Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/424 E. 2023/371 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/424 Esas
KARAR NO: 2023/371
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ: 07/07/2021
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirkete —– numaralı ve 17.07.2017 – 2018 vade tarihli Zorunlu Sigorta Poliçesi ile sigortalı —– plakalı aracın 19.05.2018 tarihinde —— —– idaresindeki bisiklet ile çarpışarak olay yerini terk etmesi neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kaza nedeniyle zarar gören —– tarafından maluliyeti nedeniyle açılan tazminat davası kapsamında taraflar uzlaşmaya varmış olup uzlaşma kapsamında 22.04.2021 tarihinde 60.000,00.-TL (Vekalet ücretleri için mevzuat gereği yapılan KDV ve stopaj tevkifatları ile zarar görene toplam 56.927,17.-TL) sigorta tazminat ödemesinde bulunulduğunu, ödemeye esas koşullar ise —— yapılan yargılama sırasında alınan kusur raporuna göre kusursuz —— %12 maluliyeti ve Mayıs 2018 (kaza dönemi) itibariyle son maaş bordrosunda yer alan 2.346,70.-TL aylık gelirin dikkate alınması ve TRH 2010 (1.8 Teknik Faiz) uygulanmak suretiyle oluştuğunu, meydana gelen kazada sigortalı —— plakalı aracın sürücüsünün olay yerini terk etmesi nedeniyle KTKZMMS Genel Şartları B.4.f gereği sigortalıya rücu hakkı doğduğunu, bu kapsamda, yapılan ödeme nedeniyle davalının, ödenen toplam 60.000,00.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücreti dahil tüm ferilerden sorumluluğu bulunduğunu, bu nedenle 60.000,00.-TL sigorta tazminatının, sigortalıya ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, arabuluculuk ücreti dahil olmak üzere yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128. madde hükmü uyarınca davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.

HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE; Dava hukuki niteliği itibariyle, sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödeme nedeni ile halefiyet ilkesi gereği yapılan ödemenin rücuen tahsiline ilişkin açılan tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak bilirkişiler —–ve —— 10/12/2022 tarihli raporunda özetle; dava dışı —– sevk ve idaresinde bulunan —– plaka sayılı aracıyla karışmış olduğu kaza %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücü —— kullandığı bisikletiyle karışmış olduğu kazada kusursuz olduğu; davacı sigorta şirketinin, davalı sigortalısına ödemiş olduğu tazminat tutarını rücu edebilme şartlarının oluşmadığını beyan ve rapor etmişlerdir. İtirazlar doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor talep edilmiş, bilirkişiler 01/03/2023 tarihli ek raporlarında; kök rapordaki görüş ve kanaatlerini aynen devam ettiğini beyan etmişlerdir.Bilirkişi kök ve ek raporun taraflara tebliğ edildiği görüldü. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Aynı kanunun 91. Maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir. Sorumluluk sigortaları TTK.nın 1473. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. “(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.” şeklinde belirtilmiştir.Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir 2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanun’un 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir. Bir zarar sigortası türü olan zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı işletenin sorumluluğunu yine ancak sorumlu olduğu çerçevede karşılamakla yükümlüdür. Bu bakımdan zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile işletenin poliçe limiti dahilinde tazminat sorumluluğunu yüklenen sigorta şirketi gerçek zarardan, işletenin ve eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında sorumlu tutulabilecektir. Bu tür davalarda, sigortacı, 2918 sayılı KTK’nın 95/2.maddesi uyarınca; tazminat yükümlüğünün azaltılmasına ve kaldırılmasına ilişkin halleri 3.kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Bu rücu hakkı, kaynağını halefiyet ilkesinden almamakta, sözleşme ve yasa gereği sigorta ettirene karşı defi hakkı bulunan sigortacı, bu hakka dayanarak kendi sigortasına dönebilmesi kuralından kaynaklanmaktadır.Somut olayda davacı, davalıya ait aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısıdır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının işletene rücu hakkı” başlığı taşıyan B.4 maddesi gereği ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir. Rücu sebepleride belirtilmiş olmakla beraber somut olayda olduğu gibi sürücünün kaza mahallini terk etmesi tek başına rücu sebebi değildir. TTK’nın 1409. maddesine göre sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Ayrıca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat hakkı sigortacıya aittir.Neticede dosyadaki kayıt ve belgelere, araç sürücüsünün kaza yerini terk etmesinin tek başına rücu sebebi olmamasına, ZMM Sigorta Genel Şartlarının 4F maddesinin koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınarak kanaatiyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.024,65 TL harçtan karşılanarak bakiye 844,75 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 9.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/06/2023