Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/422 E. 2022/726 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/422 Esas
KARAR NO : 2022/726

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— sayılı dosya ile yapılan ilamsız icra takibine her iki borçlununda haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini ve takip durdurulduğunu, müvekkil şirket ——- plakalı araç sahibinden temlik alacaklısı olup taraflar arasında alacağın temlik sözleşmesi yapıldığını, itirazın iptali istenen icra takibine konu alacağın nedenin; davalıların %100 kusurlu olduğu bir trafik kazası olup davalıların sürücüsü ve maliki olduğu—— plakalı aracın %100 kusurlu olması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında temlik veren ——-plakalı aracındaki ticari kazanç kaybı olduğunu, temlik veren —— plakalı aracı ticari kazanç sağlayan, ——olduğunu, 14/03/2019 tarihinde davalıların sahibi, işleteni ve sürücüsü olduğu araç %100 kusurlu şekilde temlik veren aracına çarpmış ve aracın tamirhanede kalmasına bu nedenle de faaliyetinden mahrum kalarak ticari kazanç kaybına neden olduğunu, davalıların %100 kusurlu olduğu ——sigorta şirketinin mutabakatı ile sabit olduğu, davalıların %100 kusurlu şekilde temlik edenin aracına çarpmaları nedeniyle temliğe konu araçta maddi hasar meydana geldiği, ortaya çıkan hasar sebebi ile temlik edene ait araç onarımda kaldığı, bu süre içerisinde ticari işlevini yerine getiremediğinden kazanç kaybına ilişkin alacak oluştuğu, 2019 yılında ——- faaliyet gösteren bir ——- günlük kazancı en az 400 TL olduğu, kazanç kaybına ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere kazanç kaybı talep ettiklerini, davaya konu 29/08/2019 tarihli trafik kazası neticesinde temlik verene ait ——- plakalı araç hasar gördüğü, kazanç kaybının hesaplanmasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde hesaplanan aracın kaç günde tamir edilebileceği esas alındığı, temlik edene ait aracın kaç günde tamir edilebileceğinin hesaplaması beklenemeyeceğinden ve mümkün olmadığından belirsiz alacak davası açılması zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin uğradığı kazanç kaybı uzman bilirkişilerce yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tam ve kesin olarak belirlenebileceği, müvekkile ait araç ile aynı nitelikteki benzer araçların ortalama geliri ilgili Sendikalardan, ——- ya da bilirkişi vasıtasıyla da sorularak tespit edilebileceği, 20/01/2020 tarihinde davalı yanın kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile temlik alacaklısı olan müvekkilinin uğradığı kazanç kaybına ilişkin fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımızın saklı kalmak üzere henüz belirsiz olan alacağımızın şimdilik 100,00 TL tutarındaki maddi tazminat miktarının, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı yanlardan tahsilinc, icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı ——– Vekili Cevap Dilekçeden Özetle; Davada usul itirazında bulunduklarını, İtirazın iptali davalarındaki dava ve alacak miktarı itiraz edilen takip talebindeki miktar kadar olduğu, itirazın iptali davaları belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı, itirazın iptali davalarındaki alacak miktarı sabit ve davacı yan icra takibi ile belirlediği ve itiraz ile duran takibe karşı itirazın iptali davası açmakla alacağı sabit olduğu, davacı yana itirazın iptali davasında takip talebinde belirlenen harca esas 400 TL üzerinden dava harcının tamamlattırılmasını talep ettiklerini, itirazın iptali davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağının tesbitine, takip talebi üzerinden harcın ikmalen tamamlattırılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Diğer davalı——– kendisine yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davacı yanın dava dilekçesine cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle,——-sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67. maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. İtirazın iptali istemine konu,——sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, huzurdaki davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından verilen raporda özetle ” Dava konusu kaza ——sürücü——görüşü; “trafiğin durması sonucu —–plaka sayılı araca arkadan vurdum.” Beyanı ile kaza krokisi beraber değerlendirildiğinde; dava konusu kazaya seyir halinde olup aracın durması neticesinde; dikkatsiz, tedbirsiz davranışı sonucu meydana geldiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 56 c) “Araçlar arasındaki mesafe: Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” Maddesini ihlal ettiği; aynı kanunun Madde 84 Araç sürücüleri trafik kazalarında; d) Arkadan çarpma, Hallerinde asli kusurlu sayılırlar; hususu da dikkate alındığında %100 asli kusurlu olduğu; ——–görüşü: “trafiğin yavaşlaması sonucu ——-plaka sayılı arkadan vurdu. “Aracımda hasar oldu.” Şeklinde beyanı ile kaza krokisi beraber değerlendirildiğinde; dava konusu kazaya engel olabilecek bir durumu olmadığından dolayı, dava konusu kazada atfa kabil bir kusuru olmadığı; Dava konusu kaza nedeniyle hesaplanacak kaza tarihi itibariyle kazanç kaybı 351,82 TL 2 gün = 703,64 TL olduğu; “alacağın %20 si temellük edene ait olmak üzere kesin olarak devir ve temlik ettiğini kabul ve taahhüt ettiğini.———-” hususunda 703,64 TL x 0,20 = 140,73 TL olduğu; ” şeklinde rapor sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan hükme ve denetime elverişli rapor içeriğine göre, davalı ——– plakalı aracın sürücüsünün KTK. 56/c uyarınca % 100 oranda kusurlu olduğu, Temlik eden dava dışı araç sürücüsü———plakalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğu, 2 günlük süre içerisinde onarımının yapılarak teslim edilmiş olmasının süre olarak makul olduğu, söz konusu aracın kaza tarihi itibari ile günlük ortalama brüt gelirinin 140,73 TL olduğu, kusuru ile davacının kazanç kaybına sebep olan davalıların kazanç kaybı nedeniyle oluşan maddi zararından sorumlu olduğu anlaşılmakla düzenlenen bilirkişi raporu, denetime elverişli görülerek ve davacı ile dava dışı ——- arasındaki temlik sözleşmeside hükme esas alınarak davanın kısmen kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir.İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Arabuluculuk görüşmesine katılmayan taraf, davada haklı da çıksa haksız da çıksa yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Ayrıca davada haklı çıkması halinde lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Bu halde arabuluculuk görüşmesine katılmayan taraf vekalet ücreti alamaz ve yargılama giderini ödemeye mahkum edilir. Davalılar usulüne uygun olarak davet edildiği arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından dolayı tüm yargılama giderleri davalı taraf üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalıların ——– Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının kısmen iptali ile, takibin 140,73 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 80,70-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydı yapılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin nispi harç, 31,00 TL ıslah harcı olmak üzere 140,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, artan 9,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 293,70 -TL tebligat ve müzekkere gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.193,70-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——– nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.