Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/505 E. 2022/446 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/505 Esas
KARAR NO: 2022/446
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/08/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—–sistemi üzerinden —- tarihinde müvekkili şirket bünyesinde yatırım hesabı açtığını ve müvekkili —— yapıldığını, mevcut sözleşmenin ilgili hükümleri uyarınca müvekkili şirket tarafından, davalının talimatıyla, davalı nam ve hesabına yatırım işlemlerinden kaynaklı çeşitli işlemlerin gerçekleştirildiğini, davalının işlem hacmi belli bir seviyeye ulaşınca, kendisine — tarihinde yatırım danışmanı tanımının yapıldığını ve — veri aboneliğinin açıldığını, —-tarihinde banka devir sisteminin sehven iki kez çalıştığını, yaşanan bu teknik sorun nedeniyle sistemin, davalının teminat limitinin üzerinde alım yapmasına izin verdiğini ve davalının hesabına fazladan paranın geçtiğini, davalının da mevcut bu parayla hisse senedi aldığını, sorun bildirildiğinde davalı ile iletişim kurulduğunu, kendisine parayı iade etmesi ya da fazladan aldığı hisse senetlerini satmasının istendiğini, ancak davalının internet bankacılığından hesap hareketlerini incelemek ve bir hata olup olmadığına emin olmak istediğini müvekkili şirkete ilettiğini, davalının talebinin —- ilgili birimlerine iletildiğini, ayrıca davalıya incelemesi için yatırım danışmanı tarafından —- tarihinde işlem ekstrelerinin gönderildiğini, ancak davalının bu ekstrelere güvenmediğini, kendisinin internet bankacılığından alacağı ekstreyi dikkate alacağını ilettiğini, bu süreç zarfında yatırım danışmanının davalıya borcunu ödemezse resen satış yapması gerekeceğini bildirdiğini, ancak davalının —- tarihinde banka şubesi aracılığıyla hisse senetlerini başka bir kurum nezdinde başka bir kişiye ait yatırım hesabına, hesapta eksi bakiye varken virman yapılmamasına rağmen, yine sistemden kaynaklı hata sonucu virman yaptığını, davalının taleplerinin müvekkili şirket tarafından derhal yerine getirilmiş ve gerekli aydınlatma sağlanmış ise de davalının iyi niyetten uzak bir şekilde, esasen kendisine ait olmayan müvekkili şirket nezdindeki varlıklarının dahi başka bir kurumda, başka bir kişinin hesabına virmanlandığını,— tarihinde müvekkili şirket tarafından davalıya, —-yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnamede – belirtildiği üzere, —-tarihinden itibaren gerçekleştirilen mevcut işlemlerde, müvekkili şirketin, varant, hisse senedi alımından ve/veya bedelli sermaye artırımı rüçhan hakkı kullanımı ile saklama ——- alacağından kaynaklı bir takım alacak haklarının doğduğunu, ihtarnamede, — tarihi itibariyle, davalı tarafından yükümlülük süresi içinde ödenmeyen —- olmak üzere toplam — üç iş günü içerisinde müvekkili şirkete ödenmesinin gerektiği, mevcut tutarların – tarihi itibariyle geçerli olduğu, bu tarihten sonra ödenecek tutarlar için müvekkili şirkete başvurularak güncel tutarları talep edilmesinin gerektiğinin ihtar ve ihbar olunduğunu, ancak davalı —- belirtilen süre içerisinde herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, müvekkili şirkete,—- tarihinde —- yevmiye numaralı ihtarname ile karşı cevaplarını sunduğunu, davalı tarafından, ihtarnamede, hesap hareketlerinin incelenmesine izin verilmediğini belirtilmişse de müvekkili şirketçe davalıya gönderilen —– yevmiye numaralı ikinci ihtarnamede de belirtildiği gibi, — internette hesap özeti görüntüleme konusunda yaşanılan sorunun — birimlerine ivedilikle iletildiği, davalının talebine istinaden —- tarihinde hesap özetinin davalıya gönderildiği, bunu yanı sıra davalıya geniş tarih aralığı seçimlerinde bu hatayı aldığı ancak yakın tarih seçerek hesap özetini görüntüleyebileceği bilgisinin verildiğini, ayrıca her gün sonunda gerçekleşen işlemlerin özetinin, —–davalının banka sisteminde kayıtlı — iletildiğini, aynı zamanda müşterilere alternatif —–kanalları aracılığıyla da işlemlerini inceleme imkanının sunulmakta olduğu, müşterilerin kurum iletişim kanallarından bilgi talebinde bulunabileceklerinin davalıya bildirildiğini, bütün bunların yanı sıra — tarihinde, davalı —ait, hesap açılış tarihi olan —- tarihleri arasındaki hesap özetlerinin davalının —–adresine yeniden gönderildiğini, bu doğrultuda davalıya ait hesaptan sözleşmede yer alan ücret ve komisyon tarifesi dışında yasal olmayan herhangi bir kesintinin yapılmadığını, ——— hesap hareketleri ve işlem dökümünün düzenli olarak gönderildiğini ve ———- işlemleri inceleme imkanının sunulduğunu, davalının mağduriyetine neden olacak müvekkili şirketten kaynaklı herhangi bir bulgunun söz konusu olmadığını, davalı —- tarafından, bu süre zarfında herhangi bir ödemenin gerçekleştirilmediğini, alacağın tahsil edilmemesi üzerine, —- dosyası ile davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle öncelikle —– arabuluculuk numarası ile ticari uyuşmazlıktan doğan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ancak —- tarihinde sürecin anlaşmama olarak sonuçlandığını, bu sebeple de mahkeme nezdinde itirazın iptali davasının açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, davalının —–sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takip tutarları üzerinden takibin devamına, davalının aleyhine % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle;Yatırım hesabında, — tarihinde —- blokede parası olduğu için —- görüşmesi yaptığını, — hesabında bulunan—- şahsına ait olduğunu ve bu miktar ile hisse senedi alımı yapabileceğini söylediğini, hesabında daha önce yapmış olduğu hisse senedi alım satım işlemlerinde eksilme ve kesintiler olduğunu düşündüğünü ve blokedeki paranın buna karşılık geldiği kanaatine vardıktan sonra hisse senedi alım işlemi gerçekleştirdiğini, hisse alım işlemini gerçekleştirdikten günler sonra hesabının — olduğunu fark ettiğini, hesabının eksi bakiyede olmasından dolayı hesap hareketlerini incelemek istediğini, ancak hesabına girmek istediğinde, aylardır işlem yapmasına rağmen— süreciniz devam etmektedir uyarısı ile karşılaştığını ve—– yapılan işlem hareketlerini ni, bu durum ile ilgili olarak, —- bir çok kez — yetkililerini aramasına rağmen, hesabından yapılan geçmiş işlemlerini kontrol edemediğini, hisse senedi alım satım işlemi yapamadığını ve bu sebeplerden dolayı zarara uğrayabileceğini bildirdiğini, bu durumla ilgili şikayet kayıtları açtırdığını, yapılan tüm görüşmelere rağmen ——–süreciniz devam etmektedir uyarısının çözülemediğini ve geçmiş hesap hareketlerinin incelenmesine izin verilmediğini, davacı tarafından söylenildiğinin aksine, — internet bankacılığından hesap hareketlerinin incelenemediğinin— tarafından kabul edildiğini, defalarca yapmış olduğu şikayetler ve kayıtlarında mevcut olduğunu ve çözümsüz kaldığını, intenet bankacılığından hesap hareketlerini inceleyebilmek adına —— defalarca yapmış olduğu görüşmeler neticesinde konuya ilişkin durumun çözümlenmesi adına yapılan uğraşlarının neticesiz kalmasını sonucunda, hisse senedi —– yapamadığını, bu nedenle zarara uğrayacağını, hak mahrumiyeti yaşadığını ve davacı şirkete olan güveninin sarsıldığını söyleyerek, en doğal hakkı olan —— işlemi yapmak istediğini bildirdiğini, kendilerinin de onayı ile bu işlemin gerçekleştirildiğini ve hisse senetlerini sorun çözülene kadar, zarara uğramamak adına, rahatlıkla alım satım gerçekleştirebileceği bir hesaba aktardığını, —- şirketi ile yaşanan bu durumun yaşamış olduğu ilk anlaşmazlık olmadığını, geçmişte yapmış olduğu işlemlerde de maddi kayıplar yaşadığını kendilerine bildirdiğini ve bu konularla ilgili kayıtlar açtırdığını, —günü hesabında bulunan hisse senetlerini satmak istediği defalarca emir girmesine rağmen satış işleminin gerçekleştirilemediğini ve hisse senetlerini değer kaybetmesi neticesinde ciddi zararlar etmesine neden olunduğunu, —– altında, yatırım hesabından yapmış olduğu tüm hisse senedi al sat işlemlerinde şahsının uğradığı zararda “sistem kesinle hata yapmaz” denildiğini, davacının zarara uğradığını belirttiği bu konuda dahi bahsi geçen paranın hesabına aktarılmasında ve —– verilmesinde iki kez sistemin hata yaptığını belirtmekte olduğunu, yaşanan olaylar neticesinde davacının yatırımcı müşterisini zarara uğrattığını, hak mahrumiyeti yaşattığını ve işlemlerde güven ortamı sağlayamadığını, haksız olarak aleyhinde icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddine, davacının tüm taleplerinin reddine, davaya konu takibin iptaline, davacının, takip konusu edilen alacağın % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve HMK 329. gereğince disiplin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle,—— icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda ,” Dava Konusu İşlemin; Davalı, — tarihinde mobil bankacılık üzerinden satış talimatı vermek suretiyle, —– satmış olup, ilgili bedeller davacının —- tarihinde, işlem komisyonları kesildikten sonra toplam — olarak yatırılmıştır. Ancak, yine — tarihinde, davalı şirket sisteminin iki kez çalışarak toplam — hisse senedi bedeli, davacının —- numaralı yatırım hesabına —- kez daha yatırıldığı, yaşanan bu teknik sorun nedeniyle sistem, davalının mükerrer yatırılan tutar ile alım yapmasına izin verdiğinden; davalı da hesabına yatırılan bu para ile hisse senedi aldığı, davacı tarafından sistemde gerekli düzeltme yapıldıktan sonra, —takas günü, davalının hesabında yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle hesap bakiyesi —– dönüştüğü, davalı da şirket sisteminde yaşadığı sorunları gerekçe göstererek davacı şirket nezdindeki tüm pay senetlerini, hesabının eksi bakiyede olmasına rağmen, verdiği talimat ile—– tarihinde farklı bir kuruma aktarıldığı, davacı tarafından —-tarihinde tebliğ alan davalı —-, borcunu ödemesi için üç iş günü süre verildiği, verilen üç iş günü ödeme süresi göz önüne alındığında; davalı —-tarihinde temerrüde düştüğü, — davalı —- takip tarihi itibariyle, davalının hesabına mükerreren, fazladan yapılan alacak kaydı sebebiyle, —- ihtarname masrafı ve olmak üzere; toplam —- alacağının olduğu, Davacının, “takip tarihi itibariyle” hesaplanan alacağı – temerrüt tarihi ——-Davacının, icra ödeme emrinde yazılı faiz talebi ile tarafımca hesaplanan faiz alacağı arasındaki aleyhte farkın; davalının —— tarihinde temerrüde düşürüldüğü, yapılan hesaplamada, —— borç tarihinden, — temerrüt tarihine kadar olan süre için reeskont faizi, temerrüt tarihinden, takip tarihine kadar olan süre için temerrüt faizi hesaplandığı, davalı müşteri hesabına mükerreren, fazladan yapılan alacak kaydının davacı şirketin sistemindeki hatadan kaynaklanmış olduğu, davalının bunda hiçbir dahlinin bulunmadığı, bu sebeple alacağın muaccel hale geldiği —– tarihinden itibaren, reeskont faizinin üç katı tutarında temerrüt faizi işletilmesinin yerinde olmadığı, Mahkemece, —- göre, alacağın muaccel hale geldiği —- tarihinden itibaren, reeskont faizinin üç katı tutarında temerrüt faizi talep edebileceği” kanaatine varılması halinde ise davacının alacağının, —- ihtarname masrafı ve olmak üzere; toplam — olduğu, Davacının, “borç tarihinden, takip tarihine kadar olan” faiz alacağı — TBK 100. maddesi uygulanmak suretiyle, takip tarihinden, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar, —– reeskont faizinin üç katı oranında işleyecek temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle takibin devam edeceği, takdirin mahkemede olduğu ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların şartlardan; birinci şart, taraflardan birisinin malvarlığında bir eksilmenin vukubulmasına karşı, diğerinin malvarlığında bir çoğalmanın gerçekleşmiş olmasıdır. Bir malvarlığındaki eksilme, aktifin azalması ya da pasifin çoğalması şeklinde olabileceği gibi, aktifin çoğalmasına ya da pasifin azalmasına engel olma yoluyla da gerçekleşebilir.
İkinci şart; sözü edilen eksilme ile çoğalma arasında bir illiyet bağının bulunmasıdır.
Üçüncü şart, yine sözü edilen azalma ile çoğalmanın haklı bir sebebe dayanmamasıdır. Taraflardan biri, diğerine hükümsüz bir sözleşme gereğince misli mahiyette bir şey vermişse muteber olmayan sebebe dayanan bir iktisap söz konusudur. Sözleşmedeki şekil noksanlığı, fiil ehliyetsizliği, imkansızlık, hukuka veya ahlaka aykırılık, muvazaa gibi sebepler, butlan nedeniyle kazandırmayı geçersiz kılan sebepler olduğundan bu durumlarda kazandırma geçerli hukuki sebebe dayanmamaktadır.
Dördüncü şart; vukubulan iktisabın (çoğalmanın) sebepsiz iktisap kuralları dışında, özel bir hukuk kuralına dayanılarak iadesi mümkün olmamalıdır. Zira böyle bir imkan varsa artık sebepsiz iktisap kuralları değil, sözü edilen özel kurallar uygulanır. İadenin; istihkak davası, haksız inşaat sebebiyle tazminat davası, sözleşmenin ifası davası, sözleşmeden dönme sebebiyle iade davası, vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davası gibi yollarla gerçekleştirilmesi mümkünse, artık sebepsiz iktisap kurallarına başvurulamaz ————-
Anılan —— kapsamında somut uyuşmazlıkta, davalının davacı banka nezdindeki yatırım hesabındaki hisse senetlerini sattıktan sonra hisse senedi bedeli olan —– hesaba yatırıldıktan sonra mükerrer olarak bedelin bir kez daha davalı hesabına yatırıldığı, davalının bu bedel ile yeniden hisse senedi aldığı, sistemde düzeltme sonrası davalının hesabının eksi bakiyeye dönüştüğü, eksi bakiyeye rağmen davalının hisse senetlerini başka kuruma aktardığı dolayısıyla davalının davacı aleyhine sebebsiz zenginleştiği usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu ile sabit hale geldiğinden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davalının davacıya mükerrer ödeme nedeniyle aldıklarını iade etmesi gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Sebepsiz zenginleşen iyiniyetli ise bildirim tarihinden, iyiniyetli değil ise haksız iktisap tarihinden itibaren asıl alacağa temerrüt faizi işletilmesi gerekmektedir. Aslolanın davalının iyiniyetli olduğu, davacı tarafından davalının iyiniyetli olmadığının ispat edilemediği ve davaya konu olayın yaşanmasına davalının sebebiyet vermediği, davacının sistemsel arızasının sebep olduğu görüşü ile temerrüt tarihinden itibaren alacağa temerrüt faizi işletilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kısmen KABULÜ ile kısmen REDDİNE,
1-Davalı takip borçlusunun ——Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile; takibin, —-noter masrafı olmak üzere toplam —– yönünden devamına, kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren ——- üç katı oranında faiz uygulanmasına,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Kabulüne karar verilen takibe konu toplam 41.359,97 TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar harcı 2.825,29 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 468,55 TL harcı olmak üzere 69,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.287,74‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 468,55 TL peşin nispi harc ve 69,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 596,85 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 79,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 979,50 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 911,40 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 6.176,80 TL maktu/ nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre 1.228,23-TL.sinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 91,77 TL.sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı asilin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——- Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022