Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/498 E. 2023/166 K. 17.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/816 Esas
KARAR NO:2023/236
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ:06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin,———işyerinde her çeşit ekmek üretimi ile bu ekmeklerin toplu ya da perakende satış işi ile iştigal ettiğini, müvekkilinin davalıya satışını yapmış olduğu un mamulleri/ ekmek ürünlerinden dolayı davalıdan 571,01 TL alacağının bulunduğunu, davalının fatura alacaklarını ödememesi üzerine, davalı şirket aleyhine—– sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirtmiş olup, davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takip miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama masrafı ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibinin hesap ekstresine dayanarak ikame edilmiş olup ilgili faturaların sunulmadığını, hesap ekstresindeki alacakların muaccel olmadığını ve faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, iş bu faturaların açık yahut kapalı olduğuna dair herhangi bilgi vermeksizin takip yapan davacının iş bu davasının reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafın iş bu ekstrelere dayanak malların teslimini müvekkil şirkete yapmadığını, dosya kapsamında tebliğe ilişkin belgelerin bulunmadığını, TTK 21.maddesinin ikinci fıkrasında bir fatura teslim alan kişinin 8 gün içerisinde fatura içeriğine itiraz edebileceğinin düzenlendiğini, faturanın karşı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğünün faturayı düzenleyen davacı tarafta olup, iş bu hususun davacı tarafça ispatlanamadığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu ekstrenin kaynağı faturaların ibraz edilmediği ve ekte paylaştıkları şekilde tüm ödemelerin yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda faturalara konu malların tesliminin kanıtlanmadığını, kabul etmemekle birlikte; davacı tarafın
sunduğu faturalara ilişkin borçların tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkilce ödemelerin eksiksiz yapılmasına rağmen 1 senenin ardından bakiye borç varmış gibi yapılan kötü niyetle takibin kabul edilemeyeceğini, bankadan gelecek belge bilgi ve dilekçe ekinde paylaştıkları dekontlardan da görüleceği üzere söz konusu bedellerin davacı tarafa ödenmiş olup herhangi bir borçlarının bulunmadığını, ekte paylaştıkları muavin defterinde ——–faturadan da görüleceği üzere hesabın 1.963,83 TL’lik ödeme ile kapandığını, müvekkili tarafından, davacıya ödenen iş bu ödemelerin görmezden gelindiğini, mahkeme tarafından davacının ibraz ettiği ekstreye dayanak faturaların dosya içerisine alınmasını talep ettiklerini, beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle, ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır. Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,———-sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde buludğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Bilirkişi tarafından alınan raporda, Ticari Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Verilen yetki ile incelenen, davacı şirketin ——– yıllarına ilişkin ticari defterlerinin ———–beratlarının süresinde alındığı TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, takip konusu alacağı oluşturan faturaların kendi defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin —- yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı Alacağı Yönünden: Raporumuzun 6-Genel Değerlendirme bölümünde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, nihai ve hukuki değerlendirme Mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin —–icra takip tarihi itibariyle, iki adet faturadan kaynaklı 197,30 TL (—–kısmı ile —– fatura toplamı) faturaların teslim / tesellümüne ilişkin somut delili sunulmamış olsa da, ilgili faturaların davalı kayıtlarında da yer alması ile 394,60 TL tutarlı alacağını talep edebileceği, diğer faturalar ve içeriği ürünlerin davalıya teslimine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir belgenin bulunmadığından bahisle ispata muhtaç kaldığı, Faiz: davacı/alacaklı takip öncesinde faiz talebinde bulunmadığı için taleple bağlılık kuralı gereği bu konuda değerlendirme yapılmayacaktır. Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında reeskont avans faiz talebinin yerinde olduğu, icra inkâr tazminatı ve sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı, kanaatlerine ulaşıldığı bildirilmiştir.Somut olayda tarafların ticari defterlerini incelenmek üzere sunduğu, tarafların defterlerine göre davalıdan 394,60 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı gelir idaresinden gelen yazı cevabında bu faturaların kayıtlı olduğu, HMK 222/3. Maddesinde ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ———yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” hükmünün düzenlediği, alacağın diğer fatura ve içeriği ürünlerin ispata muhtaç olduğu bildirilmekle tanık dinlenildiği dinlenilen davacı tanıklarının beyanlarından teslim edilen ürünlerin kalan faturalara ilişkin ürünler olduğunun ispat edilemediği, kural olarak ispat yükü kendisine düşen taraf o vakıayı başka delillerle ispat edemezse son çare olarak yemin deliline başvurulması gerekmektedir.Yemin teklifine dayanan taraf bunu dava dilekçesinde veya cevap dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekir. Mahkeme ancak bu halde dava dilekçesinde veya cevap layihasında yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi halinde yemin teklifini hatırlatmakla yükümlüdür. Bu çerçeve de dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ise de davacı taraf yemin metni sunmayacağını beyan etmiştir. Davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmayacağının bildirilmesiyle ispat edilen kısım yönünden usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yolunda hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-Davalının ——- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 394,60 TL üzerinden iptaline, takibin aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 394,60 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 179,90 TL’nin dava açılırken davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 120,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 205,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.205,60 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %69,11 oranında olmak üzere 833,19 TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 394,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ ye göre belirlenen 176,41 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
10-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davada haklı çıktığı %69,11 oranında olmak üzere 407,75 TL tutarlı kısmının davacıdan, davada haklı çıktığı %30,89 oranında olmak üzere 912,25 TL tutarlı kısmının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma vasıtası ile yüzüne karşı miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2023