Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/497 E. 2022/152 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2021/497 Esas
KARAR NO : 2022/152

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 10/08/2021
KARAR TARİHİ : 04/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- arasında muhtelif tarihlerde ——– aktedildiğini, diğer davalının da sözleşmeye müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğunu, sözleşmeye istinaden ticari kredilerin kullandırıldığını, borçlarını ödemeyen borçluların hesabının kat edilerek,— ihtarnamesinin keşide edildiğini, İhtarnamadeki yazılı tutarların ödenmesinin talep edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için— dosyası ile borçlular aleyhine icra takibine geçildiğini, ancak davalının takibe itirazda bulunduğu, davalı taraf vekilince alacaklı görünen tarafa müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığı yönündeki itirazlarının gerçeği yansıtmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne itirazının iptaline, takibin 25.887,21 TL üzerinden devamına, davalının takibe konu alacak üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı yan kendisine usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen davacının dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, — icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, takipte ödeme emrinin davalı/borçluya tebliğ edildiği davalı borçlunun takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı-alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, davanın yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından alınan raporda özetle ,” davacı— üzerinden müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu,— İcra Takip tarihi itibariyle, kredi hesaplarından dolayı Davacı Bankanın Davalı borçlu Şirketten olan alacağı, —- olduğu, davacı Bankanın Davalı Müteselsil kefilden olan alacağının ise,—– işlemiş faizlerin % 5—–olmak üzere 15.204,68 TL, — Hesabı ———- asıl alacak, 1.070,10 TL işlemiş akdi faiz, 53,50 TL Faizlerin % 5 ‘ten hes. Gider Vergisi olmak üzere toplam 10.102,85 TL olduğu, davalı Müteselsil kefil yönünden İhtarla temerrüdün oluştuğu kanaatinde olunması halinde asıl borçlu şirket yönünden yapılan hesaplamanın geçerli olacağı, davacı Bankanın, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar davalı borçlulardan — alacak üzerinden —– —- Yönünden ise ; 9.020,62 TL asıl alacak üzerinden 33,00 oranında, %33 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 Banka——şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı dava, kredi sözleşmesi hükümleri ile, usul ve yasaya uygun hazırlanan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde ; davacı banka ile davalı —– Sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşme kasamıda kredili mevduat hesabında kredi kullandırdığı ve davalı ile imzaladığı genel kredi sözleşmesinde kefil olan —- TBK nın 586 vd göre geçerli şekil şartlarına uyarak müteselsil kefil olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilmesi için düzenlenen kat ihtarının Tebligat kanunu uyarınca mernis adresine çıkarılan ilk tebligatın mernis şerhsiz çıkartılması, gerektiğinden kefile yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmakla kefil yönünden takipten önce temerrütün oluşmadığı; asıl borçlu kat ihtarı usule uygun olarak yerine getirildiğinden takipten önce temerrütün oluştuğu kanaatine varılarak ve gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak bilirkişi raporunda hesaplanan fazlaya yönelik miktar üzerinden ise talebe bağlılık ilkesi gereğince ödeme emrinde belirtilen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile fazlaya yönelik talebin yukarıda izah edilen nedenle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur. Ayrıca alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kısmen KABULÜNE,
2-)Davalı takip borçlularının —— Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZININ KISMEN İPTALİ İLE;
——— talebin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı/borçlu —- olmak üzere ——–üzerinden takibin devamına,
– Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 oranında faiz ve faize %5 oranında ——- uygulanmasına,
————– olmamak kaydıylatalebin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı/borçlu———- olmak üzere toplam —– üzerinden takibin devamına
– Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 oranında faiz ve faize %5 oranında —-uygulanmasına,
– —-olmamak davalı—- yönünden —asıl alacak, —- işlemiş akdi faiz, — işlemiş faizlerin % 5 — olmak üzere —- üzerinden takibin devamına
-Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 oranında faiz ve faize %5 oranında —- uygulanmasına,
– ——– asıl alacak, ——-akdi faiz, —- olmak üzere toplam 9.981,45 TL üzerinden takibin devamına,
Kabulüne karar verilen takibe konu asıl alacağa takip tarihinden itibaren %33 oranında faiz ve faize %5 oranında —- uygulanmasına,
3-) Fazlaya yönelik talebin reddine
4-)Tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kabulüne karar verilen asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıların sorumlu olduğu asıl alacak miktarları gözetilerek davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Karar harcı 1.733,01 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 312,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.420,36‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 312,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 371,95‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.118,10 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.095,75 TL sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalan tutarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-)Davanın kabul edilen kısmı için davacı yararına karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-) Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —– arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre — ise davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
11-)Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.