigorta şirketinden tahsiline, Yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Kusur konusunda uzman bilirkişiden kusurun tespitinin yapılması gerektiğini, Müvekkiline sorumluluğun atfedilebilmesi için gerçek zararın tespitinin gerektiğini, eş değer parça üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan ödemenin dikkate alınarak, iskonto uygulanması gerektiğini, fatura ibrazi olmadığından —- bedeline hükmedilmemesi gerektiğini, oluşan zararın haksız fiilden kaynaklandığını bu sebeple yasal faiz uygulanması gerektiğini beyanla; Müvekkil sigorta şirketine hasara ilişkin gerekli inceleme ve değerlendirmeleri yapma imkanı verilmeyip, teminat kapsamı dışına çıkarılan iş teminat dışı taleplerin esastan reddine, aksi halde maddi tazminat taleplerinin mevzuata uygun hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, —– kusur raporu alınmasına, Alanında uzman bilirkişilerce maddi hesaplaması yapılmasına, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin başvurana tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, müvekkilinin adresinin—-olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin —-Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, huzurdaki davada ön görülen sürelerin geçtiğini dolayısı ile davanın zamanaşımına uğradığını, talep edilen ekspertiz ücretinin oldukça fahiş olup, doğruluğu ve gerçekliği mümkün olmadığından talep edilmesi kanuna uygun olmadığını, Müvekkilinin, aracın maliki olup sürücüsü olmadığını, dolayısıyla iddia olunan kaza ile bir ilgisi bulunmamakta olup, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, Müvekkilinin —-sahibi olduğunu, bahsi geçen araç müvekkilin satış araçlarından biri olduğunu, önceden tanıdığı diğer davalı —- adlı kişi ceza evinden abisinin çıkacağını ve onu almak için araca ihtiyacını kendisine söylemesi üzere aracı hatıra binaen kullanım amacıyla verdiğini, araç ile —– adlı şahıs 1 hafta İstanbul’da kalmış, akabinde dönüşte aracı sağlam bir şekilde teslim aldığını, aracı teslim aldığında, araçta herhangi bir kusur yahut problem görmediği için aracın kazaya karıştığı izlenimine de kapılmadığını, davacı araçta meydana geldiği iddia edilen hasarın işbu kaza doğrultusunda mı olduğu, kazanın şiddetinden böyle bir hasar meydana gelip gelmeyeceği tespit edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, kaza tarihinden itibaren faiz taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, müvekkil işbu davanın açılması ile maliki olduğu aracın kazaya karıştığını öğrenmiştir. Dolayısıyla muaccel bir borç yahut dava öncesi bir bildirim yapılmadığını, haksız ve hukuka aykırı talep olunan faizi, faizin başlangıç tarihini, faiz miktarını da kabul etmediklerini beyanla; davanın öncelikle usulden reddini, yapılacak yargılamada tüm delillerin toplanmasından sonra davacının açmış olduğu davanın esastan reddini, Yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Diğer Davalı —–kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, meydana gelen trafik kazası nedeni ile oluşan zararın tazminine yönelik olarak açılan tazminat davasıdır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle; —- tarihinde meydana gelen trafik kazasında; Davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü —-oranında kusurlu olduğu, Dava konusu araç sürücüsü—–kusursuz olduğu, söz konusu kazaya ait —Kaza ihbar nolu tramer kaydındaki kazaya karışan araç sürücülerinin—-arası mutabakat ile sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesi dikkate alındığında;— plaka sayılı dava konusu araç sürücüsünün kusursuz (%0) olduğu, diğer —plaka sayılı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, tespit edildiği görülmüş olup, TRAMER kusur durumunun tespit edilen kusur durumu ile uyumlu olduğu, Dosya kapsamında —– tarihleri arasında geçerli olmak üzere —– bulunduğu, Dava konusu hasar tazminatı talep edilen —- plakalı araçta meydana gelen hasarın durumunun, olay yeri hasar fotoğrafları da dikkate alındığında, kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, Dava konusu —- meydana gelen toplam hasar tutarının kaza tarihi itibariyle serbest piyasa koşullarında ———olabileceği,” şeklinde rapor sunulmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, —— maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı ——— göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden,——-motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir ———–
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir —–
Somut olayda davalı— plakalı aracın sürücüsü, davalı — aracın maliki, davalı —– sigortacısıdır. Davacının meydana gelen zararından —-göre davalılar müştereken ve müteselsilen sorumludurlar. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davaya konu kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, davalı —— ise % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının gerçek zararının —– olduğunun denetime elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden rapor hükme esas alınarak, davanın kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Davalılar araç sürücüsü ve araç maliki yönünden haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden, davalı sigorta yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren kabulüne karar verilen alacak miktarına faiz işletilmiştir.
Her ne kadar davalı — vekili tarafından yetki, zamanaşımı, husumet itirazlarında bulunulmuş ise de kazanın ——tarihinde gerçekleştiği dikkate alındığında KTK 109. Maddesinde belirtilen — yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalı araç malikinin sigorta ve araç sürücüsü ile birlikte meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu olduğu, davalı sigortanın yanında araç maliki ve sürücüye dava açılmış olması ve davalı sigortanın adresinin de mahkememiz yekti alanında bulunması sebebiyle HMK 7 ve 16. Maddeleri gereğince yetki, zaman aşımı ve husumet itirazları yerinde görülmediğinden reddedilmiştir.
Ayrıca davacı tarafından zararın giderilmesi için —–başvurulmuş ise tahkim komisyonu tarafından esas hakkında bir karar verilmediği görüldüğünden derdestlik veya kesin hüküm doğuracak bir durum görülmediğinden yargılamaya devam edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; —- hasar bedelinin davalılar —- yönünden kaza tarihi olan—– tarihinden, davalı —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı —— yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 8.789,69 -TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harç ile 2.181,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 6.549,39-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin nispi harç ve 2.181,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.299,60 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 221,70 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.121,70-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 16.174,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı —– vekilinin ve Davalı——vekillerinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde———Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022